Cumhuriyet'ten Çağdaş Bayraktar'ın haberine göre; 6 Şubat depremlerinde dört bloğundan ikisinin yıkılmasıyla 121 kişiye mezar olan Farklı Yaşam Rende Sitesi'ne ilişkin iddianame tamamlandı. Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen iddianamede yıkılan binanın inşasında projeye aykırı şekilde bant pencere koyarak kısa kolon oluşumuna sebebiyet verdiği, yıkılan binada 6 ay süre ile şantiye şefi olmaksızın inşa faaliyeti yürüttüğü ve binanın alt katındaki anaokulunda yapılan tadilat sırasında binanın taşıyıcı sisteminde yer alan kolonların zarar gördüğü belirtildi. İddianamede apartman görevlisi A. Y.’nin “Anaokulunun yapım sürecinde camekan olan dışı gazeteler ile kaplanmıştı. Gazete bulunmayan giriş kısmından içeriye doğru baktığımda hilti olarak tanımlayabileceğim bir nesneyle kolona müdahalede bulunulduğunu gördüm. Gördüğüm kadarıyla kolonu deliyorlardı” ifadeleri de yer aldı.
Kabul edilen iddianamede binanın yıkılmasında sorumlulukları nedeniyle asli kusurlular müteahhit F. Y., şantiye şefi T., D., Yapı denetim firma yetkilisi E. E., proje müellifi İ. B., kontrol elemanı Ö., S., zemin etüt raporu müellifi S., Z., ve yapı sahipleri A. S. R. ile H. R. hakkında “Bilinçli Taksirle Ölüme ve Yaralanmaya Neden Olma” suçundan cezalandırılmaları talep edildi.
"2 yıldır firari"
Öte yandan iddianamede betonarme proje sorumlusu, zemin etüt sorumlusu belediye kamu personeli tali kusurlu olarak tespit edildi. Asli kusurlulardan A.S.R. sağlık sorunları gerekçesiyle tutuklandıktan bir süre sonra serbest bırakılırken, Fevzi Yılmaz hakkında 28 Şubat 2023, Hülya Rende hakkında 17 Temmuz 2023, tarihinde yakalama kararı çıkarılmasına karşın bu kişiler yakalanamadı. İlk duruşma 11 Nisan Cuma günü saat 10:00’da Hatay 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek.
Konuya ilişkin konuşan kayıp yakınlarının avukatı Rezan Epözdemir şunları söyledi:
"Dosyada tutuklu sanık bulunmaması, sanıklar hakkında çıkartılan yakalama kararlarının aradan geçen uzunca süreye rağmen infaz olunamamış olması, yine elim deprem hadisesinin üzerinden 2 yıldan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen kamu görevlileri bakımından soruşturma prosedürünün tamamlanamamış olması kanaatimizce hukuken ve fiilen kabul edilebilir değildir. Bunun yanı sıra binanın altında bulunan anaokulunda yaptıkları tadilatla taşıyıcı unsurlarda tahribat oluşturan yapı sahipleri ile raporda asli kusurlu bulunan diğer sanıkların kusurunun taksir derecesinde aşar mahiyette oluşu dikkate alınarak sanıkların mağdur sayısınca olası kastla öldürme ve yaralamadan cezalandırılmaları oluşa uygun olacağından bu eksikliğin kovuşturma aşamasında sanıklara ek savunma hakkı tanınarak tamamlanması gerektiği kanaatindeyiz.”
“Maddenin doğasının algılarımızla çelişiyor gibi görünmesi insanları rahatsız ediyor” |