T24 Haber Merkezi
Gezi Parkı eylemlerinin planlayıcılarından olduğu gerekçesiyle hakkında başlatılan soruşturma kapsamında "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlamasıyla 24 Ocak'ta gözaltına alınan menajer Ayşe Barım'ın, tutuklanmasına, oyuncu sektörde tekelleşme iddialarını gündeme getirenlerden biri olan Farah Zeynep Abdullah'tan tepki geldi. Abdullah, sosyal medya hesabı X'ten yaptığı paylaşımda, tekelleşmeye dair tepkilerin faydalı sonuçlar doğurabilecekken, Barım'ın tutuklanmasının akıl almaz bir hukusuzluk olduğunu ifade etti. Abdullah, "Şu an Gezi'den, henüz yasadan geçmemiş etki ajanlığı saçmalığından tutuklandığı, akıl almaz bi yerdeyiz. Herkes korkuyor ve herkes haklı bu distopyada korkmamak için sebebimiz yok" dedi.
ID Danışmanlık Limited Şirketi'nin kurucusu ve ortağı menajer Ayşe Barım hakkında 12 yıl önceki Gezi Parkı olaylarına iştirak ettiğine dair yazılı ve görsel basında yer alan iddialar sebebiyle resen soruşturma açılmıştı. Gezi Parkı olaylarının planlayıcılarından olduğu iddia edilen Barım, "Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlamasıyla gözaltına alınmış, Barım'ın ev ve işyerinde de arama yapılmıştı. Soruşturma kapsamında, oyuncular Halit Ergenç, Dolunay Soysert, Rıza Kocaoğlu, Mehmet Günsür, Ceyda Düvenci ve Nejat İşler de polis eşliğinde adliyeye getirilerek ifade vermişti.
Farah Zeynep Abdullah, daha önce sektördeki tekelleşme iddialarını gündeme getiren isimlerden biriydi. Abdullah, Barım gözaltına alındığında, X'ten yaptığı paylaşımda "Bu öyle böyle değil, inanılmaz bir saçmalık!" ifadelerini kullanmıştı.
Farah Zeynep Abdullah'ın paylaşımının tamamı şu şekilde:
"İlk kez uzun yazıcam Ayşe barım’a karşı yapılan hukuksuzluk inanılır gibi değil,
sektördeki denetim problemi, kuralsızlık, haksızlıklar konuşulurdu, tekelleşme konuşulurdu, belki iyi sonuçlar doğururdu, çok fazla insan da vardı fikirlerini veya yaşadıklarını paylaşmak, kendileri için olmasa bile başkalarına fayda sağlayabilecek bilgiler aktarmak için cesaret bulmuş olan…
Hep birlikte daha fazla mağduriyet önlenebilirdi belki. Amaç sadece bir kadının yaptıkları veya yapmadıkları değil, yapımcıları da, genel olarak kurulmuş düzenlerini de iyileştirmekti. Ve evet, medya baskısı olmasa inanın yıllardır şahsen de yaşadığım gibi kim ne derse desin sektör içinde bunları konuşana arkasından deli meli gibi etiketler yapıştırıp yola devam edilirdi.
Bunlar elbet konuşulacak, biz olmasak bile bizden sonrakiler konuşacak. Ama şu an Gezi'den, henüz yasadan geçmemiş etki ajanlığı saçmalığından -ki imza kampanyaları da yapılmıştı, bu nasıl saçmalık da demiştik o kafana göre suçlama yasasına- ve helpturkey paylaşımlarından ötürü Ayşe'nin tutuklandığı, akıl almaz bi yerdeyiz. Yine ve yeniden ve zaten, aslında her zamanki gibi önce adalet dediğimiz bi noktadayız.
Her şey ama herşey birbirine girmiş durumda bir yandan insanlar hiç uğruna ölürken bi yandan yaşayanların da umutları ölüyo, hayatları ellerinden alınmış insanların ardından kendi hayatına dönmeye, çaresizce yaşama devam etmeye çalıştıkça orada da bambaşka bir karanlığa terk edilmiş hissediyorsun. İyice b.k oldu her yer, herkes korkuyor ve herkes haklı bu distopyada korkmamak için sebebimiz yok. Umarım düzelir dicem de işte… tabii ki düzelicek, elbet düzelicek biz görür müyüz bilmiyorum sadece"