Fehmi Koru*
Bir meslek büyüğüm, çok uzun yıllar önce, “Anketlerden mahrum kalma” demişti.
Meslek büyüğünün bu sözü sarf ettiği yıllarda anket yapan yalnızca bir kurum vardı. PİAR şirketi… Sonradan CHP’de siyasete de girmiş olan Bülent Tanla’nın başında bulunduğu PİAR, ABD merkezli uluslararası Gallup şirketi ile işbirliği halinde anket çalışmalarını sürdürürdü.
O sözün yararını meslek hayatımda çok gördüm; o gün bugündür, bilimsel ölçülere uygun kamuoyu araştırmalarına göz atarak da milletin nabzını tutmaya çalışıyorum.
Ciddi araştırmalar iyi takip edilirse yanlıştan kaçınmak daha kolay olur.
Dün beni şaşırtan bir haber yüzünden bu girişi yaptım.
Çalışmalarını yakından izleme ve gözleme imkanı bulduğum, sıkça yazılarımda anketlerinden alıntılar yaptığım MetroPoll araştırma şirketinin çalışmaları için, biri, “Masa başında hazırlanıyor, ciddiyetten uzak” gibi eleştirilerde bulunmuş.
Okuduğum biri değil o yazıyı yazan, o sebeple kaçırmışım; yazdığına kimselerin önem vermediği, izlenmeye değer internet sitelerinde yazısına atıfta bulunulmamasından da belli.
Siyasi ve sosyal konularda çalışmalarından istifade edilecek az sayıdaki güvenilir şirketlerin başında geliyor MetroPoll. 15 yıla yakın bir süredir her ay ‘Türkiye’nin Nabzı’ adıyla aboneleriyle paylaştığı çalışmalar, Türkiye’de insanların her zaman diliminde hangi eğilimde olduklarına tanıklık eden değerli veriler.
MetroPoll’ün her seçim öncesinde ilan ettiği anket sonuçları, sandık tarafından büyük oranda doğrulandı genel olarak.
O 15 yıl boyunca, her seçimin ertesi günü, takip ettiğim siyasi araştırmalardaki anketlerin sonuçlarını yazılarımda mukayeseli olarak aktardığım için, okurlarım da, MetroPoll’ün her seçim öncesinde sağladığı verilerin gerçekleşene en yakın sonuçlar olduğunun farkındalar.
Anketlere ilgimi ABD’deki siyasi gelişmeleri izlemem de artırdı.
Şu sıralar ABD siyasetindeki gelişmeleri her zamankinden daha yakından izlemeye çalışıyorum. ABD’de 13 gün sonra -8 Kasım günü- önemli bir seçim var; Temsilciler Meclisi’nin 435 üyesinin tamamı ile 100 üyeli Senato’nun üçte birini -35 senatör- seçmek için Amerikan halkı sandık başına gidecek.
Partiler ve adaylar durumlarını günlük yapılan anketlerden takip ediyorlar. Seçim günü iyice yaklaştığında anketler neredeyse saat saat yenileniyor ABD’de.
Hangi konular seçmen tarafından önemseniyor, hangileri ele alındığında tepki duyuluyor?
Adaylara ilgi ne durumda?
Bu sorulara alınan cevaplar kampanyaları gün gün etkiliyor.
Joe Biden için de yeniden başkan adaylığını düşünen Donald Trump için de hayati önem taşıyor seçimin sonuçları…
İkisi de destekledikleri adaylardan zorlananlar olduğu anketlere yansıdığında, hemen o eyalete gidip adaya destek çıkma çabasına giriyorlar.
Trump aleyhine hava koyulaşmadan önce Cumhuriyetçi adaylar onu hep yanlarında görmek istedi, anketler “Tarzan zorda” mesajı vermeye başladığı için, pek çok aday, eski başkana “Aman gelme” mesajı göndermeye başladı.
Biden ise, kendisine sunulan araştırmalardan 80 yaşından sonra bir dört yıl daha başkanlık hevesine kapılmaya başladığını belli ediyor.
[Pensilvanya eyaletinden senatör olmak için Cumhuriyetçi Parti’den adaylığını koymuş bir de Türk var: Dr. Mehmet Öz. Türkiye karşıtı lobiler seçilemesin diye bayağı çaba gösteriyorlar.]
Son birkaç seçimde anketlerde kabul edilebilir sınırının ötesinde yanılma payları görüldüğü için araştırma şirketleri biraz daha titiz olma gayretindeler. ABD’de anketler genellikle bir şirket ile bir yayın grubunun elele vermesiyle ortaya çıkıyor; dolayısıyla anketin masrafına iştirak eden gazeteler ve TV kanallarının da itibarları sağlıklı sonuçlara fazlasıyla bağımlı.
Doğal olarak, şirketler ile medya kuruluşları arasında en doğru anketle kamuoyunu bilgilendirme konusunda bir yarış da var.
Çekişme de.
MetroPoll’e yöneltilen yakışıksız iddialar, anketler konusuna özel önem verdiğim için beni ayrıca rahatsız etti. Ona uluorta ve gerçeklere aykırı “Araştırmaları ciddi değil, masa başı” gibi bir yakıştırmanın yöneltilmesi, seçimlere az bir süre kalmış ülkemizde, kamuoyunu ve siyasileri yanlış yönlendirme ihtimalini içinde barındırıyor.
Anketlere güvenilmemesi isteniyor herhalde.
Bu yolla, yalnızca sandık başına gitmeden önce seçmenlerin açık bir zihne sahip olması önleneceği gibi, bundan daha da önemlisi, verecekleri kararlar seçimin sonucunu da etkileyebilecek siyasilerin yollarını şaşırmalarına da sebep olabilecek.
Demek istediğimi açayım: Millet İttifakı veya ‘6’lı masa’, rakipleri Cumhur İttifakı adayı karşısında kimi aday göstereceklerine ‘seçilebilirlik’ açısından yaklaşarak karar verecekler, öyle değil mi? İddiaları bu. Peki kimin ‘seçilebilir’ olduğunu nasıl bilecekler?
Anketlere bakarak herhalde.
Oysa, anket yapan şirketler arasında en güvenilir olanlardan biri için ortaya atılan iddiadan liderler etkilenebilir; önlerine gelen araştırmalar konusunda duydukları kuşkuyla yanlış bir karara da varabilirler.
“Aday belli, karar net” diyenler karşısında adayı henüz belli olmayan Millet İttifakı aday belirlemede net bir karara bu yüzden varamayabilir.
Ortaya atılan gerçeklere aykırı iddiayı bu sebeple de önemsedim.
Liderlerin, hiç değilse bazısının, MetroPoll’ün başkanı Prof. Özer Sencar ile zaman zaman görüştüklerini, partilerdeki dostlarımın aktarmalarından biliyorum. Doğru da yapıyorlar.
AK Parti’nin kuruluşu sırası ve sonrasında araştırmalarıyla doğru hedeflerin belirlenmesini sağlayan ANAR şirketinin kadrosu içerisinde yer alan yetkin bilim insanlarından biriydi Prof. Sencar. AK Parti’nin kendisine doğru hedefler koymasında ANAR’ın araştırmalarının payı büyüktür.
Yakından bildiğim bu gerçek sebebiyle MetroPoll araştırmalarını da hep önemsemişimdir.
Partilerin de partiler yönetimlerinin de önemsemelerini hararetle tavsiye ederim.
’Türkiye’nin Nabzı’ adıyla yayımlanan araştırmalarının en yakın takipçilerinin AK Parti yönetimi olduğuna ise eminim.