Eski Dışişleri Müsteşarı Özden Sanberk, hayatını kaybeden Türkiye'nin diploması tarihine geçen büyükelçilerden İlter Türkmen'in genç meslektaşları için çok değerli bir hoca ve önemli bir devlet adamı olduğunu belirterek, "Bu vesileyle gençlik yıllarımda yanlarında görev yaptığım Adnan Kural, Kamuran Gürün, Mustafa Akşin, Necdet Tezel ve Vahit Halefoğlu gibi büyük ustaları rahmet ve minnetle, üretken yaşamını daha uzun yıllar sürdürmesini dilediğim Şükrü Elekdağ’ı da şükranla andığımı belirtmek isterim.
İlter Beyin dış politikasını izleyen ve eylemlerine ve düşüncelerine benim gibi tanık olan meslektaşları, onun diplomatik hareket tarzına bazı ilke ve davranışların egemen olduğunu fark eder.
Bu ilkelerin başında vizyon gelir. İlter Bey'e göre diplomasinin temeli vizyondur. Bu vizyon, erişilebilir bir ufku işaret eder. İniş çıkışlara tabi olmayan ve daima barışın aydınlattığı geniş ufuktur. İlter Beyin vizyonu yaratıcıdır; aynı zamanda barışçı ve iyimserdir. Kararlılığı ve dolayısıyla istikrarı, olumluluğu, yapıcılığı, kısacası devlet adamlığını ima eder. Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” sözleriyle ölümsüzleştirdiği vizyon İlter Türkmen’in ve selefleri olan hemen tüm cumhuriyet devlet adamlarının adımlarını, kurallar temelinde yönetimleri benimsemeye çalışan Batı dünyasına yönlendirdi. XX. yüzyılın hemen tamamında etrafımızı çevreleyen bölgelere hâkim olan iç ve dış istikrarsızlık ve güvensizliklerin temelinde bugün hala süregelen yoksulluk, siyasi ve sosyal eşitsizliklerin yanı sıra dini ve mezhepsel ayırımcılık, ırkçı ve etnik milliyetçilik ve dini ve mezhepsel kavgalar ve kanlı çatışmalar Türk devlet adamlarının bu tercihinin isabetini kanıtlıyor." diye yazdı.
İlter Türkmen'e göre, dış politika kararlarının oluşturulması ve uygulanmasını devletler arası güç dengelerinin tayin ettiğine işaret eden Sanberk, "Bu denge gözetilmeden atılacak diplomatik adımlar başarısızlığa mahkumdur. Bir dış politika eyleminin başarılı olabilmesi, o eylemi gerçekleştiren devletin emellerinin kendi kapasitesiyle ile orantılı olmasıyla kabildir. Bir diplomatın bu oranı yakalayabilmesiyse, ancak uluslararası güç dengelerini derinliğini kavrayabilmesi ve bu dengeleri zamanında ve sağlıklı bir şekilde tartmasıyla mümkün olur. Fakat güç dengelerini sırf anlamak ve tartmak yeterli değildir. Mesele bu dengeleri basiret ve ferasetle bir dış politika hamlesine tahvil edebilmektir.
İlter Türkmen bu hassas değerlendirmeyi isabetle yapabilen ve bunu bir eyleme, cesaretle tahvil eden nadir devlet adamlarımızdan biridir. Örneğin, 1981’de KKTC’nin bağımsızlığının ilanı, dünyada ne kadar tartışmalı olursa olsun, bu isabetli ve cesur diplomasi hamlelerinden biridir. Bu çapta devasa bir diplomatik hamlenin gerçekleştirilebilmesi ancak sağ duyuya dayalı bir cesaretle mümkündür. KKTC’nin ilanından sonra Türk tarafına büyük bir siyasi avantaj sağlayan bu önemli stratejik hamlenin, Türk diplomasisin daha sonraki karar alıcıları tarafından, Kıbrıs meselesinin nihai çözümüne ve Doğu Akdeniz’de köklü ve daimi bir barışa, zamanında, yani demir tavında dövülür ilkesine uygun şekilde bir sonuca dönüştürülmemesinin nedenleri, hiç şüphesiz, bu yazımızın sınırlarının dışında kalır." ifadelerini kullandı.
Bu yazı yetkinreport.com sitesinde yayınlanmıştır...