Fehmi Koru*
ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan sonunda telefonla görüştü de bizim âlem rahatladı. Zira, görüşmesizlik biraz daha uzasa, bazı zihinler, “Türkiye ile ABD arasında açıklanmayan bir hadise var” kuşkusuyla kötü senaryolar yazacaklardı.
Oh, artık rahatladık.
'İslam Devleti' mi? DEAŞ değil miydi?
Beyaz Saray’dan görüşmenin ardından iki satırlık bir açıklama yapıldı: ABD için Türkiye’nin ‘stratejik ortak’ ve ‘NATO müttefiki’ olarak değerini vurgulayan bir görüşme olmuş… Trump iki ülkenin ‘hangi biçimde olursa olsun terörizmle mücadele konusunda samimiyetinden’ söz etmiş ve Türkiye’nin İslâm Devleti’ne karşı savaşa katkılarından memnuniyet belirtmiş.
Özeti iki satırlık olsa da görüşme görüşmedir.
ABD’nin yeni başkanının eserli olduğu biliniyor.
‘Eserli’ bir günü diğerine uymayan demek…
Ülkesinin en yakın dostlarından Avustralya başbakanının yüzüne telefon kapattı geçen hafta.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’la konuşurken de, özete yansığı gibi, Erdoğan’ın ‘İslâm’ sözcüğüne saygısından ‘DEAŞ’ diye anmayı uygun bulduğu, Barack Obama’nın da hep o terimi kullandığı terör örgütünden.. Trump.. gerçekten ‘İslâm Devleti’ diye mi söz etti acaba?
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in ‘İslâm terörü’ ifadesine ânında tepki veren Cumhurbaşkanı Erdoğan.. tabii eğer konuşurken ‘İslâm Devleti’ adı Trump tarafından kullanılmışsa.. ABD başkanını da daha duyarlı olmaya davet etmiş midir?
Merkel’in o kadar değil, ama Trump’ın bu tür uyarılara müthiş ihtiyacı var.
Trump’lı dünya tehlikeli
Sebebi şu: Donald Trump, bugüne kadar verdiği izlenimle, dünyayı karmaşık unsurların devrede olduğu bir gerçeklik olarak algılamıyor. Onda her şey ‘siyah-beyaz’ netliğinde. ‘İyiler ile kötüler’ veya ‘hayır ile şer’ mücadele ediyor ve onun içinde bulunduğu grup ‘iyi ve hayırlı’, diğer her şey ‘kötü ve şer’ oluyor.
Daha koltuğunu ısıtmadan 7 müslüman ülkeye ABD’ye seyahat yasağı getirmesi.. yargının engelleme girişimine direnmesi.. yapmak istediğini makul göstermek için gerçekleri yamultma yoluna başvurması..
Hep kendisinin haklı başkalarının haksız olduğu dünya görüşü yüzünden…
Böyle tipler.. haklılıklarını ispat etmek.. kötüler ve şerlerle mücadele etmek için.. en ileri tedbirlere başvurmaktan.. savaşa bile girmekten çekinmezler…
Trump’lı dünya öncesinden çok daha tehlikeli bir dünya…
Üzerinde düşünürken fark ettiğim bir özelliği daha var Trump’ın: Onun gibi insanlar normalde bazı şeylerin sırf kendisine mahsus olmasını ister, farklılaşmaya önem verirler; o ise herkesin kendisi gibi olmasını istiyor…
Hatta kendisi gibi giyinmesini istiyor…
Ne demek istediğimi açayım:
Hangi fotoğrafına bakarsanız bakın, ABD’nin yeni başkanını parlak renkli ve göbeğinin aşağısına kadar uzanan kravatlarla görüyorsunuz. Gömlekleri kol düğmeli, kol düğmeleri kendine özel…
Bu bir tarz.
Ancak özel bir tarz değil.
Trump’ın giydiği gömleğin, kravatın, kol düğmesinin aynısını sizin-benim de satın alarak kullanmamız mümkün.
İtirafta bulunmanın zamanı: Biraz önce fotoğraflarına o niyetle göz gezdirdiğim için biliyorum; başkan olduktan sonra taktığı kravatlardan ikisi bende de var…
Var, çünkü Trump kendi imzasını taşıyan bir giysi koleksiyonuna sahip ve ben de bir ucuzluk zamanına denk düşürüp ‘Donald J. Trump’ markasını taşıyan iki kravat almıştım…
Giydiklerinin başkaları tarafından da giyilmesini isteyen biri…
Düşündüklerinin de başkaları tarafından paylaşılmasını isteyecektir mutlaka.
Zaten istiyor da…
Derinlemesine bilgilere sahip olmayan, kitap düşkünü olarak tanınmayan.. çevresi kendisi gibi pratik insanlarla çevrili.. herkesin kendisi gibi düşünüp davranmasını isteyen biri.. ülke yönetimini ele geçirirse ne olur?
Trump Amerikası’nda insanlar bunu test edecekler işte.
Farklılaşabilir mi Trump?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisinin Türkiye’de iktidarda bulunduğu 15 yıl içerisinde tanıştığı ve muhatap olduğu ABD başkanlarından (George W. Bush ile Barack Obama) çok farklı bir başkanı var bugün ABD’nin…
Suriye, Yemen ve Libya’da iç-savaşlar devam eder.. Irak’ta her gün bombalar patlar.. İsrail Birleşmiş Milletler kararlarına kafa tutarak Filistin topraklarında genişleme çabasına girer.. el-Kaide’den IŞİD’e bir dizi nevzuhur terör örgütüne ek olarak yerel örgütlerin terörüne de Türkiye maruz kalır iken…
Trump gibi birinin bu olaylara koyacağı teşhis ile ardından devreye sokacağı uygulamalar tekin olmayabilir.
Alışmadığımız kadar tekinsiz bir dünya ile başbaşa kalabiliriz.
Ya da, tam tersi olur.. iki lider arasında etkileşime açık bir hat oluşur.. Tayyip Erdoğan muhatabındaki boşluğu iyi değerlendirerek Donald Trump’ın ilk bakışta olağanüstü bağnaz görünen yaklaşımlarını törpülemeyi ve onu ‘daha iyi bir dünya’ için değerlendirmeyi başarır…
Neden olmasın?
Amerikalılar Trump-sonrasında ortaya çıkana benzer durumlar için ‘clean slate’ veya Latincesi ‘tabula rasa’ deyimini kullanır. ‘Yeni bir sayfa’ veya ‘sıfırdan başlamak’ anlamlarına geliyor.
Telefon konuşması Cumhurbaşkanı Erdoğan’a o ihtiyacı hissettirmişse hiç şaşırmam.
Amerika’sız bir dünya olamayacağına göre.. kendimizi bu yeni döneme hazırlamalıyız.