Gündem

Eski NATO Daimi Temsilcisi Ceylan: Yeşil, Gök ve Gri Vatanlar nerede?

21 Haziran 2021 10:40

Yakın döneme kadar Türkiye'nin NATO Daimi Temsilciliği görevini üstlenen emekli büyükelçi Fatih Ceylan, günümüzde sadeve 'Mavi Vatan' doktrininin yeterli olmadığını, Yeşil Vatan (kara), Mavi Vatan (deniz), Gök Vatan (hava) ve Gri Vatan'ın (siber, uzay, hibrit) bir bütünün ayrılmaz parçaları olarak görülmesi gerektiğini ifade etti.

Ankara Politikalar Merkezi için bir yazı kaleme alan Ceylan, "Yeşil Vatan , Mavi Vatan , Gök Vatan  ve Gri Vatan  bir bütünün ayrılmaz parçaları olarak görülmedikçe, vatanın çeşitli tonlardaki savunması müşterek ve gerekli hallerde birleşik bir yapılanma içinde ele alınmadıkça ve sadece bir kuvvet unsuruna dayalı abartılı ve iddialı bir doktrin ortaya sürüldükçe olgun bir kurmay anlayışın zafiyete uğramasının kaçınılmaz olduğu aşikardır" yazdı.

Ceylan, günümüzde sadece 'Mavi Vatan' doktrininin öne çıkarılmasının "dogmatik ve bütünlükten uzak bir yola sapılması" anlamına geleceğini ifade etti.

Ceylan'ın yazısının ilgili bölümü şöyle: 

Tek bir kuvvetin diğer kuvvetlere göre üstün kılınması ve ‘cihan hakimiyetini’ sağlaması anakronistik, dolayısıyla zamanın ruhuyla uyuşmayan bir anlayış olarak tarihteki yerini aldı. Üstelik kara, hava ve denize ek olarak siber güvenlik  ile uzay yeni birer alan olarak operasyon alanlarına eklendi. Kamusal ve özel kaynaklara dayalı hibrit savaş icra edebilme yeteneği de önemli  bir kuvvet çarpanı olarak karşımıza çıktı. Yeşil Vatan (kara), Mavi Vatan (deniz), Gök Vatan (hava) ve Gri Vatan (siber, uzay, hibrit) bir bütünün ayrılmaz parçaları olarak görülmedikçe, vatanın çeşitli tonlardaki savunması müşterek ve gerekli hallerde birleşik bir yapılanma içinde ele alınmadıkça ve sadece bir kuvvet unsuruna dayalı abartılı ve iddialı bir doktrin ortaya sürüldükçe olgun bir kurmay anlayışın zafiyete uğramasının kaçınılmaz olduğu aşikardır.

Çağdaş kurmay aklı, siber ve uzay gibi denkleme yeni giren alanları da hesaba katarak  her bir kuvvetin bütünleşik ve ağ bazlı bir mimari içindeki rollerini düşünmek ve bunların tümünü geniş ve kapsayıcı bir bakış açısıyla savunmakla mükelleftir. Bu noktadan hareketle Yeşil, Gök ve Gri Vatanlar olmaksızın sadece Mavi Vatan üzerine odaklanmakla, dolayısıyla salt bu doktrini ön plana çıkarmakla dogmatik ve bütünlükten uzak bir yola sapılmış olur.

Bu satırların yazarı bugüne değin Mavi Vatan doktrinine sahip çıkanların, örneğin Milli Muharip Uçak projesinin önem ve gereğinden veya yapay zekaya dayalı otonom insansız kara araçlarının kara kuvvetlerine yapacağı ciddi katkıdan söz ettiklerine tanık olmamıştır.  Aklı selim sahibi her yurttaş ülke donanmasının su üstünde olsun, su altında olsun en son teknolojik imkan ve kabiliyetlerle donatılmasını arzular; uzak veya yakın denizlerdeki ülke hak ve çıkarlarının azami kılınması hedefini destekler. Bundan şüphe duyulmaması gerekir. Diğer yandan, tek bir kuvveti yüceltip, ağırlık merkezini buna kaydırırsanız o kuvvetin elindeki imkan ve kabiliyetler, örneğin beşinci nesil hava ve kara vasıtalarıyla bütünleşik bir ağ içinde koruma altına alınmazsa Mavi Vatandaki hak ve çıkarlarınızı nasıl korur ve ilerletirsiniz?

Nitekim 2020 Haziran ayında Libya açıklarında Eskişehir’den kalkan muharip uçaklarımızın donanma unsurlarıyla müştereken icra ettiği açık deniz eğitimi, askeri planlamacıların bu ihtiyacı artan ölçüde hissettiğini açıkça göstermektedir. Tek bir kuvvet üzerine dayalı bir doktrini öne çıkarmak, Türkiye’nin dinamik sorumluluk ve ilgi alanları ile güvenlik ihtiyaçları esas alındığında, akışkanlık halindeki ilgi ve etki alanlarına optimum düzeyde tesirli olacak bütünleşik yeteneği odaklayamama tehlikesini açığa çıkarır. Başka bir anlatımla, savunma planlamacılarını ormanın bütününü görmekten mahrum bırakır.

Gelişmiş bir hava desteğinden yoksun ve karada konuşlu sistemlerle takviye edilmemiş bir donanmanın Mavi Vatanda çıkacağı seyrüsefer çeşitli tehditler karşısında arzulanan etkinliği sağlayabilir mi?

‘Kuvvet milliyetçiliği’ yaparken ve buna dayalı doktrin geliştirirken diğer kuvvetler ve savunma-taarruz denklemine yeni girmiş alanlarla olan bağ koparıldığında denizlerdeki hak ve menfaatler nasıl azami kılınabilir?

Diplomasiyi ve diplomatları bu dar doktrin prizmasından gören bir anlayış uluslararası sahnede ne kadar yer edinebilir?

Bu sorulara kapsayıcı, bütünleştirici bir kurmay anlayışıyla verilecek yanıt ‘Hayır’dır. Nitekim, merhum Oramiral Güven Erkaya’nın 1997 yılında Harp Akademileri yıl sonu etkinlikleri meyanında düzenlenen harp oyununun sonuçlarına dair genel değerlendirme vesilesiyle ‘Hava Kuvvetleri olmadan donanmanın Çanakkale Boğazından çıkmakta zorluk çekeceği’ mealindeki çarpıcı gözlemini anımsamakta yarar vardır. Çağdaş ve güncel güvenlik ortamı Mavi Vatan’ın yanı sıra ve aynı etkinlikte Yeşil ve Gök Vatan Doktrinlerinin, Gri Vatanı da hesaba katarak, bütüncül bir yapı ve anlayış içinde değerlendirilmelerini ve savunulmalarını zorunlu kılmaktadır.