İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen 'FETÖ' soruşturması kapsamında hazırlanan iddianamede Gülen cemaati lideri Fethullah Gülen'in yeğeni Mehmet Mezher Gülen için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Diğer 13 sanık hakkında da 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
İzmir Terör ve Örgütlü Suçlar Cumhuriyet Savcısı Ayhan Yılmaz tarafından hazırlanan ve 110 sayfadan oluşan iddianame İzmir 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
İddianamede, 17 Mayıs'ta tutuklanan Mehmet Mezher Gülen ve diğer sanıklar, 'silahlı terör örgütü yöneticiliği' ve 'silahlı terör örgütüne üye olmak' ile suçlanıyor.
İddianamede örgütün nasıl çalıştığını deşifre eden savcı Yılmaz, 'yeğen' kod adlı kimliği gizlenen tanığın geçtiğimiz yıl 7 Şubat'ta Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne başvurup, FETÖ/PDY terör örgütü hakkında ihbarda bulunduğunu belirtti. Yılmaz, bu tanığın verdiği bilgiler doğrultusunda eyalet imamlarının ortaya çıktığını vurguladı.
"Ak Parti'nin hüsrana uğrayacağı düşünülüyordu"
Gizli tanık 'yeğen'in de iddianamede ifadesine yer veren Yılmaz, şunları söyledi:
"Vereceğim bilgiler FETÖ/PDY terör örgütünün mahrem (namus) diye adlandırdığı bilgilerdir. FETÖ/PDY terör örgütünün genel yapılanması ve özellikle Ege Bölgesi'nde örgütün yapısının deşifre edilmesine yöneliktir. FETÖ/PDY terör örgütü 1 Kasım 2015 seçimlerinde Ak Parti'nin gideceğini tüm alt birimlerine sohbetlerde söylüyordu. Sohbetlerde hükümet gittikten sonra her şeyin düzeleceğini ve ülkede refah ve istikrarın olacağını, ülkenin önündeki en büyük engelin Ak Parti olduğu söyleniyordu. Hükümet gittikten sonra ülkenin tekrar asıl sahibi olarak kendilerini gördükleri söylüyorlardı. Ancak 1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra Ak Parti tek başına iktidar olunca büyük hüsrana uğradılar ve kendilerince acil eylem planları ve tedbirler almaya başladılar. Örgüt içerisinde yapılan yolsuzluklar ve usulsüzlükleri gördüğümden örgütün tamamen dini istismar ederek insanları kandırdıklarını görmeye başladıktan sonra örgütten ayrılmak için fırsat kolluyordum. Sohbete katılan arkadaşlar arasında dört dörtlük puanlama sistemi oluyordu."
"Akın İpek anahtar teslimi yaptı"
'Yeğen' kod adlı gizli tanığın ifadesinin devamında, Koza Altın İşletmeleri sahibi Akın İpek tarafından babası Ali İpek adına Bergama'da 12 milyon lira karşılığında anahtar teslim olarak Beyza Özel Eğitim isimli FETÖ/PDY terör örgütüne ait şirkete teslim edildiğini, yurt binasının projesi ve yapımı tamamen Akın İpek'in kontrolünde olduğu, yurdun beş yıldızlı otel tarzında yapıldığını açılışının ilk yılında yaklaşık sekiz bin kişi tarafından ziyaret edildiğini, söyledi. Gizli tanık, Fethullah Gülen ile ilgili seçilmiş bir veya iki video gösterimi yapıldığını, ardından 'ilçe imamı' Nazmi Peker'in bir konuşma yaptığını belirterek şöyle dedi:
"Akın İpek'in ilk projesi Bergama Ali İpek Erkek Öğrenci Yurdu'dur. Akın İpek bu yurt gibi ülke genelinde 33 tane daha yurt veya okul yapıp teslim edeceğini söylemiş. Bu yurdun beş yıldızlı bir otel gibi yapılmasındaki amaç, il dışından gelen misafirlerin ve Bergama ilçesinde yaşayan halkın özellikle Alevi kesimin dikkatlerini bu yurt üzerine çekmek, toplantı, yemek ve sohbet gibi organizasyonları da böyle daha güzel yerlerde yapabilmek ve örgütün alt kesimine de 'böyle güçlüyüz' şeklinde mesaj vermek istenmesidir.
Ali İpek Erkek Öğrenci Yurdu, Koza Altın İşletmeleri Ovacık Altın Madeni İşletmesinin Müdürü Cemalettin Çetin isimli şahsın sorumluluğundaydı. Cemalettin Bey'den habersiz yurttan bir çivi sökülmez ve çakılmazdı. Bütün yapılan iş ve işlemlerle ilgili Yurt Müdürü Mustafa İpek önce Maden Müdürü Cemalettin Çetin'e bilgi verirdi. Onun talimatları doğrultusunda hareket ederdi. Yurt öğrenci kayıtlarını aldıktan sonra, öğrencilerden gelen para ile yurdun masrafları karşılanamıyordu ve yetersiz kalıyordu.
Bu durum Bergama İlçe İmamı Nazmi Peker 'e Mustafa İpek tarafından iletildi ve Nazmi Peker ise 'Bergama Mütevelli Heyetinin ekonomik gücü bunu karşılamaz bu konuyu sen git Cemalettin Çetin'e aktar' dediğini biliyorum. Mustafa İpek, İlçe İmamı Nazmi Peker ve dönemin Karşıyaka İmamı 'Numan'kod adlı Nadir Okşit ile birlikte konuyu 'Avukat abi' kod adlı Ege Bölgesi İmamı Bekir Baz'a bildirdi.
Bekir Baz 'eğer maden bu yurdun giderlerini karşılamayacak ise hemen bu yurdu boşaltın, cemaatin bu tür şeyler için vereceği parası yoktur' talimatını verdi. Bunun üzerine durum Akın İpek'e bildirildi ve Akın İpek bu konuya bakan avukat ve sorumlu kişiler ile görüştü, Yurt Müdürü'ne geri dönüş yapıldı, şirkete fatura kesildi, faturaya yurtta kalan öğrencilerin barınma, yeme ve içme giderleri' yazıldı ve her ay düzenli Beyza Özel Eğitim Şirketi, Koza Altın İşletmeleri adına 54 bin lira bedelli fatura kesildi. Faturayı Yurt Müdürü Mustafa İpek, Cemalettin Çetin'e her ay düzenli olarak verdi.
Miktarı belirtilen bu para Beyza Özel Eğitim Şirketi'nin Bergama da bir bankanın şubesinin hesabına yatardı. Bu yatırılan paranın 30 bin lira yurt giderleri için kullanılır. Geri kalan 24 bin TL örgütün Bergama Genel Muhasebe kasasına bırakılırdı. Zamanı geldiğinde Zanzibar ve Pakistan ülkelerine yurtdışı ödemesi olarak aktarılırdı. Bu durum Kasım 2015 yılında Koza Altın İşletmeleri A.Ş.'ye kayyum atanana kadar devam etti. Kayyum atandıktan sonra ödemeler durduruldu."
Fethullah Gülen'in yeğeni Mehmet Mezher Gülen iddianamede yer alan ifadesinde şunları söyledi:
"Öncelikle ben kendimi takdim etmek istiyorum. Ben coğrafya öğretmeniyim. Burada neden bulunduğumu anlamış değilim gizli tanık denen muhterem kimse herhalde Bergama civarında mı oturuyor bilemiyorum, beni nereden dahil etmiştir? Bana verilen yazıda beni de ithamla suçlamıştır. Bir atasözümüz vardır; bir yalancı bir kuyuya taş atıp kırk kişinin çıkarmaya çalışması gibidir.
Bu gizli tanığın nasıl var olduğunu da anlamış değilim. Ben bir öğretmen olarak gizli tanığın nasıl olduğunu anlamış değilim. Tanık açık olur. Bu tanık bir taş atmış; hakim, savcı avukat ve biz çıkarmaya çalışıyoruz. Gizli tanık ifadesinde 7 Şubat'ta bir suç işlendiği görülmektedir. Bu çok uzak bir tarih değildir. İşlediğimiz suçu unutma ihtimalimiz yoktur. Biz bu tarihte ne suçu işlemişizdir bana bildiriniz."
Savcı Yılmaz iddianamede örgüt devleti ve yönetimi ele geçirebilmek amacıyla her yolu denediğini belirterek şu ifadelere yer verdi:
"Devlet kurumlarının içine sızıp, bu amaçla ülkenin her tarafında evler ve yurtlar oluşturup, okullar, dershaneler açmıştır. Örgüt üyelerinden himmet, kurban bağışı, burs gibi adlarla para toplandı. Bu toplanan paralar ile örgütün eylemlerini finanse ettiği, devlette ve tüm kurumlarda, STK'larda yaygınlaşmak amacıyla yayınlar yapmıştır.
Soruşturma dosyası kapsamında haklarında dava açılan tüm şüphelilerin bu organizasyon içerisinde bilerek ve isteyerek yer almıştır. Bir kısmının himmet, burs, kurban bağışı gibi para vermek, bir kısım şüphelilerin bu toplanan paraların toplanmasını ve ilgili birimlere ve kişilere aktarılmasını sağlamak amacıyla yer aldıkları anlaşılmıştır."
İzmir 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede yer alan sanıklar önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.