Gündem

"FETÖ, 15 Temmuz gecesi emniyetin dijital kayıtlarını kaçırmayı amaçladı"

Dosyalarda, 17-25 Aralık'ın ardından cemaate yönelik çalışmalarla ilgili kritik bilgiler içerdiği öne sürüldü

02 Mayıs 2017 12:01

15 Temmuz gecesi Ankara Emniyet Müdürlüğü’nü tanklarla ele geçirmeye çalışan cuntacıların, cemaat ile ilgili soruşturma dosyaları ile dijital kayıtları kaçırmayı amaçladıkları iddia edildi. Karar'dan Erol Metin'in haberine göre, direnen polisler tarafından korumaya alınınca başarılı olmayan Yarbay Ejder Yıldırım'ın bu kez polislerin öldürülme emrini verdiği ileri sürüldü.

Karar'ın haberi şöyle:

FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında Ankara Emniyet Müdürlüğü, 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı’na bağlı zırhlı araçlarla ele geçirilmeye çalışılmıştı. Hazırlanan iddianamede, mağdur polislerin ifadelerine yer verildi. Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Abdülkadir Türkyılmaz, saldırı esnasında özellikle FETÖ’yle aktif olarak mücadele eden şubelerinin hedef alındığına dikkat çekti. Yerleşke içerisine giren ilk zırhlı aracın üstüne çıkan rütbeli bir askeri personelin “Canlı polis istemiyorum” şeklinde bağırdığını belirten Türkyılmaz, araçlardan inip şubeye giren askerleri gözaltına aldıklarını aktardı. Bir diğer polis memuru Hüseyin Kibar, gözaltına aldıkları teğmen rütbesindeki bir askerin, “Ayakta polis istemediğini” söyleyen komutanın kendilerine öncülük eden Yarbay Ejder Yıldırım olduğunu, polislerin üzerine ilk ateşin de Yıldırım tarafından açıldığını itiraf ettiğini anlattı. Polis memuru Barış Özer, saldırı sırasında darbecilerin ele geçirmeye çalıştığı TEM Şube Müdürlüğü’ndeki FETÖ terör örgütüne yönelik çalışmalara ait klasörler ile belge ve dijital materyalleri muhafaza altına almaya çalıştıklarını belirtti. Polis memuru Fahri Uyar ise yaralı arkadaşlarını kurtarmak için ellerini havaya kaldırarak askerlere “Ateş açmayın. Yaralımız var. Onu almaya geliyorum” demesine rağmen güvenli alana girecekleri sırada arkalarından yoğun şekilde ateş açıldığını, kendisinin de kafasından vurulduğunu beyan etti. Polis memuru Bülent Kaya da gözü dönmüş FETÖ’cü hainlerin yaralıları almalarına dahi müsaade etmediğini ifade etti.

Polis memuru İlyas Sökmen ise, 7-8 sivil vatandaşın zırhlı araçların önüne geçerek onları durdurmak istediğini, rütbeli askerlerin vatandaşların üzerine ateş etmeye başladığını, bu olayın akabinde müdüriyet içerisindeki sivil ve resmi kıyafetli tüm personelin tekbir sesleri ile ‘Asker polis kardeştir, hatadan geri dönün, biz bu ülkenin evlatlarıyız’ sloganları eşliğinde askerlere doğru yürüdükleri sırada, rütbeli askerler tarafından ateş açıldığını, kendisinin Shortland aracı ile araya girerek arkadaşlarına sutre oluşturduğunu, buna rağmen emniyet personelinden vurulanlar olduğunu anlattı.

Olayın tanıklarından polis memuru İrfan Bektaş ise şunları söyledi: “Görevli polis memurları, etrafı zırhlı araçlarla saran askerlere ‘Siz askersiniz, biz polisiz. Çekin gidin. Kimsenin canı yanmasın’ dedi. Askerler ise ‘Hepiniz silahlarınızı bırakın, teslim olun, bu bir darbedir’ karşılığı verdi. Bu sözler sonrasında ‘Ya Allah Bismillah Allahu Ekber’ şeklinde bağırmaya başladık. Bunun üzerine zırhlı araçlardan bize ve emniyet binasına doğru ateş açılmaya başladı.”

FETÖ’nün ele geçirmeye çalıştığı dosyaların, 17/25 Aralık darbe girişiminin ardından örgüte yönelik çalışmalarla ilgili kritik bilgiler içerdiği öğrenildi.

"Vatandaşların yardımıyla
askerlerin üzerine yürüdük"

Ankara Emniyet Müdürlüğü’nü kahramanca savunarak darbecilerin işgaline uğramasını engelleyen polis memurları, canlarını hiçe sayıp kendilerine yardıma koşan sivil vatandaşların fedakarlığına da dikkat çekti. Barış Ünvay, vatandaşların yardımıyla askerleri etkisiz hale getirdiklerini kaydederken, Murat Özbay, “Müdürlüğün önünü ZPT’lerle kapatan askerlere hitaben ‘Asker geri dön, buradan ayrıl’ şeklinde bağırdık. Akabinde gelen vatandaşlardan da güç alarak askerlerin üzerine yürüdük” dedi. Öte yandan darbe girişimi gecesi Jandarma Genel Komutanlığı’na giden Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanı Turgut Aslan da cuntacılar tarafından korumasıyla birlikte önce rehin alınmış ardından da gözleri bağlı bir şekilde götürüldüğü bir odada başına ateş edilerek infaz eilmek istenmişti. Ancak Aslan 16 Temmuz sabahı operasyon düzenleyen özel hareket polisleri tarafından ağır yaralı şekilde bulunmuştu.