Gazeteci Fatih Altaylı, son günlerde büyük tartışmalara neden olarak Galatasaray'daki "karaborsa" iddialarıyla ilgili yeni gelişmeleri köşesine taşıdı. Galatasaray Başkanı Dursun Özbek'in savcılığa giderek iddiaların soruşturulması için suç duyurusunda bulunmasını değerlendiren Altaylı, "Bu yolsuzluk, yolsuzluk iddiasının odağındaki bir yönetim kurulu veya o yönetim kurulundaki bazı üyelerin görevleri sürerken yapılamaz. Bu gibi soruşturmaların vazgeçilmez şartı, iddialara konu olan kişilerin yönetim kurulu üyeliklerinin askıya alınması, kulübe ve suç mahalli olması muhtemel alanlara giriş çıkışlarının engellenmesi ve yetkilerini kullanarak delil karartmalarının önüne geçilmesi gerekir" diye yazdı.
Galatasaray Spor Kulübü'nde, "karaborsa" iddiaları ve iddialar çerçevesinde yaşanan tartışmaların yankıları devam ediyor. Sarı-kırmızılılarda Young Boys maçı öncesi bu iddialarla ilgili sert bir paylaşım yapıldı ve altında tüm yönetim kurulu üyelerinin imzası yer aldı. Bazı yöneticilerin söz konusu metne onay vermediği halde metnin altında imzalarının yer almasına tepki gösterdiği belirtilirken; yönetim kurulu üyesi Ali Yüce, yaşananlardan sonra istifa ettiğini açıkladı. Yaşananların ardından Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, iddiaların araştırılması için savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Yaşananlarla ilgili son gelişmeleri değerlendiren Altaylı, şunları kaydetti:
"İddiaların odağındakilerin görevleri askıya alınmalı"
"Galatasaray Spor Kulübü’ndeki bilet ve karaborsa yolsuzluğunun aktörlerini son ana kadar koruyan Başkan Özbek, önce bu kişilerin bu yolsuzluk iddialarının araştırılmasını isteyen benim gibi birkaç Galatasaraylıya saldırılara izin verdi.
Fakat sonunda yolsuzluk çuvala sığmayınca görüntüde de olsa savcılığı giderek “Araştırılsın” dedi.
Tabii yaptığının hiçbir hukuki karşılığı yok, araştırılsın denildi diye araştırılmaz. İlgili savcılığa resmî başvuru yapmak gerekir. Yaptılar mı emin değilim, resmî yazıyı, dilekçeyi görmedim.
Yapıldıysa bile ortada büyük bir eksik, hukuki bir hata var.
Bu yolsuzluk, yolsuzluk iddiasının odağındaki bir yönetim kurulu veya o yönetim kurulundaki bazı üyelerin görevleri sürerken yapılamaz.
Bu gibi soruşturmaların vazgeçilmez şartı, iddialara konu olan kişilerin yönetim kurulu üyeliklerinin askıya alınması, kulübe ve suç mahalli olması muhtemel alanlara giriş çıkışlarının engellenmesi ve yetkilerini kullanarak delil karartmalarının önüne geçilmesi gerekir.
Şu anda hiçbirimiz adı geçen yönetim kurulu üyelerinin, hangi delilleri karartmaya çalıştıklarını, hani odaları boşalttıklarını, hangi kanıtları sildiklerini bilemeyiz.
Bu yüzden de en azından Eray Yazgan ve Bora Bahçetepe’nin yönetim kurulu üyelikleri hemen askıya alınmalı, Alper Narman’ın da stat ve diğer tesislere girişi hemen engellenmelidir.
Geri kalanlara ne kadar güvenebiliriz bilmiyorum ama en azından bu kadarı yapılmalıdır.
Bu arada Galatasaray genel kurullarında divan başkanlığı yapmış avukat Metin Aslan’ın iddialarının göbeğindeki isimleri, elinde hiçbir bilgi ya da belge olmadan cansiperane savunmaya çalışması da Galatasaraylıların gözünden kaçmıyor.
"Niye mal beyanı vermediniz!"
Galatasaray yönetimindeki isimlerin, yasa gereği mal beyanı vermesi gerektiğini ancak istifa eden Ali Yüce ve Mehmet Cibara hariç diğer hiç kimsenin bu zorunluluğu yerine getirmediğini söyleyen Altaylı,
"Galatasaray’daki bir diğer rezalet de yönetim kurulu üyelerinin mal beyanı ile ilgili.
Yasa gereği, kamu yararına çalışan vakıf ve derneklerin seçilmiş yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri valiliklere mal beyanı vermek zorunda.
Ancak Galatasaray Spor Kulübü’nün mevcut yönetimi ve bundan önceki Dursun Özbek yönetimi hiçbir şekilde mal beyanında bulunmamışlar.
Dursun Özbek’in geçen dönemki yönetiminden bir tek kişi bile yasa gereği mal beyanında bulunması gerektiği halde bu gerekliliği yerine getirmemiş.
Şu andaki yönetimden de sadece iki kişi, istifa eden Ali Yüce ve Mehmet Cibara bu zorunlu işlemi yerine getirmiş." dedi.