Gündem

Eski Başbakan Tansu Çiller: 28 Şubat’ta ailemle tehdit edildim

"Batı Çalışma Grubu’nu ilk bu asker arkadaşlardan duydum"

01 Mart 2022 10:56

28 Şubat sürecinde yaşadıklarını anlatan dönemin Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, hükûmetten ayrılması için tehdit edildiği söyledi. Çiller, "Bize sadece ‘partiniz parçalanır’ demediler. ‘Ailenizden şu gider, bu gider’ dediler. O zaman ‘İpim cebimde, ne yapacaksanız bana yapın’ dedim. İki evladım ve eşim üzerinden tehdit edildim" dedi.

28 Şubat sürecinde başbakan yardımcılığı görevini yürüten olan Tansu Çiller bu döneme yaşadıklarını Yeni Şafak’a anlattı.

"Hükümetten ayrılmam için tehditler aldım"

 “28 Şubat’ı anlamak için önce 1995 seçimlerine ve dönemin Meclis’ine bakmak lazım” diyen Çiler, şöyle devam etti:  "Seçimden Refah Partisi 158 vekille birinci, Doğru Yol Partisi 135 vekille ikinci, seçime Büyük Birlik Partisi ile birlikte giren Anavatan Partisi ise 132 milletvekili ile üçüncü çıktı. Milletin verdiği mesaja göre birinci ve ikinci partinin hükümeti kurması gerekiyordu. Ama biz, ilk olarak geleneksel olan bir merkez sağ hükümeti kurmak istedik. Millete söz vermiştik gereğini yaparak ANAYOL’U denemek istedik. Vekil sayımız fazla olmasına rağmen başbakanlığı Anavatan’a verdim. Ancak azınlık hükümeti olduk, kısa sürede de düşürüldük. Yeni hükümet arayışları başlayınca ‘Geçerli olan milletin dediğidir. Birinci ve ikinci parti olarak REFAHYOL hükümetini kuracağız’ dedim. Biz bu yola girince bu darbe projesi ortaya konuldu.

Darbe projesinin hedefi Refah Partisi idi ancak Doğru Yol Partisi de fiili hedef oldu. Refah Partisi ile koalisyon kurmamamız için baskılar yapıldı. 28 Şubat’a gelmeden önce de hükümetten ayrılmam için tehditler aldım. Bize sadece ‘Partiniz parçalanır’ demediler. ‘Böyle giderseniz eğer ailenizden şu gider, bu gider’ dediler. O zaman ‘İpim cebimde! Ne yapacaksanız bana yapın’ dedim. İki evladım ve eşim üzerinden tehdit edildim. Bunlar demokrasiyle bağdaşır şeyler değildi.”

" Batı Çalışma Grubu’nu ilk bu asker arkadaşlardan duydum"

Eski Başbakan Çiller, Batı Çalışma Grubu ile ilgili ise şu değerlendirmede bulundu: 

"Ben başbakanlığım dönemimde terörle mücadelede başarılar elde ettiğim için asker içinde beni kendisine yakın görenler vardı. Batı Çalışma Grubu’nu ilk bu asker arkadaşlardan duydum. Ordu içinde bir çalışma grubu kurulduğunu, birtakım askerlerin camilere, imam hatip okullarına ve yurtlara gönderildiğini, burada fişleme yaptıklarını duydum. “Bu çok ciddi bir olay, demokrasiyle bağdaşmaz. Bu atlanacak bir şey değil, kanıt lazım. Bunu demokrasi süreci içinde halledelim. Önce İçişleri Bakanlığı’na, sonra Başbakan’a götürelim” dedim. Emniyet istihbarattan arkadaşlarla da konuştum, onlar da bunları teyit etti. Sonra bu Onbaşı Sarımsak adında birinin eliyle ortaya çıkarıldı. Ama bu aslında bilinçli bir harekattı.

Olay ortaya çıktıktan sonra Erbakan’la bu konuyu istişare ettik. Erbakan’a 'Bu işe hükümet el koymalıdır. Cumhurbaşkanı’na götürmek doğru olmaz' dedim. Cumhurbaşkanı’nın bunu askeri kanata aktaracağını biliyordum. Erbakan ise bizim atacağımız bir adımın toplumu böleceğini belirterek konuyu Sayın Demirel’e götürdü. Ama Cumhurbaşkanı tahmin ettiğim gibi bunu askeri kanada verdi. Askeri kanat da bunu yapanları araştırmak ve önlemek yerine bunu ortaya çıkaranları adeta cezalandırma süreci başlattı. Netice itibariyle bu projeyi tasfiye ettik. Ama demokrasi tarihinin bir ayıbı olarak hala hatırlanmakta.

Bu süreç bana şunu telkin etti: Ordunun içinde iki grup vardı. Bir grup buna karşıydı, bir grup da bunu yapanlardı. Hatta seneler sonra karşı grubun başını çeken arkadaşlardan biri Romanya’da parkta öldürüldü. Bana hesaplaşma gibi geldi."

TIKLAYIN - Tansu Çiller: Parlamenter sistemi Türkiye'nin önüne umut diye koymak ihanettir