Gündem

Fener dosyası bu gece geliyor

Adalet Bakanı Şahin, Deniz Feneri e.V. dava dosyasının, bu gece kurye ile Dışişleri Bakanlığı'na ulaşacağını bildirdi.

23 Şubat 2009 02:00
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Almanya'daki Deniz Feneri e.V. dava dosyasının, bu gece kurye ile Dışişleri Bakanlığı'na ulaşacağını bildirdi.

Şahin, Almanya Adalet Bakanı Brigitte Zypries ve beraberindeki heyetle Ortaköy'deki Four Seasons Otel'de basına kapalı gerçekleştirilen ve 3 saat süren toplantının ardından yaptığı açıklamada, "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın istediği dava dosyası, bu gece kurye ile Dışişleri Bakanlığı'na ulaşacak. Yarın da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na ulaştıracağız" dedi.

Şahin, Almanya'da görülen Deniz Feneri e.V. davasına ilişkin, "Ucu kime dokunursa dokunsun, eğer bir suç işlenmişse, bu suçun işlendiğine dair bilgiler, belgeler varsa yargı organlarımız gerekeni yapacaktır" dedi.

Şahin, Almanya Adalet Bakanı Brigitte Zypries ve beraberindeki heyetle Ortaköy'deki Four Seasons Otel'de basına kapalı gerçekleştirilen toplantının ardından yaptığı açıklamada, 2 ülke arasında adli konuların görüşüldüğünü ifade etti.

Şahin, 2007'de dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile Almanya Adalet Bakanı arasında 2 yıllık bir protokol yapıldığını, bu çerçevede Avrupa Birliği hukukunun Türkiye'nin iç hukukuna yansıması konusunda Almanlar ile çalışma yürütüldüğünü anımsattı. Şimdi bu çalışmaların 2009-2010 yılını kapsayan programına ilişkin mutabakata varıldığını bildiren Şahin, 2 ülke arasında yapılacak çalışmalarla AB müktesebatı ve hukuk alanındaki gelişmelerin Türkiye iç hukukuna aktarılmasının amaçlandığını aktardı. Şahin, daha sonra soruları yanıtladı.

"Görüşmede Deniz Feneri e.V davası ve dava dosyası gündeme geldi mi?" şeklindeki soruyu yanıtlarken Şahin, her 2 bakanlığın da karşılıklı adli yardımlaşma konusunda sadece aracılık görevi yaptığını ifade etti. Şahin, "Deniz Feneri davası ile bizim yaptığımız, bu dosyayı talep eden Cumhuriyet Savcılığına gönderilmesinden ibarettir" dedi.

Konuk bakan ile görüşmede, son dönemde 2 ülkenin adli yardımlaşma alanında ilişkilerinin ağır ve yavaş işlediğine dair şikayetlerin var olmasının da ele alındığını kaydeden Şahin, bu konuların hızlandırılması için mutabakata vardıklarını söyledi.

Şahin, şöyle devam etti:

"Almanya'da görülen ve karara bağlanmış olan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının istediği o dava dosyası, sanıyorum bu gece ülkemize ulaşmış olacak. Akşam saatlerinde bir kurye ile Dışişleri Bakanlığı'na gelir. Yarın sabah da Adalet Bakanlığı olarak biz temin ederiz. Yarın büyük bir ihtimalle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na o dosyayı intikal ettiririz."

Dosyanın Türkiye'ye gelişine ilişkin süreci yakından takip ettiğini vurgulayan Bakan Şahin, "Bu dosya bizim Almanya'daki misyonlarımıza geliyor. Onlarla temas halindeyiz. En son bilgi, akşam üstü bir kuryeyle Türkiye'ye gönderileceği... Akşam Dışişleri'ne gider. Dosya şu anda Türk yetkililerinde, yola çıkmak üzere" dedi.

‘İki dosyayı kıyaslayın’

Bir gazetecinin "CHP'nin elindeki dosyayı inceleme şansı buldunuz mu?" sorusu üzerine Şahin, "Eğer sayın Baykal o dosyayı en azından bilgi için bize gönderirse sevinirim. En azından mukayese yapma imkanı buluruz" şeklinde konuştu.

Şahin, Deniz Feneri e.V davasının Ankara veya İstanbul'da görülüp görülmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine, dosyayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın istediğini, dolayısıyla dosyayı onlara göndereceklerini, bundan sonrasının yangının işi olduğunu belirtti. Şahin, "Bu bir yargı sürecidir. Ben böylesine bir yargı sürecinin siyasi polemik konusu yapılmasından, seçim meydanlarına bunun taşınmasından, 'bu seçim Deniz Feneri seçimi olacaktır' denmesinden son derece rahatsızım. En azından bir hukukçu olarak rahatsızım" dedi.

‘Siyaset malzemesi olmamalı’

Bakan Şahin, bu tür yargı süreçlerinin siyaset malzemesi yapılmaması gerektiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Seçim meydanlarında içeriği belli olmayan birtakım dosyaların sallanarak o dosyaya konu davaların malzeme yapılmış olması Türkiye'ye pek yakışmıyor. Bu dosya tabii ki savcılar tarafından incelenecektir. Eğer bu dosya içerisinde Almanya'da işlenen suç ve benzer suçlarla ilgili Türkiye uzantılarını gösterir deliller varsa Cumhuriyet savcılarımız tarafından bu değerlendirilecektir. Türkiye'de hukuki süreç mutlaka işleyecektir. Biz hükümet olarak, hatta ben Adalet Bakanı olarak, suç işlediği iddia edilen hiç kimsenin yargıdan kaçırılması, cezasız kalması gibi bir düşünce içinde olamayız. Bu konudaki iddiaları ve eleştirileri de son derece haksız eleştiriler olarak değerlendiriyorum. Dosya incelenir, gereken neyse yargı organlarımız yapar. Bırakın yargı bu konudaki görevini yapsın. Yasama, yürütme kendi görevini yapsın. İşlerini birbirine karıştırmayalım."

Bir gazetecinin "Ucu nereye dokunursa dokunsun mu diyorsunuz?" sorusu üzerine de Şahin, "Gayet tabii... Ucu kime dokunursa dokunsun, eğer bir suç işlenmişse, bu suçun işlendiğine dair bilgiler, belgeler varsa yargı organlarımız gerekeni yapacaktır. Ama böyle bir davanın seçim malzemesi olarak kullanılması, hatta önümüzdeki 29 Mart seçiminin bu davanın bir seçimi olarak gösterilmiş olmasını bir talihsizlik olarak değerlendiriyorum" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Baykal'ın "Dosya gönderilmeseydi araştırma yapılmayacaktı" şeklindeki ifadelerinin hatırlatıldığı Şahin, "Savcıların yapması gereken işlemin hesabını niye Adalet Bakanına soruyorsunuz? Türkiye'de yargı bağımsız değil mi? Ben savcılara bu konuda bir talimat versem o zaman beni eleştirmeleri gerekir" dedi.

Şahin, 2005 yılında yapılan bir değişiklikle bakanların savcılara soruşturma talimatı verme yetkisinin kaldırıldığını hatırlatarak, kuvvetler ayrılığının gereği böyle bir yetkisinin bulunmadığını belirtti. Şahin, "Hakimler ve savcılarımıza güveneceğiz. Onların yapması gereken bir işi yapmadığı iddiasıyla beni suçlamış olmalarını haksızlık olarak değerlendiriyorum" diye konuştu.

"(Hükümetimizle kavga eden, zıtlaşan yerel yönetimler her projelerini Ankara'dan geçiremiyor. O nedenle halkıyla, hükümetiyle, devletiyle barışık mahalli yöneticiler işbaşında olursa bizim sorunlarımız daha çok çözülür) yönündeki sözleriniz tehdit olarak algılandı. Ne diyeceksiniz?" şeklindeki soruyu yanıtlarken Şahin, proje üretip, merkezi hükümetten destek isteme konusunda açıklama yaptığını belirtti.

'İşbirliğine atıfta bulundum'

Şahin, merkezi hükümetle işbirliği halinde olabilecek yetenekteki belediye başkan adaylarına atıfta bulunduğunu belirterek, "Antalya milletvekiliyim, bakanım. Biri hariç, diğer partilere sahip belediye başkanlarıyla tanışma fırsatı bulamadım. Ben bakanım, ilçesine gidiyorum, ilçe belediye başkanı beni karşılamaya bile gelmiyor. Bir projesini bana getirip Ankara'da yardımcı olur musunuz demiyor" dedi.

Herkesin hükümeti olduklarını ve belediye başkanlarının da herkesin belediye başkanı gibi hareket etmeleri gerektiğini ifade eden Şahin, Antalyalı seçmenlere merkezi hükümetle diyaloğu olan bir belediye başkanı seçmeleri yönünde çağrıda bulunduğunu kaydetti.

Şahin, bir gazetecinin sağlık durumunu sorması üzerine, "Birkaç gündür Antalya'daydım. Üşütmüş olabilirim. Sağ kolumun kürek kemiğinde dünden beri zaman zaman dayanılmaz bir ağrı başladı. Çok acı çekiyordum. Akşam hastanedeydim" diye konuştu.

Ağrı kesicilerle bu toplantıya geldiğini kaydeden Şahin, yeniden hastaneye döneceğini ancak çok işleri olduğu için akşam Ankara'ya gideceğini belirtti.

Bir gazetecinin "Kabineye nazar mı değdi?" sözlerine Şahin, "Bilmiyorum" karşılığını verdi.

Şahin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in de otele geldiği ifade edilerek, "Ergenekon iddianamesinin görüşülüp görüşülmediğinin" sorulması üzerine, bu konuları görüşmediklerini, Engin'in resmi toplantıya da katılmadığını söyledi.