Gündem

'F-4 pilotları fırlatma düğmesine iki saniye önce bassa hayattaydı'

Genelkurmay, gazetecilere Eskişehir Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanlığı’nın kapısını açtı

12 Mart 2015 09:12

Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, Konya’daki F-4 kazasında iki pilotun şehit olmasıyla ilgili olarak, “Pilotlarımız ikinci manevra yapılırken, süratlerinin düşük olmasının etkisiyle bir saniyelik hatayla uçağın kontrolünü kaybetmişler. Uçak, 9 bin feetten 3 bin feete doğru düşmüş. Bu feete düştüğünüzde artık 10 bine çıkamazsınız. Out of control durumu. Yapılacak tek şey atlamak” dedi.

Ünal, “Ancak pilotlarımız belli bir süre bunu yapmamış. Devletimizin uçağını kırıma uğratmamak için kurtarma gayretinde bulunmuş. Olmayınca öndeki pilot koltuğu çekmiş. Arka sandalye fırlamış. Uçak düştüğü için paraşütün açılacağı zaman bile olmamış. Diğeri zaten basmamış. İki saniye önce arkadaşlarımız çekse şu anda bizimleydiler” diye konuştu.

Genelkurmay Başkanlığı, Malatya ve Konya’da ART arda meydana gelen kazaların ardından F-4 uçaklarına ilişkin tartışmalara Eskişehir Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanlığı’nın kapılarını açtı. Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanı Orgeneral Abidin Ünal verdiği brifingde, RF-4E keşif jetlerinin bugünden itibaren uçmayacağını, son uçuşu Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk ile kendisinin yapacağını belirtti. Ünal, Malatya ve Konya’da pilotların şehit olduğu kazanın iki ayrı kazanın nedenlerini de anlattı.

Gazeteciler, Genelkurmay Başkanlığı tarafından Ankara’dan Konya’daki F-4 kazasında düşen uçağın kalktığı Eskişehir Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanlığı’na CASA tipi uçakla getirildi.

 

‘Aileleri üzdüler’

 

Burada ilk olarak gazetecilere kapsamlı bir brifing veren Orgeneral Ünal, sözlerine birliğinin çalışmalarını anlatarak başladı. Her iki kazadan sonra ortaya atılan iddialara sitem eden, bu kazaların önce pilotların aileleri ve silah arkadaşlarını, sonra kamuoyunu yaktığını söyleyen Ünal, “Biz olaya profesyonelce bakıyoruz. Böyle bakmak hem acıyı hem cesareti gerektirir. Hava Kuvvetleri, acıyı da umut ve cesareti de yüreğinde taşımasını bilir ama asker yemini etmiş bir insan olarak, etkilenmedim demek yalan olur” dedi.

Gösterilen ilgiyi, Hava Kuvvetleri’ne duyulan güvene bağladıklarını belirten Ünal, “Buna rağmen bilen bilmeyen bazı isimlerin kendi ajandasına ve gündemine göre yorumlar yapabildi” dedi. Ünal, bilgi ve havacılık kurallarına dayanmayan yorumların şehit ailelerini üzdüğünü, görevdeki insanları ve ailelerini etkilediğini vurguladı.

wÜnal, F-4 uçaklarına “uçan tabut” yakıştırmasını yerinde bulmadıklarını belirtirken, bütün kazalardan sonra gerçek nedenin inceleme raporuyla açığa çıkabildiğini, bu raporların yazımının da uzun bir süreyi aldığını kaydederek, Türk Yıldızları’nı 2012’deki bir kazasının raporunun 2014’te çıktığını vurguladı. Ünal, “Rapor çıkmadan bütün söylenenler buz üstüne yazılmış yazı gibidir” dedi.

F-4’lerle ile ilgili yorumların iki ana grupta toplandığını söyleyen Ünal, “Uçaklar ‘hurda’, haşa ‘uçan tabut’ deniyor. ‘Personel eğitimsiz, yetersiz’ yorumları yapılıyor. Öncelikle bilmek gerekir ki iki kazadaki uçaklar, Fantom başlığı altında farklı uçaklardır. Malatya’daki kazadaki iki uçak RF-4E türü keşif uçaklarıdır ve 2015 sonuna kadar uçar durumda uçaklardır” diye konuştu.

 

Jübile uçuşu

 

Ünal, buna rağmen bu uçakların hizmetten kaldırılması için 2015 sonuna kadar beklenmeyeceğini, F-16’lara keşif için gerekli kodlamaların yapıldığını ve testlerin tamamlandığını, kullanılabilir 8 RF-4 (Reconnaissance Fighter-Keşif Savaşçısı) uçaklarının görevlerinin bugünden itibaren durdurulacağını kaydetti.

Ünal, “Hava Kuvvetleri Komutanımız ve ben Malatya’da son uçuşları yapacağız. Daha sonra bu uçaklar jübile yapmış olacak. Ancak, bu karar kaza nedeniyle verilmedi. Kaza olmasaydı da jübile takvimi 15 Mart olarak belirlenmişti. Kazadan üç gün önce yazışmalarımız var” diye konuştu. Ünal, Hava Kuvvetleri Komutanı’nın jübile yapan uçakla uçmasının gelenek olduğunu, kaza ile ilgisinin bulunmadığını kaydederken, “Ben de komutamızın yanına yamandım. Birlikte uçacağız” dedi.

 

 ‘F-4’ler kahramandır’

 

Konya’da düşen F-4 uçağının ise F-4E 2020 muharip uçağı olduğunu anımsatan Ünal, uçaklardaki silah ve mühimmatın tamamen milli projelerle geliştirildiğini ifade etti. Bu uçakların 2020’ye kadar envanterde kalacağını belirten Ünal, şunları söyledi:

“F-4 uçakları, F-16’lardan farklıdır. Bunlar çift motorlu, çift pilotlu. Bu yönleriyle güvenilir uçaklardır. Bütün bakım ve modernizasyonları yapılmıştır. Biz zaten uçakları ömrünü tamamladıkça emekli etmekten geriye kalmadık. İddia ediyoruz bizim İkmal Bakım Merkezi’nden çıkan uçaklar uçar. Uçmayacak olanlar oradan çıkamaz. Eskişehir’deki bu merkezimiz F-35 uçaklarının da Avrupa’daki bakım yetkisini diğer ülkelerin önüne geçerek almıştır. Bu uçaklardaki atlama sandalyeleri yüzde yüz yeni ve bakımlı. F-4’ler 1974’ten bu yana ordumuza büyük kazanım sağlamıştır. Bizim için F-4’ler Hava Kuvvetleri efsanesi ya da kahramanıdır. Ben böyle görmeyi tercih ederim. 250 kilometreden bir noktayı vurma yeteneğini milli projelerle bu uçaklara kazandırdık.”

F-4E 2020’lerin kademeli olarak 2020’ye kadar envanterden çıkarılacağını belirten Ünal, “F-5’leri de 50 yıldır kullanıyoruz. Türk Yıldızları da kullanıyor. Bir sorun olsa o manevraları yapabilirler mi?” dedi.

 

‘Gidişlerine şehitler kadar üzüldüm’

 

Orgeneral Abidin Ünal, Ergenekon ve Balyoz davalarının Hava Kuvvetleri’ni olumsuz etkilediği iddialarının anımsatılması üzerine de, “İtham edilen arkadaşlarımızın bir kısmı gitti. Gidişlerine belki şehitler kadar üzüldüm desem abartmış olurum” ifadesini kullandı. Orgeneral Ünal, brifing sırasında bir soruyu kurmay başkanının yanıtlamasını istedi. 1. Ana Jet Üs Komutanı Kurmay Başkanı Tümgeneral Ateş Mehmet İrez, mikrofona gelmek istemeyince “gel beraber yargılanalım” diye espri yaptı.

 

Taciz oldu

 

Ünal, Ege’deki tüm uçuşlara yapılan tacizler gibi Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk’ün gerçekleştiği uçuş sırasında da tacizler yaşandığını bildirdi.

 

‘Panter Filo’dan gösteri

 

Eskişehir’deki basın turu F-4 2020 muharebe uçaklarından oluşan Panter Filo’nun gösteri uçuşuyla son buldu. Basın mensupları için sırayla 3 ayrı F-4 havalandı. F-4’leri kullandıkları gerekçesiyle tedirgin olduğu iddia edilen pilotlardan bazıları bu sırada gazetecilerle sohbet etti. Pilotlar F-4’lerle uçmaktan duydukları memnuniyeti aktardı. Basın turunda F-4’lere yüklenen silahlar, motor ve ikmal istasyonları da tanıtıldı. F-4’lerdeki silahların tamamının milli yazılımlarla oluşturulduğu ve kontrolün tamamen Türkiye’de olduğu aktarıldı.

 

Malatya’da kaza iletişim hatası

 

Malatya’da 24 Şubat’ta meydana gelen iki uçağın bir tepeye çarpması sonucu 4 pilotun şehit olduğu kazanın nasıl geliştiğini anlatan Orgeneral Abidin Ünal, ikili kol halinde keşif görevi yapan uçakların saat 19.10’da Akçadağ’daki bir tepeye çarptığını, kazanın uçuşun gece yapılması ya da meteorolojik şartlarla ilgisi olmadığını vurgulayarak şunları anlattı:

“9 bin 500 feetteler. Bulutların üstü o sırada pırıl pırıl. Radara soruyor (rapcon) alt taraf müsaitse alçalmak için. Radar, ‘yaklaşma müsait’ diyor. Ancak alçaldıkları nokta 6 bin 100 feetin altında olmamalı. Normalde 4 bin 500 feete inilebiliyor. Pilotlar, o esnada rapcon’un kendilerini görerek yönlendirdiğini düşünüyor. Rapcon’da pilotların görerek iniş yaptığını düşünüyor. Tamamen bir iletişim hatası. Herhangi bir arıza ya da atlamaya çalışma bile söz konusu değil. Yakın kolda uçarken tepeye sürtüyorlar. Sizlere ömür. Basit dediğimiz bir kural ihlalinden başka bir şey değil. Kesin rapor yok ama şimdilik insan ve iletişim hatası diyoruz. Atlama teşebbüsü bile yok. Ne pilotlarımızda tecrübe ne uçakta teknik eksiklik yok. Uçuşta sıfır tolerans, az tolerans dediğimiz hadiseden kaynaklı. Radarın alçaktan uçuş uyarısı yapma zorunluluğu vardır ama iletişim hatası daha başta başlıyor ama bu yorumlarım da buz üstüne yazdığım yazı.”

 Ünal, Konya’da 5 Mart’ta yaşanan iki pilotun şehit olduğu kazayı anlatırken de şunları kaydetti:

“Pilotlarımız ikinci manevra yapılırken, süratlerinin düşük olmasının etkisiyle bir saniyelik hatayla uçağın kontrolünü kaybetmişler. Uçak, 9 bin feetten 3 bin feete doğru düşmüş. Bu feete düştüğünüzde artık 10 bine çıkamazsınız. Out of control durumu. Yapılacak tek şey atlamak. Ancak pilotlarımız belli bir süre bunu yapmamış. Devletimizin uçağını kırıma uğratmamak için kurtarma gayretinde bulunmuş. Olmayınca öndeki pilot koltuğu çekmiş. Arka sandalye fırlamış. Uçak düştüğü için paraşütün açılacağı zaman bile olmamış. Diğeri zaten basmamış. İki saniye önce arkadaşlarımız çekse şu anda bizimleydiler.

Havacılıkta kurallar kanla yazılmıştır. Burada da olacak olan budur. Lidersiz, eğitimsiz oldukları, teknik eksik olduğu, hiçbir veriye dayanmadan söyleniyor ve bunlar bizi üzüyor.”

 

 ‘Yorgunluk var ama çöküş yok’

 

Hava Kuvvetleri’nden çok sayıda pilotun ayrılmasının kazalardaki etkin olduğu yorumlarını anımsatan Ünal, 2010’dan bu yana 567 pilotun emekli olduğunu ya da istifa ettiğini, 2010’dan bu yana sadece 2013’te normalin üzerinde, 153 pilotun ayrıldığını vurguladı. 2013’teki durumun mecburi hizmet süresinin 15 yıldan 10 yıla indirilmesinden kaynaklandığını belirten Ünal, “Bizi asıl etkileyen bütün süreçte 300 öğreticimizin 6’da birinin ayrılması olmuştur. Külfetimiz budur” dedi. Ayrılanlara anket uyguladıklarını kaydeden Ünal, “Üç tane neden bildiriyorlar. Birincisi emeklilik süresinin 20 yıldan 30 yıla çıkarılması. 15 yıllık hizmetten sonra bir 15 yıl daha çalışmak istemiyorlar. Emeklilik süresi 20 yıla inerse bu sorun ortadan kalkar. İkinci neden maddi durum. Havayolunda dört yılda bizden ayrıldıktan sonra çalışan pilot, 15 yıl hizmet etmiş bir pilotun dört katı ücret alıyor. Üçüncü neden, bizde 4-5 yılda bir tayin olur. 15 yılı bitirenler artık sabit bir yerde oturmak istiyor. Bunların dışında yok. Hani protesto diyorlar ya.”

 

Konjonktür değişti

 

Eğitimden feragat edilemeyeceğini, uçuş emniyeti ile harbe hazırlığın adaletin terazisi gibi olduğunu ancak, önceliğin uçuş emniyetinde bulunduğunu vurgulayan Ünal, şöyle devam etti:

“Tabii konjonktür de değişti. Suriye krizi, terör... Nöbetimiz birken iki oldu. Yorgunluk diyoruz ya. Ama biz bunun için varız. 2011’den sonra Hava Kuvvetleri dönüşüm yaşadı. Yorgunluk var mı, evet var ama asla şikâyet yok. Çöküş, düşüş gibi bir durum söz konusu değil. Garanti veriyorum bir daha olmayacak diyemem. Hiçbir havacı söyleyemez. Yerden ayağınız kesilince risk başlar. Altı şehit arkadaşımızı ebedi filoya tayin ettik. Yukarıya her çıktığımızda onlar da bizlerle uçuyor kabul ediyoruz. Gece gündüz, savaş pilotları sesleri duyulmasa da yukarıda nöbettedir. Acımızla işimizi karıştırmayız.”

 

Dışarıdan düşürülemez

 

Orgeneral Abidin Ünal, İsrail tarafından uçakların modernizasyonunun yapılmış olmasını düşmelerde etkisi olup olmadığı yönündeki soruya ise “Uzaktan bir uçağı yazılımına girilerek düşürülmesi mümkün. Bunun adı siber savaş. Bu ileri teknolojilerde mümkün. Bu uçakların iletimini düşünün. Yazılımı da tamamen bizdedir. Asla mümkün değil. Zaten bu uçaklar manuel kullanılıyor. İmkânı yok” yanıtını verdi.

 

Yüzde 7’nin altı normal

 

ABD’de F-4E uçaklarının 25 yıl envanterde kaldığını, 353 kaza meydana geldiğini belirten Ünal, Türkiye’de 41 yılda 60 uçak kazası yaşandığını söyledi. Ünal, ABD’de 100 bin saatte yüzde 4,6, Türkiye’de 100 bin saatte yüzde 6,7 oranında kaza yaşandığını, oranın yüz bin saatte yüzde 7 olduğunu söyledi.