Fehmi Koru*
Önce, ara sıra ilgisini çeken gülünesi malzemeleri gönderen bir dostumdan telefonuma ulaştı; çok beğenince ben de kendi yakınlarıma aynı mesajı ilettim. Eminim mesajımı alanlar da benim gibi güle güle bir hal olmuşlardır.
Evet, ara sıra da olsa gülmeye ihtiyacımız var; özellikle de şu günlerde…
Gülmemi sağlayan mesaj bir fıkra.
Okuyun ve neşelenin:
“Rusya Başbakanı Mihail Mişustin, Putin‘in yanına gelmiş ve ‘ülkenin doğusundan batısına farklı yerlerde farklı saatler uygulanıyor’ diyerek saat dilimlerinin kaldırılmasını talep etmiş…
Örnekler vermiş:
“Başka bir şehre uçuyorum, evi arıyorum, herkes uyuyor.
Geçen gün 04:00’te sizi aradım, uyandırmışım. Ama ben saatin akşam 04:00 olduğunu sanıyordum.
Doğum gününü kutlamak için Olaf Scholz‘u aradım meğerse doğum günü dün imiş.
Çin Devlet Başkanı’na mutlu bir yeni yıl diledim. Meğerse orada yılbaşı yarınmış.”
Cevap olarak Putin de demiş ki;
“Bunlar küçük şeyler. Bana olanı biliyor musun? İçinde Prigojin varken uçağın düştüğü gün vardı ya? Baş sağlığı dilemek için ailesini aradım, meğer uçak henüz havalanmamış..”
Fıkrada adı geçen Mihail Mişustin 2020 yılından beri Rusya Federasyonu başbakanı. Devlet başkanı Vladimir Putin tarafından atanmış biri.
Olaf Scholz’un adı da geçiyor fıkrada, o da Almanya başbakanı.
Rusya coğrafi olarak büyük bir ülke; bir ucundan diğerine dokuz saat fark var; ülkenin doğu ucunda akşam olurken Moskova’da insanlar yeni uyanıyorlar.
Bu ayrıntılar da bilindiğinde fıkra ‘cuk’ diye oturuyor.
Geçmişte, Soğuk Savaş döneminde ve Rusya henüz Sovyetler Birliği iken, komünist yönetimle ve yöneticilerle ilgili türlü çeşitli fıkralar üretildiğini hatırlıyorum. O zamanlar dünyanın en çok satılan mizah dergisi Moskova’da çıkardı. Krokodil adlı dergi çıkar çıkmaz 6,5 milyon adet satardı.
Rus halkı mizahtan hoşlanıyor.
Sovyetler’de rejimle ilgili anlatılan bazı fıkralar o dönemde ağızdan ağıza dolaşarak Batı’ya da ulaşırdı.
Mesela şu fıkra gibi:
“Bir arkadaş diğerine sorar: Radyodan hep Sovyetler Birliği’nde büyük bolluk olduğunu duyuyorum; fakat buzdolabına bakıyorum, bomboş! Ne yapmalıyım?”
Öteki kişiden şu cevap gelir: “Sen de buzdolabını radyonun prizine tak.”
Veya şu fıkra:
“Lenin yönetmek nasıl olur gösterdi, Stalin nasıl yönetmek gerekir gösterdi, Kruşcev herhangi bir aptalın ülkeyi yönetebileceğini gösterdi, Brejnev ise herhangi bir aptalın ülkeyi yönetemeyeceğini gösterdi.”
Bir de şu fıkra var:
“Adamın biri hastaneye gidip kulak-göz doktoruna görünmek istediğini söyler. Danışmadaki görevli, böyle bir ihtisas dalı bulunmadığını, ya göz muayenesine yahut kulak-burun-boğaz doktoruna gitmesi gerektiğini söyler. ‘Hayır’ der adam ‘Bana kulak-göz doktoru lazım.’ Görevli, ‘Şikâyetiniz nedir?’ sorusunu yönelttiğinde, adam, ‘Vallahi’ der, ‘Duyduklarım ile gördüklerim birbirinden çok farklı da; sorunum bu.’”
Moskova’ya ordusuyla rejimi değiştirmek üzere yola çıkan Wagner’in patronu Prigojin’in, o olaydan bir-iki hafta sonra bir uçak kazası sonucu hayatını kaybetmesi, doğal olarak akıllara “Acaba Putin’in intikamı mı?” sorusunu getirdi.
Girişte aktardığım, o kuşkunun fıkraya dönüşmüş biçimi.
Bana gelen ve kendimi tutamayıp bu yazıda size aktardığım ‘Putin-Prigojin fıkrası’ bir uluslararası toplantıda da anlatılmış ve dinleyenleri kahkahalara gark etmiş…
Fıkrayı toplantıda anlatan Arnavutluk başbakanı Edi Rama.
Katıldığı toplantı, Batı Balkan ülkelerinin başbakanlarını ‘küresel güvenlik için dayanışma’ konusunu tartışmaları için bir araya getiren 18. Bled Stratejik Forumu.
Toplantı yeri, Slovenya’nın Bled gölünün kıyısında bir mekan.
Haberi okuduğum T24 sitesi, Rama’nın fıkrayı katılımcılarla paylaşması sonrasında salondan kahkahaların yükseldiğini bildiriyor.
Başbakanları güldüren bir fıkrayı sizlerle paylaşmış oldum.
Putin kendisiyle ilgili fıkraya gülen başbakanlar için de bir iyilik düşünüyor mudur acaba?