*Fehmi Koru
Depremin üzerinden tam bir yıl geçmiş…
Televizyonlar -özellikle muhalif olanlar- deprem mahallinden sürekli yayın yapıyorlar ve manzaranın ilk günlerden bu yana pek az değiştiği görülüyor.
Çadır sefaleti bitmiş, genellikle prefabrike yapılarda kalıyor depremzedeler; ancak kış şartları yüzünden şikayetler hayli fazla. Verilen sözlerin tutulmadığı ortak şikayet konusu.
Anlaşılan vaat edilen mesken sayısının çok altında teslimat yapılabiliyor. Onda biri kadar…
Muhalif kanallar ne olacak, yaşananları başka türlü verecek değillerdi ya…
Tam böyle düşünüyordum ki, AK Parti genel başkanı sıfatı da bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, partisi tarafından Hatay’da düzenlenen aday tanıtım toplantısında, hiç söylenmeyecek sözler sarf ettiği duyuldu.
Dediği şu: “Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa, o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı.”
Hatay öyle de ya Adıyaman ve Kahramanmaraş
Belediye başkanı CHP’li ya, o sebeple, deprem sonrası ayağa kalkma konusunda Hatay garip kalmış oluyor…
Muhalif kanalların aktardığı görüntüler ve uzatılan mikrofonlarına depremzedelerin dillendirdiği şikayetler, demek ki, abartılı değilmiş…
Yerinden yapılan yayınlarda deprem gören illerin garip bir görüntüsü vardı; Cumhurbaşkanı Erdoğan da, depremden bir yıl sonra gittiği Hatay’da konuşurken, o ilimiz için ‘garip’ sıfatını kullanmış işte…
Peki de, Hatay dışındaki depreme uğrayan diğer 10 ilde durum çok mu farklı?
Ekranlara yansıyan görüntülere bakılırsa arada çok farklı saymayı gerektirecek bir durum yok…
Kahramanmaraş.. Adıyaman… Bu iki ilden yapılan yayınlarda da Hatay’daki görüntülerin aynısı vardı; oysa bu iki ilimizin belediye başkanları, AK Parti iktidarı boyunca, hep iktidar partisinden seçilmişlerdi…
Onlar da ‘garip’, buna ne diyeceğiz?
Hatay’ın, belediye başkanı CHP’li olduğu için, garip kalması gerekmiş, Kahramanmaraş ve Adıyaman’ın suçu ne?
Daha da önemlisi şu: Geçtiğimiz mayıs ayında yapılan genel seçimde Cumhur İttifakı, cumhurbaşkanlığı seçiminde de Tayyip Erdoğan, rakiplerinden çok daha fazla oy aldılar Hatay dahil deprem bölgesi olan 11 ilde…
Nitekim, prefabrike konutu önünden ekranlara konuşan bir Hataylı kadın, “Üstelik cumhurbaşkanına oy da verdik” diyordu.
İlk kez olmuyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından çıkan yukarıda aktardığım cümleyi muhalif siyasiler ‘itiraf’ olarak değerlendiriyorlar.
Partizanlık itirafı olarak…
Bu yerel seçim, her geçen gün, biraz daha 1989 yerel seçimine benziyor.
O seçime kadar ülkeyi Turgut Özal’ın Anavatan Partisi (ANAP) yönetiyordu. Ülkenin dört bir yanındaki hemen bütün önemli illerde de ANAP’lı belediye başkanları iş başındaydı.
İlk defa o seçimde, herhalde kendisine ve partisine çok güvendiği için olacak, Özal, merkezi yönetim ile yerel yönetimin aynı partide olmaması halinde o durumdaki il ve ilçelerin hizmette geri kalacağını öne çıkartan bir reklam kampanyası yürütmüştü.
“Bize oy vermez ve başka partiden birini belediye başkanı seçerseniz, garip kalırsınız” anlamına gelen bir kampanya…
Ne sonuç verdiğini merak ediyor musunuz o tür kampanyanın?
ANAP o seçimi açık ara farkla kaybetti.
İstanbul ve Ankara’nın ANAP’lı ünlü iki belediye başkanı Bedrettin Dalan ile Mehmet Altınsoy koltuklarını Nurettin Sözen ile Murat Karayalçın’a terk etmek zorunda kaldılar.
Daha kötüsü, tadılan yenilgi o seçimle sınırlı kalmadı, iki yıl sonra yapılan genel seçimde ANAP iktidarı da kaybetti.
SHP 1989 seçiminde “Bir beş yıl daha limon gibi sıkılmayın” sloganıyla iktidara son verme çağrısı yapmıştı.
Hiçbir seçim bire bir başka bir seçime benzemez, ama daha önce de söylemiştim, 2024 yerel seçimi öncesinde tanık olduklarımız, giderek 1989 yerel seçimi öncesini andırmaya başladı.
İki seçim arasında üstelik deprem benzerliği de yok.
Belki de ben yanılıyorumdur.