Gündem

Fehmi Koru: Deva ve Gelecek partilerinin ilk seçimin "sürpriz partileri" olmasını bekleyenler çok, ben de onlardanım

06 Aralık 2022 07:08

Fehmi Koru*

Seçim geçtiğimiz pazar günü yapılmış olsaydı sandıktan nasıl bir sonuç çıkabileceğini tahminde zorlanmıyorum. MetroPoll araştırma şirketinin bu yazının sonuna yerleştireceğim anket sonucu benim de hislerime cevap veriyor: AK Parti (29.6 – 36.5) ile MHP (6.7 – 8.2) birlikteliği en az %37.3 ile en fazla %45’e yakın bir oy alabilecek; buna karşılık, CHP (20.0 – 24.7) ile İYİ Parti (9.1 – 11.2) ve ‘6’lı masa’nın diğer paydaşlarının (2.3 – 3.0) toplam oyları %40’ı bulamayacaktı (31.4-38.9). Sonuçta HDP’nin (10.3 – 12.7) seçimin ardından alacağı tavır iktidarı belirleyecekti.

[Parantez içerisindeki ilk rakam kararsız (9.2), protesto oy (3.9) ile cevapsız (6.0) olduklarını beyan eden seçmenler dışarıda tutularak ortaya çıkmış, ikinci rakam ise o seçmenlerin partilere oransal olarak dağıtılmasıyla elde edilmiştir. Gerçeğe yakın oranların, şu sıralarda seçim yapıldığı takdirde, o iki rakam arasında bir yerde gerçekleşebileceğini düşünüyorum.]

Bildiğiniz üzere geçen hafta sonu seçim yapılmadı.

Zamanı gelip seçim yapıldığında sandıktan çıkacak tablo halkın o güne ait tercihlerini yansıtacaktır.

O güne kadar iktidar ve muhalefeti oluşturan ittifakların partileri halkı kendilerinden yana oy kullanmaya teşvik etmek için ellerinden geleni yapacaktır.

Her iki ittifakta yer alan partiler bu yolda ciddi gayret gösteriyorlar zaten.

Dikkatler daha çok cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinde yoğunlaştığı, ittifaklardan biri henüz adayının kim olacağına karar vermediğinden konu spekülasyonlara yol açtığı için, ülkeyi kimin yöneteceği -yani Meclis’in muhtemel yapısı- ile pek ilgilenilmiyor.

Oysa o konu da en az cumhurbaşkanının kim olacağı kadar önemli.

İlk sorum şu:

DEVA ve Gelecek partilerinin kamuoyu yoklamasına yansıyan oy oranları gerçeği tam yansıtıyor mu?

Daha önceki aylarda bu iki partinin oyları kasım ayında karşımıza çıkandan daha yüksekti. DEVA Partisi %3 oranını görebilmiş, Gelecek Partisi de şimdikinden çok daha yüksek oranda oy alabileceği kanaatini uyandırabilmişti.

İki partinin yönetim kademesinde yer alanlar ise, görüştüğümüzde, kendilerinin yaptırdıkları araştırmalarda benim gördüğüm anket sonuçlarından daha yüksek oranlar bulunduğu iddiasındaydılar.

Muhtemeldir ki, onlar sonuçlarını aktardığım araştırmanın sonucunu beğenmeyeceklerdir.

Ancak yine de bu iki partinin çıkışlarında bekledikleri -ve beklendiği- kadar bir ilgiyi şimdilerde göremediklerini söylemek mümkün.

Neden acaba?

DEVA Partisi kurucu kadrosunda, genel başkan Ali Babacan’dan başlayarak, AK Parti’nin yalnızca partinin taraftarlarınca değil ona oy vermeyenlerce de ‘başarılı’ veya ‘kısmen başarılı’ bulunduğu dönemlerde önemli görevlerde bulunmuş isimler var.

Bugün en fazla şikayet edilen ekonomik sıkıntılara yol açan yanlış kararlar Ali Babacan’dan sonra onun vaktiyle sürdürdüğü görevi üstlenmiş olanlara ait.

Hiç değilse bu sebeple DEVA Partisi’ne ilgi duyulması gerekmez mi?

Gelecek Partisi’nin genel başkanı Ahmet Davutoğlu da AK Parti iktidarında bir dönem başbakanlığı üstlenmişti. Onun başında bulunduğu son dönemde, AK Parti, seçimde her iki seçmenden birinin oyunu alma başarısını göstermişti.

O seçmen kitlesinin bir bölümünün Davutoğlu kurunca partisine ilgi göstermesi beklenmez mi?

Gerekirdi ve beklenirdi, ancak kamuoyu araştırmalarına -hiç değilse benim görebildiklerime- bakılırsa, her iki siyaset adamının partilerine ilgi beklendiğinden daha az.

Üstelik, kendilerinin ayrılmalarından sonra AK Parti’nin görüntüsünde ciddi bozulmalar olduğu da bir gerçek. AK Parti’nin siyaset dili bile olumsuz biçimde değişti. Toplumu yakından ilgilendiren hemen her konuda gerilemeler ve bozulmalar yaşanıyor.

İçeride de dışarıda da…

Normal bir akıl yürütmeyle, hiç değilse bir kısım AK Parti seçmeninin, önce bir süreliğine ‘kararsız’ kalsalar bile sonunda bu iki partiden birine seçmen yazılması beklenir.

Öyle olmadığı anlaşılıyor.

Bir noktaya daha işaret etmem şart:

Babacan ve Davutoğlu çalışkan iki siyaset adamı. Partilerini kurduktan itibaren bugünlere kadar hiç durmaksızın sürekli faaliyet halindeler. Açık-kapalı toplantılar-mitingler düzenliyor, halkın içine karışıp sürekli nabız yokluyorlar. 

Gayrette geride kaldıkları söylenemez.

Yeni kurulmuş partilerin hemen büyük bir ilgi patlaması yaşaması pek görülmez; ilgi zamanla büyüyebilir. Tamam, ancak onlardan az önce kurulmuş bir başka parti -İYİ Parti- kısa sayılabilecek bir sürede kalabalık bir grubu Meclis’e sokmayı başardı; aynı başarıyı tekrarlayabileceği kamuoyu yoklamalarından anlaşılıyor.

Her ne kadar DEVA ve Gelecek’te liderlerinin isimleri öne çıkıyor olsa da, her iki partide siyasi hayatın içinden, bürokrasiden, uluslararası tecrübeye sahip, pek çok yönden dikkate alınmaya değer şahsiyetler bulunuyor.

Ekonomi konusunda ve diplomasi alanında parlamış, iş dünyasından, akademik hayattan çok sayıda parlak şahsiyet.

Bütün bu gerçekleri üst üste koyduğumda şu soruya makul bir cevap bulamıyorum: İktidarın zaafları bu denli ortaya çıkmışken, muhalefette İYİ Parti şöyle ya da böyle ilgi görürken, DEVA ve Gelecek partileri kendilerine taraftar bulmakta neden zorlanıyor?

Daha da tuhafı, her çeken gün oylarını artırmalarına tanık olunması gerekirken, kamuoyu yoklamalarına da yansıyacak biçimde bu iki partinin gördüğü ilginin son zamanlarda azalmasıdır.

Neden, neden, neden?

Kendi hesabıma bu soruya verebileceğim keskin bir cevabım yok.

Partilerin yönetiminde yer alanlar, sonuçlarını görmezden gelmek veya ciddiye almamak yerine, değişik sorulara verilen cevaplara bakarak, kendilerinin ve partilerinin atağa kalkmalarını sağlayacak ipuçlarını hemen her araştırmada bulabilirler.

Onlar açısından teselli anlamında söylenebilecek tek şey şu: Seçim iyi ki geçen hafta yapılmadı, iyi ki bu pazar da seçim yok. Bugünkü görüntülerini değiştirmeyi getirecek sıçramayı seçime kadar geçecek süre içerisinde gerçekleştirmeleri hâlâ mümkün.

Yeter ki, doğru tespitler istikametinde tedbirler alabilsinler.

Deva ve Gelecek partilerinin ilk seçimin ‘sürpriz partileri’ olmasını bekleyenler çok.

Ben de onlardanım.

*Bu yazı fehmikoru.com adresinden aynen alınmıştır.