TÜSİAD'ın kurucularından Boyner Grup Onursal Başkanı Osman Boyner, en tartışmalı dönemlerin 12 Eylül'de yaşandığını belirterek, "Tabii, 12 Eylül’e giden günler ve sonrası çok sıkıntılı bir dönemdi. Silah konuştuğu zaman akıl susar. Üyelerin hüsn-ü niyetle yaptığı pek çok faaliyet haksız karalamalara yol açtı." ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin önde gelen 12 iş adamı tarafından 12 Mart Muhtırası’nın hemen sonrasında kurulan TÜSİAD 50 yılı geride bıraktı. Osman Boyner, Gazete Oksijen'den Elif Ergu Demiral'a konuştu.
Söyleşinin satır başları şu şekilde....
Osman Bey, TÜSİAD‘ın kuruluşuna nasıl karar verildiğini sizden dinlemek isterim…
"1970’lerin başında İstanbul Sanayi Odası’nda meclis üyeliği yapıyordum. Tabii İSO mühim bir kuruluş, halen de öyledir ama nihayetinde mesleki bir kuruluş. Batıdaki sivil toplum kuruluşları gibi farklı bir oluşum fikri orada ortaya çıktı. Amacımız Atatürk’ün amacı, Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak. Bunun için de demokrasi ve müteşebbislerin ahenkli şekilde çalışması şarttır diye düşünüldü.
Vehbi Bey, Sakıp Bey, Nejat Bey tabii Feyyaz Bey de çok önayak oldu. Bunu bir “Birlik” olarak kurduk. Sadece İstanbul’da değil tüm Türkiye sathında olsun fikri savunuldu. Çok isabetli bir fikirdi. Yanımıza İzmir’den de önemli sanayicileri kattık. Vehbi Bey Ankaralı’ydı, Sakıp Beyler Adana’dandı. İstanbul dışında yatırımı, fabrikası olanlar çoğunluktaydı. 12 kişi metnin altına imzamızı koyduk ve birliği kurduk."
1971 yılında ilk toplantıyı nasıl bir ortamda yapmıştınız? O günlerde gündeminizde neler vardı?
"Muhtıranın hemen sonrasında sıkıyönetim günleriydi. Grevler, lokavtlar çok sık yaşanıyordu. Bir ortak akılda, ortak değerler etrafında buluşmak, örnek işler yapmak gerekiyordu. Ekonomi, şirketler mühimdi ama çağdaş bir yaşam, muasır medeniyetler seviyesinde üreten, üretmek için çalışan ve bilimiyle, kültürüyle, sanatıyla, sporuyla iyi yaşayan bir ülke en mühim konuydu."
Hatırladığınız en tartışmalı, sıkıntılı dönem?
"Ben iki dönem TÜSİAD yönetiminde görev aldıktan sonra, sosyal faaliyetleri layıkıyla yürütebilmek için gereken zamanı yaratamadığımdan, aktif görevden çekildim. “Bir işi üzerine alınca, o iş ucundan tutarak yapılmamalı” diye düşündüm. Arkadaşlara destek olmaya devam ettim. Tabii, 12 Eylül’e giden günler ve sonrası çok sıkıntılı bir dönemdi. Silah konuştuğu zaman akıl susar. Üyelerin hüsn-ü niyetle yaptığı pek çok faaliyet haksız karalamalara yol açtı."
Birlikte yurt dışı seyahatleriniz oluyordu, o seyahatlerden paylaşmak istediğiniz anılarınız var mı?
"Kıbrıs Harekatı sonrasında Amerika Türkiye’ye ambargo koymuştu. Onun kaldırılması için çok uğraş verildi. Hariciyenin çalışmalarına TÜSİAD da destek verdi. Bir heyet oluşturup, -eksik, fazla hatırlıyorsam kusura bakılmasın- Feyyaz Bey, Ali Koçman, Jak Kamhi, Rahmi Bey vardı, bir heyet oluşturuldu. Ben de iştirak etmiştim bu heyete. ABD’ye gittik birlikte. Önemli makamlarla ve kuruluşlarla görüşmeler yapıldı. Türkiye ambargonun kaldırılmasında muvaffak oldu. Bizim heyetin ve TÜSİAD’ın faaliyetlerinin kararda katkısı oldu."