Dün Ankara’da varılan mutabakata herkes seviniyor. İktidar ve küçük ortağı “İstediğimizi aldık” diye seviniyor…Anamuhalefet CHP’lilerin başından itibaren ‘içleri yana yana’ da olsa Suriye’ye askeri müdahaleyi destekledikleri için, tabanlarından işitmedikleri azar kalmadı; onlar da fazla uzamadan çatışmasızlık sağlandı diye seviniyor…
Ne yalan söyleyeyim, bundan böyle kan dökülmesi gerekmeyeceği umuduna kapıldığım için ben de seviniyorum…
Bir umudum da, müdahalenin ilk gününden itibaren, özellikle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan üzerinden Türkiye ile ilgili olarak dünyanın dört bir tarafında yapılan olumsuz yayınların hiç değilse azalacağı ve bir süre sonra da kesileceği umudu…
Haberleri GoogleNews’den alanlar için sitenin sağladığı bir ek hizmet var: İlgilendiğiniz konuyu başlık olarak bildirirseniz size her gün o konuyla ilgili çıkan haberleri, kolayca ulaşabilmeniz için URL’sini de vererek, topluca iletiyor.
Tahmin edeceğiniz üzere, benim hakkında çıkanlardan haberdar olmak istediğim konuların ilk sıralarında ‘Türkiye’ ve ‘Tayyip Erdoğan’ adları yer alıyor.
Yıllar boyu günde Ortalama konuyla ilgili iki-üç haber alırken son on gündür posta kutum onlarca bildirimde yüzlerce haberle dolup taşıyor.
Neredeyse hepsi aleyhte haberler bunlar…
Kimse sormaz, ama biri “Şimdiki sonucu almak mı, yoksa onca haber ve yorumla yerin dibine batırılmak mı?” sorusunu bana yöneltseydi, hiç düşünmeden “Keşke böyle bir girişimde bulunulmasaydı” cevabını verirdim.
Tablo o kadar kötü.
Geride bıraktığımız on günün olumsuz PR faturası çok ağır; o faturanın altından kolay kalkılamıyacak… Yeni Şafak’ta yazan ajans sahibi Ali Saydam’ı bu PR saldırısını savuşturmak için devreye soksalar yeridir.
Kaynak İsrail’den
[Wikipedia sitenin doğrudan İsrail askeri istihbaratıyla irtibatlı olduğunu yazıyor. Doğru olma ihtimali yüksek bir bilgi bu.]
DEBKAfile 9 Ekim günü okurlarına Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahalesini ‘özel haber ve analiz’ başlığıyla şöyle duyurdu:
“DEBKAfile’ın askeri kaynaklarına göre, Türk ordusunun kısa vadeli hedefi, Suriye sınırında 100 km uzunluğunda ve 30 km derinliğinde bir güvenlik alanı kurmak. Şu sırada Türk hava saldırıları YPG militanlarının üsleriyle cephaneliklerine yapılıyor. Türk hava kuvvetleri Fırat’ın doğusundaki Haseke bölgesinde bulunan Re’s El-Ayn’ı bombalıyor. Türk kara kuvvetleri ile tankları Suriye’ye Çarşamba akşamı girdiler.
“Kürtlerin, Türklerin havadan attığı bombaları, Amerikalılar yardımlarına gelsin diye, abarttıkları anlaşılıyor.
“Askeri kaynaklarımız, Tayyip Erdoğan’ın, 7 Ekim Cumartesi günü Donald Trump’la yaptıkları telefon konuşmasında oluşmasını kararlaştırdıkları güvenlik bölgesi sınırlarını aşacağını sanmıyorlar. Trump o konuşmadan sonra, Türklerin planı önünde engel kalmasın diye, Suriye’nin kuzeyindeki gözetleme noktalarında görev yapan 100 kadar askerini çekeceğini açıkladı. Trump’ın bu kararı hem kendi ülkesinde hem de dışarıda sert eleştirilere maruz kalıyor. Trump Erdoğan’ı Kürtlere saldırıldığı takdirde Türk ekonomisini bitireceği konusunda da uyardı.”
Bu haber, yukarıda da belirttiğim üzere, ilk Türk askerinin sınırı geçtiği gün (9 Ekim’de) yayına girdi.
Site aynı ‘özel haber-analiz’ içerisinde üç kısa bilgi daha veriyor; onları da kayda geçireyim:
- İran Türkiye ile sınırında daha önce ilan etmediği geniş kapsamlı bir askeri tatbikat başlattı.
- ABD’ye ait küçük bir komando gücü, muhtemel bir Türk saldırısından korunmak için, 6 zırhlı araçla Suriye’nin kuzeyinde ve Halep yakınında bulunan Kobani’ye doğru yola çıktı.
- Türk yanlısı Türkmen milisler de Tel Ebyad’a beklenen Türk saldırısına destek çıkmak için Suriye-Türkiye sınırına yığınak yaptı.
Yukarıda Debka’dan sunduğum 9 Ekim (müdahalenin ilk günü) tarihli haber ve analizi ilginç buldunuz mu?
Ben buldum da. Olayı biraz da ilk gündem edindiğim bu bilgiyi aklımda tutarak izledim.
Çatışmasızlığı sağlayan dqünkü mutabakat sonrasında oluşan bölgenin haritasıyla mukayese edebilesiniz diye Debka’nın 9 Ekim tarihli haberinde sunduğu haritayı da burada bilginize sunuyorum.
Acaba bilgileri nereden alıyorlar?
Geçenlerde aramızda ilgisiz bir konuyu konuştuktan hemen sonra girdiğim ilk internet sitesinde karşıma tam da o konuştuğumuz konuyla ilgili bir reklam çıkıverdi.
Hani internette dolaşırken ilginizi çeken bir ürünle ilgili reklamla karşılaşmak neyse de, konuşulan konunun bile bilinmesi biraz tuhaf. Bir yakınım, “Aaa, aynısı benim de başıma geldi” dedi; bir-iki kişi daha benzer deneyimler yaşamış.
Böyle bir dünyada yaşıyoruz.
*Bu yazı fehmikoru.com'dan aynen alınmıştır.