Gündem

Fehmi Koru: Mesajları AKP-MHP işbirliğinin işe yaramayabileceği beklentisinde olduklarını düşündürüyor

"Cumhur İttifakı ‘zafer’ kazanarak bitirecek olursa, bunu, tek başına Tayyip Erdoğan‘ın başarısı olarak görmemiz gerek"

07 Mart 2019 08:06

*Fehmi Koru

Bu ayın son günü yapılacak seçimde iktidar cephesinin (AK Parti + MHP) en görünür kampanya silahı hiç kuşkusuz Cumhurbaşkanı da olan AK Parti lideri Tayyip Erdoğan

Önceki seçimlerde de kendisini yoğun biçimde meydanlarda ve televizyon ekranlarında görüyorduk, reklam panolarında resimleri yer alıyordu, ancak bu defa görüntü daha yoğun…

Sokakları süsleyen dev panolarda hiçbir iktidar adayının tek başına görüntüsü yok; yan yana panolarda tek başına Tayyip Erdoğan, o ilin belediye başkan adayıyla ikili olarak Tayyip Erdoğan, en sonda da ilçe ve il belediye başkan adaylarıyla üçlü olarak yine Tayyip Erdoğan yer alıyor…

İlk kez dün fark ettim: İktidar cephesinin küçük parçasını teşkil eden MHP’nin İstanbul/Beşiktaş’ta adayı var, onun reklam posterlerinde de Tayyip Erdoğan yer alıyor.

AK Parti ile MHP’li aday posterleri arasında tek fark, AK Parti’nin beyaz, MHP’nin ise kırmızı zemini tercih etmeleri…

Sokakları süsleyen dev panolarda hiçbir iktidar adayının tek başına görüntüsü yok; yan yana panolarda tek başına Tayyip Erdoğan, o ilin belediye başkan adayıyla ikili olarak Tayyip Erdoğan, en sonda da ilçe ve il belediye başkan adaylarıyla üçlü olarak yine Tayyip Erdoğan yer alıyor…

İlk kez dün fark ettim: İktidar cephesinin küçük parçasını teşkil eden MHP’nin İstanbul/Beşiktaş’ta adayı var, onun reklam posterlerinde de Tayyip Erdoğan yer alıyor.

AK Parti ile MHP’li aday posterleri arasında tek fark, AK Parti’nin beyaz, MHP’nin ise kırmızı zemini tercih etmeleri…

Panolarda kullanılan ‘Memleket İşi, Gönül İşi’ ortak sloganına yine Tayyip Erdoğan‘ın elinin kalbinin üzerine uzandığı fotoğrafı eşlik ediyor.

Cumhuriyet İttifakı için bu seçim kampanyasını organize eden profesyoneller, belli ki, Tayyip Erdoğan‘ın seçmen kitlesi üzerindeki etkisinin AK Parti ve MHP’nin parti olarak vatandaştaki karşılığından hayli ileride olduğu tespitinden hareketle böyle bir yola başvurmuş durumdalar.

Seçmenler, bu seçimde, AK Parti ve MHP’nin çıkardığı ittifak adaylarını düşünerek değil, onlara her bakımdan kefil olan Tayyip Erdoğan‘a güvenerek oylarını kullanacaklar.

Zaten bu yüzden de, seçimi  ve tarihin de o şekilde kayda geçirmesi gerekecek.

Ya tersi olursa?

Vatandaş sürprizi seviyor

Dünyanın seçim yapılan başka ülkelerinde olduğu gibi bizde de seçimler sürprizlere açık etkinliklerdendir. Seçmen denilen kitle, her zaman olmasa da, ara sıra sürpriz yapmayı, siyasileri şaşırtmayı seviyor.

Kendi meslek hayatımda pek çok kez seçmenin bu özelliğini müşahede fırsatı buldum. 12 Eylül (1980) askeri müdahalesi sonrasında gidilen ilk genel seçimde, lideri Kanada’da büyükelçi iken getirilip parti başkanı yapılmış bir orgeneral olan Milliyetçi Demokrasi Partisi‘nin iktidar olması bekleniyordu.

Turgut Özal‘ın Anavatan Partisi (ANAP) iktidarıyla karşılaştı Türkiye…

Ülkeye çağ atlattırdığı ve “Bizim alternatifimiz yok” iddialarının sahibi olan Turgut Özal‘ın ANAP’ı, ikinci yerel ve ikinci genel seçimlerinde seçmenden okkalı tokatlar yiyecekti.

Refah Partisi‘nin 1991’de Konya’nın, 1994’te Ankara ve İstanbul başta olmak üzere bazı büyükşehirlerin belediye başkanlıklarını kazanması, 1995 genel seçiminde sandıktan birinci parti olarak çıkması da seçmenin siyasi hayatımıza sürprizleriydi.

Bazı oylarını (yüzde 7 kadarını) Cem Uzan‘ın Genç Partisi‘ne kaptıran MHP’nin baraja takılması sayesinde AK Parti’nin tek başına iktidarını getiren 2002 seçimi de öyleydi. Sürprizdi.

Hatta bu tabloya, sonucu itibariyle AK Parti’nin iddiasını zedeleyen, görüntüsünü bozan 7 Haziran 2015 genel seçimini de ilave edebiliriz.

Anketlerin yalan söylediği ileri sürüldüğü ve gerçekten de anketlere çelişkili sonuçlar yansıdığı görüldüğü için, dört hafta sonraki seçimde sandığın ne diyeceğini öngörmek zor.

Sürpriz yaşanır mı? İttifak cephesi partilerinin oylarında düşüş olur, hayati önemde görülen büyük kentlerin belediye başkanlıklarını iktidar partileri dışındaki partilerin adayları kazanır mı?

Böyle bir durum olabilir de, olmayabilir de…

Ya olursa?

Ankara, İstanbul, Bursa, Manisa, Balıkesir gibi illeri iktidar partileri kaybederse? İki partinin güçbirliği ederek katıldığı seçimde, her iki partinin de kan kaybettiği görülürse?

Kuşku dolu bu soruları, her akşam birden fazla kanalda seçmen karşısına çıkan Tayyip Erdoğan‘ın söylemine de yansıyan bazı mesajlardan ve özellikle görev tanımlarında ‘seçime kadar muhalefet partileri ve muhalif adayları yıpratmak’ yazdığı izlenimi verecek tarzda yazılara imza atan kalemlerin üslubundan hareketle soruyorum.

AK Parti MHP işbirliğinin işe yaramayabileceği beklentisi içerisinde bulunduklarını düşündürüyor mesajları ve üslupları…

İki partinin parti kimliklerini geride bırakarak Tayyip Erdoğan popülerliğini ön plana çıkaran bir kampanya ile girdikleri bu seçimde beklenen sonucu alamamaları küçük bir ihtimal olabilir; ama seçmenin ara sıra da olsa sürpriz yapma muzipliği akılda tutulduğunda, sandık beklenenden farklı bir sonuç verirse ne olacak?

Geçen yıl yapılan başkanlık seçiminde oyların yüzde 50’den fazlasını almıştı Tayyip Erdoğan; ittifak partileri onu ön plana çıkararak yürüttükleri şimdiki kampanya ile Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ı bir kez daha oylatmış olmayacaklar mı?

Bu yönüyle de ilginç bir seçim olacak 31 Mart yerel seçimi…


*bu yazı fehmikoru.com'dan alınmıştır.