Sözcü gazetesi yöneticileri ve çalışanlarına yönelik davanın ikinci duruşması bugün (23 Ocak 2018) İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada Sözcü Gazetesİ İmtiyaz Sahibi Burak Akbay hakkındaki yakalama kararının devamına karar verildi, bir sonraki duruşmanın 30 Mayıs’a ertelenmesine hükmedildi. Duruşmada, "tanık" sıfatıyla gazeteci - yazar Fehmi Koru da dinlendi. Koru, iddianameye "delil" olarak giren "Sözcü gazetesi cemaat projesi mi?" başlıklı yazısına ilişkin olarak, "Cemaate biraz bu konuda bir komploculuk atfederek böyle bir gazete ile irtibatlı olabilir mi diye temeli olmayan bir kuşkuyu ifade etmiştim" dedi.
Burak Akbay, muhabir Gökmen Ulu, haber müdürü Mediha Olgun ile muhasebe sorumlusu Yonca Yücekaleli’ye "Silahlı terör örgütünü yönetme", "Silahlı terör örgütü propagandası yapmak" ve "Silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek isteyerek yardım etme" suçlaması yöneltiliyordu.
'Temeli olmayan bir kuşkuyu ifade etmiştim'
Bir gezi sırasında Ertuğrul Akbay’ın kendisine, oğlunun yurt dışında öğrenci olduğunu, orada güzel insanlarla tanışarak dini hassasiyetlere sahip olarak yetiştiğini söylediğini aktaran Koru, “O zaman FETÖ yok, cemaat olarak adlandırılan bir grup vardı. 'Güzel insanlar' sözünü ben oraya çektim. Başka yurtdışında bu tür çalışmaları olan insanlar olmadığını düşünerek oraya çektim” ifadelerini kullandı.
Duruşmaya verilen kısa aranın ardından mahkeme heyeti, Sözcü’nün sahibi sanık Burak Akbay hakkındaki tutuklamaya yönelik yakalama kararının devamına karar verdi. Diğer sanıklar hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin de devamına hükmeden heyet, muhabir Gökmen Ulu'nun yurtdışına çıkış yasağının da devamına karar verdi.
Mahkeme Başkanı gazete manşetlerini sordu
Duruşma, Sözcü gazetesi yazarlarından Rahmi Turan’ın tanık olarak dinlenmesiyle başladı. Mahkeme başkanı Şimşek Turan’a, gazetenin yayın politikasının ne olduğunu ve yayın politikasının FETÖ ile ilgisi olup olmadığını sordu. Sözcü gazetesindeki her şeye kurulduğu günden bu güne vakıf olduğunu beyan eden Turan, “Sözcü'den önce Gözcü çıkıyordu. Doğan grubunun patronu Gözcü'yü kapatmaya karar verince ben çok eski arkadaşım Ertuğrul Akbay'a haber verdim. FETÖ ile ilişkilendirildiği vakit elimde olmadan tüylerim diken diken oluyor acı acı gülümsemek istiyorum. Sözcü FETÖ ile ilişkili olsaydı kurulduğu yıllarda büyük reklamlarla girerdi ama öyle olmadı” dedi. Burak Akbay'ı doğduğu günden beri tanıdığını beyan eden Turan, Akbay’ın İsviçre’de bir yüksek okulda okuduğunu belirterek, “FETÖ okullarında okudu lafı bana sanki uzaydan uydurma bir söz gibi geliyor. Bu iddiaların hiçbirinin doğru olmadığı kanaatindeyim. Muhalif bir yapısı vardır Sözcü'nün. Kurulduğu günden beri iktidarlara muhalifti. Şimdiki iktidar geldikten sonra da muhalefete devam etti. Gazetenin önünü kesmek için Burak Akbay'a böyle bir iftira atılmış olabilir” ifadelerini kullandı. Mahkeme başkanı Şimşek, “Gazete manşetlerinin FETÖ ile ilgili gazetelerin manşetleri ile benzer olmasına ne diyorsunuz” diye sordu. Sözcü’nün FETÖ ile bir bağlantısı olamayacağını vurgulayan Turan bu soruyu, “FETÖ'den talimat alma gibi bir şey söz konusu bile olamaz. FETÖ ile ilgili hiçbir arkadaşımın ilgisini hiç kimse gösteremez” diye cevapladı.
Akbay hakkıdnaki yakalama kararı devam
Tanık beyanlarının ardından avukat Celal Ülgen mahkemeden, müvekkili Burak Akbay hakkındaki yakalama kararının kaldırılmasını talep etti. Diğer sanık avukatları da, müvekkilleri hakkındaki adli kontrolün kalkmasını ve dijital materyallerin teslim edilmesini talep etti. Duruşma savcısı, Akbay hakkındaki tutuklamaya yönelik yakalama kararının devamını ve adli kontrol hükümlerinin aynen uygulanmasını talep etti. Ara kararını açıklayan mahkeme, Akbay hakkındaki tutuklamaya yönelik yakalama kararının ve adli kontrol hükümlerinin devamına, sanık avukatlarının dijital materyallerle ilgili talebinin bu aşamada reddine karar verdi. Bir sonraki duruşma 30 Mayıs’a ertelendi.