Damla UĞANTAŞ - Gökçer TAHİNCİOĞLU
"Cumhurbaşkanına hakaret", "terör örgütü propagandası yapmak" ve "terör örgütüne yardım" suçlamasıyla hakkında başlatılan ‘FETÖ’ soruşturması kapsamında, tanık ifadeleri dikkate alınarak “görevde bulunduğu süreçte gerekli işlemleri yapmayarak örgüte yardım etmek” suçlamasıyla tutuklanan eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’un emniyette verdiği ifade ortaya çıktı. “Sosyal medya paylaşımlarının herhangi bir kişi veya kuruma hakaret amacı taşımadığını tersine, bir uyarı niteliğinde olduğunu” savunan Uzun, 15 Temmuz darbe girişiminden 1,5 yıl önce yayımlanan ‘İn’ adlı kitabını da ‘FETÖ üyesi olmadığı’ konusunda kanıt olarak gösterdi.
Hakkındaki suçlamaları reddeden ve kendisine ‘FETÖ mensubu’ suçlaması yönelten “Eski Ankara Merkez Cinayet Büro Amiri Tamer Topsakal ile Ayten Altınoluk’u tanımadığını” belirten Uzun, Topsakal'ın delil olarak gösterilen ifadesinin 2014 yılına ait olduğuna dikkat çekerek "5 senedir hiçbir şey yapılmamış, 5 sene sonra 'böyle şüphe uyandıracak ifade bulduk, sen ne diyorsun' deniliyor" yorumunda bulundu.
Uzun, 15 Temmuz darbe girişiminin başarılı olması durumunda hazırlanan listenin 45. sırasında isminin yer aldığını, bu nedenle koruma altında bulunduğunu söyledi.
İstihbarat Daire Başkanı olduğu dönemde ‘FETÖ mensubu oldukları’ iddiasıyla kendisine gönderilen 132 kişilik isim listesini araştırmak üzereyken görevden alındığını ifade eden Uzun, İstihbarat Daire Başkanlığı dönemine ilişkin bilgileri de emniyet mensupları ile paylaştı.
Uzun, “O dönem Ankara Emniyet Müdürlüğü herhangi bir çalışma yapmadan, Fethullah Gülen cemaatine mensup olduğunu iddia ettiği 528 kişilik isim listesi gönderdi. Bu listenin arkasında kişilerle ilgili takip, keşif, arşiv incelemesi gibi istihbarat çalışması yoktu. Belirtilen 528 emniyet personeli hakkında teftiş kurulu idari soruşturma başlattı ve bunun üzerine Ankara Emniyet Müdürlüğü ikinci bir liste hazırladı. Bu ikinci listede isim sayısı 133’e düştü ancak bir şahsın ismi iki defa yazılmıştı. Buradan bile listenin özensiz bir şekilde hazırlandığı anlaşıldı. Ayrıca belirtmek isterim ki, bu 528 kişilik listenin hazırlanma görevi verildiğini duyduğum 5 komiser yardımcısından birinin FETÖ mensubu olduğu için cezaevindeyken vefat ettiğini, diğer 2’sinin ise halen cezaevinde olduğunu duydum” diye konuştu.
“528 kişilik listeyi hazırlayan 5 komiser yardımcısından 3’ü FETÖ’den tutuklandı”
Uzun’un emniyette verdiği ve savcılık sorgusunda aynen tekrarladığı ifadeden öne çıkan bölümler şöyle:
“1997-1999 yılları 2001-2002 yılları ve 2003-2006 yılları arasında İstihbarat Daire Başkanlığı görevini yerine getirdim.
11 Şubat 1999 günü ben Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne 47 tane Fethullah Gülen Cemaati’ne mensup olduğu iddia edilen emniyet mensubu şahısların isimlerini yazdım. Bu isim listesi tam hatırlamamakla birlikte Aydınlık isimli gazetede yayımlanmıştı. Bu yazışa şahısların araştırılması yönünde talimat verdim. Fakat o dönem Ankara Emniyet Müdürlüğü herhangi bir çalışma yapmadan, Fethullah Gülen cemaatine mensup olduğunu iddia ettiği 528 kişilik isim listesi gönderdi. Bu 528 kişinin sanırım 500 tanesi de Ankara dışında görev yapan emniyet personeliydi.
Bu listenin arkasında ise kişilerle ilgili takip, keşif, arşiv incelemesi gibi istihbarat çalışması yoktu. Dairenin ise diğer illerde çalışma yapması mümkün değildir, dolayısıyla bu çalışma gerçekleşmedi. Belirtilen 528 emniyet personeli hakkında teftiş kurulu idari soruşturma başlattı ve bunun üzerine Ankara Emniyet Müdürlüğü ikinci bir liste hazırladı. Bu ikinci listede isim sayısı 133’e düştü. Bu listede ise bir şahsın ismi iki defa yazılmıştı. Buradan bile listenin özensiz bir şekilde hazırlandığı anlaşıldı.
Ayrıca belirtmek isterim ki, bu 528 kişilik listenin hazırlanma görevi verildiğini duyduğum 5 komiser yardımcısından birinin FETÖ mensubu olduğu için cezaevindeyken vefat ettiğini, diğer 2’sinin ise halen cezaevinde olduğunu duydum. Diğerleri hakkında bilgi sahibi değilim.”
“Yalova hariç bütün iller ‘Fethullah Gülen Cemaati’ne mensup emniyet personeli yoktur’ diye yazı gönderdi”
“132 kişilik listeyle alakalı bir çalışma yapacakken görevden alındım, benden sonra göreve gelen Daire Başkanı Mustafa Aydın 81 ile, 'ilinizde Fethullah Gülen Cemaati’ne mensup emniyet personeli varsa bildirin' diye yazı gönderdi. Yalova hariç bütün illerden 'Fethullah Gülen Cemaati’ne mensup emniyet personeli yoktur' diye yazı geldiğini duydum. Hatta bu yazımız sonrasında Yalova Emniyet Müdürü’nün İstihbarat Şube Müdürü’nü bu yapının mensubu diye görevden aldığını ve bunu da yazıyla daireye bildirdiğini duydum. Sonuca bağlamam gerekirse Daire Başkanlığı’ndan alındığım için o dönem 132 şahısla alakalı yapılan çalışmalardan bilgi sahibi değilim.”
“Hazırladığımız liste ile Gülen ceza aldı ama yasa değiştirilerek fiil suç olmaktan çıkarıldı”
“DGM Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel’in talimatı üzerine İstihbarat Dairesi’nin arşivinde bulunan 500 kadar Fethullah Gülen cemaati güdümünde olan şirket listesini savcılığa resmi yazı ile gönderdik. Bu yargılamanın sonrasında 2008 yılında Fethullah Gülen’e ceza verildiğini biliyorum fakat o süreçte ben Daire Başkanı değildim. Hazırlamış olduğumuz liste sayesinde ceza alan Fethullah Gülen, yasanın değiştirilmesi ile bu suç kapsamından çıkarılarak Yargıtay aşamasında beraat ettirildi.”
“Fethullah Cemaati’nin kanundaki şartlara uymadığını belirttik”
“Ankara ilinde yargılamayı devam ettiren mahkeme Emniyet Genel Müdürlüğü’ne “Fethullah Gülen Cemaati bir terör örgütü müdür?” şeklinde soru sordu. TEM Daire Başkanlığı bu talimatı bir üst yazı ile bize de gönderdi. Biz TEM Kanunu ve arşivlerimizi tetkik etmek suretiyle cevap yazdık. Bu cevapta özetle Terörle Mücadele Kanunu’nun 1. ve 7. maddesinde Terör Örgütü’nün olabilmesi için en az üç kişiden oluşması, aralarında hiyerarşik bir yapının olması gerektiği belirtilmiştir. Daire Başkanlığımız arşivlerinde ise bu maddelere uygun bir vukuat raporu veya başka bir belge bulunmamaktaydı. Ayrıca Terörle Mücadele Kanunu bir yapının terör örgütü olabilmesi için korkutmak ve yıldırmak amaçlı silahlı eylemi öngörmekteydi. O dönemde ise bahse konu yapılanmanın silahlı bir eylemi yoktu. Bütün bunlardan dolayı arşivlerimizdeki bütün bilgileri TEM Daire Başkanlığı’na aktararak yazıda “Fethullah Cemaati’nin kanundaki şartlara uymadığını belirttik.”
“Herhangi bir cemaatin istihbarat tarafından araştırılabilmesi için yasal bir dayanak yok”
“Herhangi bir cemaatin istihbarat tarafından araştırılabilmesi için yasal bir dayanak yoktur. Hatta kanunlar bugün de bu yetkiyi istihbarat birimlerine vermemektedir. Yasa dışı bir örgütün olabilmesi için 3 unsurun tamamlanması gerekir. Bunlar para, insan kaynağı, ideolojidir. FETÖ terör örgütü Akyazılı Vakfı adı altında finansal destek sağladı. Bu parayla yurt ve öğrenci evleri açtı. Bu şekilde de insan kaynağı sağladı, bu insan kaynaklarını da medya vasıtasıyla örgütsel ideolojiye tabi tuttu.”
“Suikast listesinde adım var”
Emniyetteki ifadesini “İn” adlı kitabına gönderme yaparak bitiren Uzun şunları söyledi:
“FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü tarafından hain darbe girişimi başarılı olsaydı suikast listesinde 45. Sırada ismim geçmektedir. Halen koruma altındayım. Kesinlikle FETÖ/PDY mensubu değilim, olmam da mümkün değil. Bu örgütün çözülmesi yönünde temel taşlardan olan “İn” isimli kitabın yazarıyım, bu örgütle mücadelem çok önceki yıllara dayanır. Kitabın sonunda geçen kısa bir bölümü burada geçmek istiyorum:
“Kimse ‘Cemaat krizi’ni geçti, bitti sanmasın. Bu kriz onlarca yıl sürecek. Öyle PKK terörü, Kıbrıs bunalımı gibi sanmasın. Bu kriz, onlarca yıl sürecek. Yara çok daha derin!' şeklindeki sözlerimden bile FETÖ ile olan mücadelem açıkça ortadadır. Bu kitap 9 Ocak 2015 tarihinde yayımlandı. Darbe girişiminden yaklaşık 1,5 yıl öndedir.”
Tanık ifadeleri
Kendisine 'FETÖ' suçlaması yönelten Tamer Topsakal’ı tanımadığını belirten Uzun, savcılık ifadesinde ise "Benim bu şahısla o tarihte yüzleştirilmem lazımdı. Teşhis tutanağı yapılması lazımdı. O tarihte benim de gözaltına alınıp bunların sorulması lazımdı. Daha sonraki aşamada benim hakkımda bir istihbarat çalışması yapılması lazımdı. Ek deliller toplanması gerekirdi. Bugün geldiğimiz an itibariyle sanıktan itiraf veya ret almak suretiyle adaletin tecellisi mümkün değildir. İtirafa zorlamak gibi, hukuk dışı bir durum ortaya çıkıyor. Benim hakkımda istihbarat çalışması yapılır elde edilen bilgiler bana sorulurdu. Benim telefonum Ankara Emniyeti'ndedir. Oradaki kayıtlara bakılır, hangi tarihte hangi FETÖ'cüyle beraber aynı baz istasyonu bölgesinde olduğum, hangi konuşmayı yaptığım bilgileri birleştirilmek suretiyle deliller yaratılırdı. 5 senedir hiçbir şey yapılmamış, 5 sene sonra 'böyle şüphe uyandıracak ifade bulduk, sen ne diyorsun' deniliyor" ifadesini kullandı.
Uzun yine hakkında emniyete ihbarda bulunan Ayten Altınoluk ile de bir bağı bulunmadığını kaydetti.
İfadesinde Sabri Uzun’un ‘FETÖ’ mensubu olduğunu söyleyen Tamer Topsakal kimdir? Eski Ankara Merkez Cinayet Büro Amiri komiser Tamer Topsakal, eski bir ‘FETÖ’ mensubu olarak biliniyor. Tamer Topsakal, 25 Kasım 2014’te Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde ‘müşteki’ sıfatıyla verdiği ifadede örgütün talimatlarını yerine getirmediği için kumpasla 2004’te Emniyet’ten ihraç edildiğini savunmuştu. Topsakal, 98 sayfalık ifadesinde “Cemaat’le hem kendi kişisel çıkarları doğrultusunda hem de cemaatin menfaatleri doğrultusunda hareket ettiklerini değerlendirdiğim emniyet mensupları” diyerek Sabri Uzun’un ismini vermişti. |