Gündem

FAZ: Kırım senaryosu tekrarlanabilir

Azak Denizi'ne de sıçrayan Rusya ile Ukrayna arasındaki anlaşmazlık Alman gazetelerinde ele alınan yorum konularının başında geliyor. Yorumlarda AB'nin nasıl tavır alması gerektiği yorumlanıyor.

27 Kasım 2018 13:14

Frankfurter Allgemeine Zeitung Batı'nın Rusya'nın elini güçlendirmemeye dikkat etmesi gerektiğini dile getiriyor:

"Ukrayna'da Rus sınır güvenliğinin saldırılarına karşı sıkıyönetim ilan edilmesi kuşku uyandırıyor. Durum ne kadar ciddi olursa olsun, Ukrayna çok daha tehlikeli sayılabilecek sınırdaki Rus saldırılarına beş yıldır sıkıyönetim ilan etmeden de karşı koyabildi. Devlet Başkanı Poroşenko vatandaşlık haklarıyla basın ve toplanma özgürlüğünü kısıtlayan ilk kararına gösterilen tepki üzerine bu kısıtlamaları kaldıran ikinci bir karar aldı. Ancak Poroşenko'nun gerçek niyetini kestirmek zor. Mart ayında yeniden seçilme şansı son derece az. Devlet Başkanı'nın zayıf düşmesi Moskova'nın propagandasına yarıyor. Krizin tırmanması Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaşı bitirmeye niyetli olmadığını gösteriyor. Bu nedenle Almanya Kuzey Akımı 2 boru hattı projesini durdurmalıdır. Çünkü Rusya şimdilik Avrupa'ya Ukrayna üzerinden doğalgaz gönderebiliyor. Proje bittiğinde bu sınırlama ortadan kalkacak. Putin rejimi iç politikadaki itibar kaybını Kırım'ı alarak telafi yoluna gitmişti. Karadeniz'deki gerginliği tırmandırması aynı senaryoyu tekrarlamaya çalıştığı izlenimini uyandırıyor."

Süddeutsche Zeitung'un yorumunda Rusya'nın kendini haklı gösterecek gerekçeleri olduğuna dikkat çekiyor:

"Avrupa Birliği Ukrayna ile Rusya arasındaki gerginliğe sanki bölgede beş yıldır savaş yokmuş gibi tepki gösterdi. Rusya'nın bu anlaşmazlığa dolaylı müdahil olduğu da biliniyor. Bu bakımdan "açık savaş" tehlikesinden söz etmenin yararı olmaz. Batı olmayan barışı korumak için, süren savaşın savaş olmadığını söylüyor. Rus askerleri ilk kez Ukrayna'ya doğrudan saldırdı. Rusya bunu göze alıyorsa, suçu Ukrayna'ya atabileceği için bunu yapıyor. Ukrayna Rus karasularını ihlal etmekle suçlanıyor ve boğazın iki yakasını birbirine bağlayan köprüyü korumak zorunda olduğu tezi öne sürülüyor. Rusya bu köprüyü inşa etmekle Ukrayna'nın egemenliğini ihlal etmiş ve ek yaptırımları göze almıştı. Poroşenko ise ilk kez sıkıyönetim ilan etmesine meşru müdafaayı gerekçe gösteriyor ama Ukraynalıların güvenliğini nasıl koruyacağını söyleyemiyor. Tarafların durumun vahametini kavrayıp son anda bile olsa dümen kırmaları umut ediliyor."

Tagesspqiegel gazetesi Avrupa Birliği'nin Rusya - Ukrayna anlaşmazlığı karşısında nasıl tavır alması gerektiğini yorumluyor:

"Bir savaşta saldıranla saldırılanı bir tutan tarafsız arabulucu olamaz, olması durumunda bu arabulucu saldırganın yanında yer almış olur. Avrupa için Rusya'nın Ukrayna'ya saldırganlığı karşısında açık konuşma zamanı gelmiştir. Aynı zamanda bundan böyle Rus donanmasının saldırılarının ya da Ukrayna'nın denizden abluka altına alınmasının sonuçsuz kalmayacağı da açıkça dile getirilmelidir. Avrupa Kremlin'in elitlerine karşı etkili mali yaptırımlar kararlaştırabilir. Putin ve sadıklarının Ukrayna'daki gerginliğin daha fazla tırmandırılmasının bedelinin ağır olacağını bilmeleri gerekir."

Nürnberger Nachrichten gazetesinin krizle ilgili yorumu ise şöyle:

"İki taraf da Batı'yı kendi safına çekmeye çalışıyor. Kiev'deki bazı yetkililerin Almanya'dan askeri müdahalede bulunmasını istemesi, Putin ve Poroşenko'nun ağır sonuçlara yol açabilecek savaş mantığına destek vermekten başka bir şey değildir. Kaba kuvvet politikasının 19 ve 20'inci yüzyıllarda kaldığını anlatmanın zamanı gelmiştir."

DW, afp, dpa/AG, GA

© Deutsche Welle Türkçe