Bavyera'dan sonra Almanya'nın Hessen eyaletinde yapılan eyalet parlamentosu seçimlerinde de büyük koalisyon ortakları Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) yüksek oranda oy kaybetti. Die Welt gazetesi, son iki eyalet seçimlerinde alınan sonucun Berlin'deki federal hükümet ortaklığı üzerindeki muhtemel etkilerine şu satırları ayırmış:
"Kıyaslamalar her zaman gerçeği yansıtmaz ama kimi zaman tam oturabilir. Örneğin Angela Merkel'in durumunun Gerhard Schröder döneminin sonuna benzetilmesi gibi. Başbakanın ülkeyi ve partisini bölen kararı, parti tabanındaki otorite kaybı, halkta ortaya çıkan kaybetme korkusuna Schröder döneminde sosyal güvenlik reformu yol açmıştı. Angela Merkel ise 2015 yılındaki mülteci politikası yüzünden aynı duruma düştü. Schröder döneminde koalisyon hükümetinin sonunu kaybedilen Kuzey Ren Vestfalya eyalet seçimleri getirmişti. Hessen'deki seçim de büyük koalisyonun geleceği açısından belirleyici olabilir. Hele, anketlere göre her dört seçmenden üçü oyunu eyaletin nasıl yönetildiğine göre değil de federal hükümetin içinde bulunduğu duruma göre kullanmışsa."
Frankfurter Allgemeine Zeitung büyük koalisyon ortağı Hristiyan Demokrat Birlik'in Hessen seçimleri sonrasındaki durumunu mercek altına alıyor:
"Hristiyan Demokrat Birlik'te (CDU), Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) dramatik düşüşünün etkisinden kurtulamama endişesi artıyor. Ama bakalım endişeler, partinin genel başkanı Angela Merkel'in artık görmezden gelemeyeceği raddeye ulaştı mı? Merkel şimdiye kadar Aralık ayında yeniden genel başkanlığa aday olacağını söylüyordu. Merkel başbakanlıkla genel başkanlığın ayrılmasının selefi Schröder'e yaramadığını unutmadı. Ancak her iki pozisyonda da ısrar etmekle daha büyük bir hata işler. Genel başkanlığı bırakmakla kendisinin de herkesin bildiğinin, yani başbakanlığının sonuna yaklaştığının farkında olduğunu teslim etmiş olur. Genel başkanlıkta ısrar etmesi ise partisini zayıflatır ve ayaklanmaya yol açabilir. Merkel bunun farkına varabilmelidir. Aksi takdirde birisi ona doğruyu söylemelidir."
Stuttgarter Zeitung Hessen eyalet seçimlerinin sonucunu şöyle yorumluyor:
"Schröder olsaydı riske girer, ‘son sözü seçmen söylesin' derdi. Ama Angela Merkel Gerhard Schröder değildir ve oyunu sevmez. Şimdilik Merkel'in erken seçimde karar kılacağı sanılmıyor. Çünkü onun yanında SPD Genel Başkanı Nahles ile Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) Genel Başkanı Horst Seehofer de var. Merkel gibi onlar da Hessen'deki seçimden önce derin yara almıştı. Zaman kollamak, mırın kırın etmek ve taktik peşinde koşmak artık fayda etmez. SPD derhal koalisyondan çekildiğini açıklamalıdır. CDU da Merkel'i, yeni bir parti başkanıyla erken seçimlerin önünü açmaya ikna etmelidir."
Hannoversche Allgemeine Zeitung Almanya Ekonomi Bakanı Peter Altmaier'in Ankara temaslarını ilişkin bir yoruma yer veriyor:
"Berlin Ankara'ya yanaşmak yerine ikili strateji izliyor. Bir yandan Türkiye'nin ekonomik sıkıntılarını hesaba katıp ticari ilişkileri arttırarak, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne ve Avrupa prensiplerine yaklaşmasını sağlamaya çalışıyor. Diğer yandan da eleştirilerini açıkça dile getiriyor. Ekonomi Bakanı Peter Altmaier'in Türkiye ziyaretinden hemen önce Dışişleri Bakanlığı Türkiye'ye gidecek Alman turistleri sosyal medya üzerinden hükümeti eleştirici paylaşımlar yapmamaları, aksi tekdirde cezai takibata uğrayabilecekleri hususunda uyardı. Bu uyarı Almanların sevdiği bu tatil ülkesindeki düşünce özgürlüğünün ne durumda olduğunu göstermeye yeter. Berlin bu ikili stratejiyle Ankara'ya baskı yapabilir. Ama daha fazlası elinden gelmez. Federal hükümet ve hükümeti eleştirenler hayal kurmasınlar. Türkiye'yi hukuk devleti ve cazip yatırım yeri haline getirecek reformları sadece Ankara yapabilir."
DW, afp, dpa/AG, GA
© Deutsche Welle Türkçe