Türkiye ekonomisini değerlendiren Eski Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, “Destan yazıyoruz’ falan demenin bir anlamı yok. Kendimizi aldatmanın hiç kimseye bir faydası yok. Ak ile kara arasında bir yerdeyiz. Bunun adına orta gelir tuzağı diyorlar” diye konuştu.
DHA'nın haberine göre, Manisa Ticaret Odası Bülent Koşmaz hizmet binasında düzenlenen bir toplantıya katılan Süreyya Serdengeçti, Türkiye ve dünya ekonomisini değerlendirdi. "Ekonomi ne vaziyette, gidişat iyi mi? sorusunu her zaman soruyoruz" diyen Sergengeçti, sözlerine şöyle devam etti:
"Biz bütün meselelere ak ya da kara olarak bakıyoruz. Ya her şey çok iyi ya da çok kötü. Ben başka renklerin de olduğunu düşünüyorum. Yeni bir hükümet kuruluyor. Hükümet başa geldiği zaman dört alana yoğunlaşmak zorunda. Çünkü bu dört alanda sorun var. Bunların birincisi cari açıktır. Bazı dönemlerde çok artıyor bazen düşüyor. Aslında yılların sorunu. 2015 yılı sonunda milli gelire oran olarak yüzde 4.5 seviyelerinde bekleniyor."
"Türkiye, cari açık açısından 187 ülke içinde 97’inci sırada, durum bu"
"Kimileri çok iyi destan yazıyoruz, kimileri de çok iyi diyor. Vallahi ben olaya şöyle bakıyorum. 10 sene önce cari açığın milli gelire oranı 4.4’tü. Şimdi 4.5 bekliyoruz. Fakat başka bir fark var. Büyümeyi 2015 yılı sonu itibariyle yüzde 3 civarında tahmin ediyoruz. 2005’te büyüme 8.4’tü. Tabloyu geçmişe göre daha olumsuz yapan şey, geçmişte çok yüksek büyümedir. Ama o büyüme yok artık. Üzerinde düşünülmesi gereken bir husus var.
Türkiye’yi diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda cari açık açısından 187 ülke içinde 97’inci sıradayız. Durum bu. Ortalarda bir yerde. Bizim gibi ülkeler arasında 25 gelişmekte ülke içinde 23’üncü sıradayız. Gayet açık. Burada bir sorun var. ’Sorun yoktur’ demenin bir anlamı yok. ’Destan yazıyoruz’ falan demenin bir anlamı yok. Kendimizi aldatmanın hiç kimseye bir faydası yok."
"Cari açık Türkiye'de yanlış anlaşılıyor"
Ülkede cari açık konusunda yanlış bir algı olduğunu dile getiren Serdengeçti, şunları söyledi:
"Türkiye’de yapılan yanlış cari açık meselesinin kurlarla ve faizlerle ilgili olarak tartışılmasından kaynaklanıyor. ’Kurlar şurada olsa, faizler şurada olsa, biz bu işi çözeceğiz’ deniliyor. Türkiye’nin dış ticaret açığı iç talebe ve dış talebe bağlıdır. Türkiye hızlı büyüyor ve iç talebi yüksekse ithalatı da yüksektir. Biz bunu anlamak istemedik. Kurlar çıksın yukarı, ihracat da artsın. Hayır artık ihracat ve ithalat birbirine bağlı. İhracat yapan sektörler, ithal girdi de kullanıyorlar. Kurlar yukarı gittiği zaman ihracatı artırmadığı gibi sizlerin maliyetlerini artırıyor.
Maliyetin artması demek enflasyonun yükselmesi demek. Enflasyonun yükselmesi demek, rekabet gücü kaybettiğiniz anlamına geliyor. Kurla kazandığını enflasyon yüzünden kaybediyorsunuz. Biz bunu defalarca yaşadık" diye konuştu. Türkiye’de tasarruf yapılmadığını kaydeden Serdengeçti, "Bir ülkenin tasarruf açığı varsa o ülkenin cari açığı olur. Tasarruf etmiyoruz biz, yatırım yapmak istiyoruz. Belirli dönemlerde de çok iyi yatırım yapıyoruz. Ama tasarruf etmeyi sevmiyoruz. Ne kurla çözebiliyorsunuz. Maalesef böyle bir durum var. Tasarruf açığında 172 ülke içinde 150’inci sıradayız. 25 gelişmekte olan ülke içinde 18’inci sıradayız."
"Büyümede 2002-2007 dönemindeki performansı gösteremiyoruz"
Türkiye’nin gelişmiş ülkeler arasına girmek istediğini söyleyen ve büyümenin önemine değinen Serdengeçti, şöyle devam etti:
"Türkiye’nin yıllık ortalama büyüme oranı yüzde 4’tür. 2002 ile 2007 yılları dahil büyüme hızı 6.8’dir. Çok olumlu bir şeyler yaşamışız. Türkiye’de nerede bir başarı varsa o başarının olmadığını söyleyen bir sürü insan vardır. Bu dönemde Türkiye’de bir şeyler yapılmış. 2008 ile 2015 yıllarında yıllık ortalama büyüme 3.3’e düşüyor. 6.8’in aşağı yukarı yarısıdır. Endişe konusu olması lazım. Yetkililer ’geçen sene yüzde 3 büyüdük, düşük, bu sene yüzde 4 büyüyeceğiz’ diyorlar. Yıl geliyor geçiyor. Yüzde 4 büyüyecektik ama yüzde 3 oldu. Ama gelecek yıl yüzde 4 büyüyeceğiz. Ertesi yıl yine aynı şey oluyor. Böyle bir durum var. Bu düşük deyince Avrupa’dan iyiyiz diyorlar. Dünyada durumumuz ise 188 ülke içinde 92’inci sıradayız. Büyümede 2002-2007 dönemindeki performansı gösteremiyoruz. Ortada bir yerdeyiz. Ak ile kara arasında bir yerdeyiz. Bunun adına orta gelir tuzağı diyorlar. Böyle bir kaygı var."
"Sorun yokmuş demekle olmuyor"
Bu yıl sonu itibariyle enflasyonun yüzde 8.5 olarak beklendiğini kaydeden Serdengeçti, şu görüşleri dile getirdi:
"34 yıl enflasyon ortamında yaşadık. Türkiye’nin 2001’den önceki düşük büyümenin ardında enflasyonun yükselmesi var. 2004 yılında 34 yıl sonra enflasyon tek haneye indi. Yüzde 10’nun altına düşmemiz gerektiğini söylemiştim. 2015 yıl sonunda enflasyonu yüzde 8.5 bekliyoruz. Ben Merkez Bankası’ndan çıkarken, yüzde 8.1’di. Aradan 9 sene geçti. Dünyada 188 ülke içinde en yüksek enflasyona sahip 30’uncu ülkeyiz. Tek hane bize yeter diyemezsiniz. 25 gelişmekte olan ülke içinde ise 6’ıncı sıradayız. Sorun yokmuş demekle olmuyor. Yüzde 5’e falan yaklaştığımız yok. Buradaki sorunu kabul etmek lazım. Enflasyonun olduğu yerde rekabet gücü kaybederseniz. Rekabeti kaybedersiniz cari açıkla hep karşılaşırsınız."