Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, ABD'nin Suriye ve Irak'ta sahaya inebileceğini söyledi. Milliyet gazetesinden Tunca Bengin'in sorularını yanıtlayan Öneş, Trump'ın tavırlarının radikal İslam'ı da tetikleyebileceği değerlendirmesini de yaptı.
Bengin'in Milliyet gazetesindeki yazısı şöyle:
ABD vatandaşlarına giriş yasağı getiren kararıyla kendi halkının da sokağa dökülmesine neden oldu. Araştırmalara göre her iki ABD’liden biri Trump’ın bu kararlarını destekliyor ya da karşısında... Yani Trump’ın gelişiyle Ortadoğu’da daha da derinleşen belirsizlik ve tereddüt ortamı kendi ülkesine de yansımış durumda. Çünkü Trump’ın söylem olarak radikal İslam’ı hedef alan ama onun dışında İslam toplumlarını da rahatsız eden bir ifade tarzı var. Ve de ABD’nin İslam dünyasında yarattığı tepkileri artıran bir durum söz konusu, bu da riskleri arttıran bir olay. Dolayısıyla da “güvenlik” gerekçesiyle getirilen bu uygulamaların radikal İslamcı terörü tetikleyeceğini iddia edenler de var. Dahası bu konularda başka ülkelerde gerçeğe dönüşen komplo teorilerinin ABD içinde geçerli olabileceği konuşuluyor. Hele de ABD vatandaşları arasında sığınmacı ve göçmenlere getirilen bu yasaklar konusunda ayrışma söz konusuyken...
Gerçekten böyle bir şey olası mı? Olursa da yansımaları ne olabilir? Trump’ın şirket idare gibi davrandığını ve üslubuyla tepkileri derinleştirdiğini belirten eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş’in bu konudaki sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
Trump’ın tavırları radikal İslamcı terörü tetikler mi?
Evet, tetikleyen bir ortam yaratıyor. Zaten bu şartlar var, bu şartlarda yeni tetiklemeler ortaya çıkarabilecek bir durum. Trump, bir taraftan oportünist bir tavırla kendi seçmen tabanına hitap eden seçim sürecince vaatlerini gerçekleştirme istikametinde adımlar atarken radikal İslamcı eylem riskini de artırmış oluyor tabii ki. Ama bu olay sadece ABD’ye karşı bir tepkinin değil tüm radikal İslam’ın özellikle IŞID’in hedefi olan tüm ülkeleri de etkiliyor ve doğrudan bizi de, Avrupa’yı da etkileyen bir durum yaratıyor.
Buna odaklı bir eylem olabilir mi?
Olabilir tabii ki. Vekalet savaşlarının sonuçları bize bu durumu maalesef gösteriyor. Eğer IŞİD, radikal İslam meselesi küresel ve bölgesel politikalar içerisinde araçsallaştırılı-yorsa bu tip eylemler de öngörülebilir bir durum. Ancak genel politikalar açısından da beklenen bir durumu yaratıyor. Böylesine bir ikili durum var karşımızda...
IŞİD ABD’de bir eylem yaparsa sonuçları ne olur?
ABD’nin doğrudan tekrar bölgeye müdahalesini yani askeriyle kuvvet kullanarak bölgeye vekalet durumu dışında doğrudan müdahalesini de artırıcı bir durum ortaya çıkarabilir. Doğrudan müdahale meselesi de yeniden Rusya, İran, ABD denklemi, Avrupa ülkelerinin meseleye karışımı durumunu ve farklı çıkarları ortaya koyar. O bakımdan Türkiye çok dikkatli olmak durumunda. Türkiye kendi iç siyasetinde bütünlüğünü sağlama ve dış gelişmelere karşı hazırlıklı olmak durumunda her zaman için...
Yani ABD’de bilfiil sahaya inebilir?
Sahaya inebilir. bu ihtimal kuvvetle muhtemel. Tabii ki ABD’nin sahaya inmesi tekrar küresel güçler arasındaki çıkar çatışmalarının artması demek ve böylesine bir olay yeni çatışmalar yine Türkiye’yi öncelikle hedef haline getirir o bakımdan Türkiye’nin hassasiyetleri, bu konuda mücadeledeki hassasiyetleri artmış vaziyette.
Bunun yolu mu hazırlanıyor yoksa?
ABD’nin bölgedeki gelişmelere müdahalesine ta 1990’lı yıllardan itibaren baktığınız zaman zaten bu hassasiyet devamlı bir şekilde arttı ve ABD’nin küresel çıkarlar bakımından bölgedeki arayışları çerçevesinde IŞİD meselesi ve radikal İslam’ın hareketliliği gündeme geldi. Şimdi ABD yeniden güç dengeleri içerisinde Trump’a göre ABD’nin azalan ağırlığını yeniden büyük güç şekline getirme arayışı içerisinde. Bu olay tabii ki bölgesel ve küresel meselelerdeki riskleri artıran bir durum. Bunu kesinlikle ancak bu önümüzdeki bir iki aylık zaman içerisinde Trump’ın atacağı adımları görerek daha iyi çözebileceğiz. Ancak, ABD’nin ve Rusya’nın meseleye bakarken PYD ya da Suriye Kürtleri açısından bakmadıklarını Irak, İran’daki Kürt yapısını da dikkate alarak ve Türkiye’deki Kürt yapısını da göz önünde bulundurarak projelerini şekillendirdiklerini, şekillendirmek istediklerini görmek lazım...