Ekonomi

Euro'nun ucuzlaması fırsat mı, tehlike mi?

Euro'nun hızla değer kaybetmesine sevinen de var, üzülen de. Uzmanlar ortak paranın değer kaybetmesinin canlandırıcı etki yapabileceğini ancak yatırımcının güvenini sarsma tehlikesinin bulunduğuna dikkat çekiyorlar.

06 Ocak 2015 22:59


Avrupa'da ihracatçıyla Merkez Bankası'nın yüzü gülerken, ithalatçı ve turist karalar bağlıyor. Hızla değer kaybeden Euro'nun Avrupa ekonomisini canlandırabileceği söyleniyor ama ortak para biriminin öncelikle Dolar'a göre ucuzlaması tehlikeli de olabilir.

2014 yılının mart ayında 1 euro 1 dolar 39 cent ediyordu. Dolar kuru eylülde 1,29'a indi, şimdi ise Euro 1,19 dolardan işlem görüyor. Son aylarda Avrupa ortak para birimi Amerikan Doları karşısında sürekli değer kaybetti. Euro en son 2006 yılında bu Dolar kurunu görmüştü.

Avrupa parasının erozyona uğraması sürpriz olmadı. Amerikan Merkez Bankası faizleri arttırmaya hazırlanırken Avrupa Merkez Bankası para politikasını daha da gevşetmenin yollarını arıyor.

Amerikan ekonomisinin büyüme hızı artarken Euro Bölgesi resesyona sürüklenmemiş olmasına şükrediyor. Deutsche Bank ekonomik etütler dairesinden Stefan Schneider, ‘prensipte, bütün uzmanların çok önceden tahmin ettikleri şeyin olduğunu' söylüyor.

Diğer uzmanlar da sıfır paritenin hayal olmadığını ve önümezdeki yıllarda 1 euronun 1 dolar edebileceğini belirtiyorlar.

Deutsche Bank ekonomisti Schneider Euro'nun değer kaybetmesinin endişe verici olmadığını, aksine Avrupa'da yapılan alışverişin ucuzladığını ve buna da en çok Almanya gibi ihracatçı ülkelerin sevindiğini ifade ediyor. Nitekim Avrupa şirketleri son aylarda devalüasyonla Yen kurunu düşüren Japonya karşısında da ucuz Euro sayesinde rekabet gücü kazanıyor.

Euro'nun değer kaybetmesi Avrupa Merkez Bankası'nın da işine geliyor. Başkan Mario Draghi Handelsblatt adlı Alman ekonomi gazetesine verdiği mülakatta, belli bir döviz kuru hedeflemenin merkez bankasının görevi olmadığını ancak fiyat istikrarı ve büyüme açısından düşük kurun avantajlı olduğunu söyledi. Draghi fiyat istikrarını yeniden sağlamak, yani enflasyonu arttırmak için ek önlemler almaya hazırlandıklarını da sözlerine ekledi. Uzmanlar Mario Draghi'nin sözlerinden, Avrupa Merkez Bankası'nın devlet tahvili satın almaya hazırlandığı anlamını çıkarıyorlar.

‘Euro güven kaybetmemeli'

Yunanistan'ın tasarruf politikasına son vermesi, hatta Euro Bölgesi'ni terk etmesi ihtimali kadar bu spekülasyonlar da Euro'nun düşüşünü hızlandırıyor. 25 Ocak genel seçimlerinde birinci parti olma şansı artan sol Yunan ittifakı Syriza'nın tasarruf ve reform politikalarına son verip alacaklılardan borç affı talep edeceğini duyurması endişeleri arttırdı. Bremen Eyalet Bankası baş iktisatçısı Folker Hellmeyer, Yunanistan'ın istikrar çizgisini terk etmesi durumunda Euro Bölgesinden ayrılmasının kaçınılmaz olacağı şeklindeki Berlin kaynaklı demeçlerle ilgili olarak DW mikrofonlarına şunları söyledi: “Yunanistan tartışması Euro üzerinde muazzam psikolojik baskı yaratıyor. Finans piyasasında, ‘Yunanistan Euro'yu bırakırsa ne olur?'un yanıtı aranıyor. Spekülasyonlar Draghi'nin de işine geliyor. Mario Draghi öncelikle güneydeki kriz ülkelerini canlandırabilmek için Euro'nun değer kaybetmesini istiyor.”

Bu durumda ABD'ye giden turistlerin cebinden daha fazla Euro çıkacak ve ithal malları pahalanacak. Euro değer kaybetmeseydi petrol Avrupalı tüketiciye çok daha ucuza gelecekti.

Avrupa ekonomisinin canlandırılabilmesi için Euro'nun daha da değer kaybetmesi gerektiğini belirten finans piyasaları uzmanı Christoph Zwermann da merkez bankasının gelişmelerden memnun olduğunu ancak güven ortamının sarsılmaması gerektiğini şöyle dile getiriyor:

“Ortak para birimi değer kaybetmeye devam ederse yeni bir Euro krizi patlak verebilir. Yatırımcının Avrupa parasına olan güvenini kaybetmesi Euro'nun aşırı değer kazanmasından daha tehlikeli olur. Alman şirketleri Dolar paritesinin 1,40'a çıkması durumunda da rekabet gücünü kaybetmez.”