Ocaktan, "Bütün dünya için küçük bir 'kıyamet senaryosu' olma ihtimali taşıyan bu salgın konusunda esas mesele, akılcı ve bilimsel tedbirlerin alınmasıdır. Ancak bu tür felaketler karşısında özellikle özgüven sorunu yaşayan toplumlarda, tehlikeden çok komplo teorileri revaçta olur. Maalesef 'derin güçler' konusunda en çok komplo teorisi üretiminde İslam ülkeleri başı çekmektedir. Mesela Koronavirüs salgınının en fazla etkili olduğu İran ilk günlerde virüsü 'İslam rejimini yıkmak isteyen emperyalist güçlerin saldırı silahı' olarak değerlendirilmişti." ifadesini kullandı.
Ocaktan yazısında şunları kaydetti:
Görüldüğü gibi akıl ve bilimi devre dışı bırakan zihniyet yapılarında koronavirüs işi emperyalist güçlerin, derin devlet yapılarının ve “üst akıl”ın bir oyunu olarak görülmeye devam ediliyor. Oysa Ortaçağ’da olduğu gibi artık büyücülerden alınacak güçle ya da göklerden gelen kararlarla felaketlere karşı savaşmanın geçerli olduğu çağlar çok gerilerde kaldı. Dolayısıyla elimizde modern tıbbın sağladığı imkanlar dışında bir mücadele aracı yok.
Dört bir yandan virüsle çevrelenmiş ülkemizde şu ana kadar testlerde pozitif çıkan herhangi bir vaka olmaması sevindiricidir. Bu arada Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, meseleyi tam bir sorumluluk bilinciyle yürütmesinin altını çizmek gerekiyor. Malum son dönemde, diğer bakanların kendi sorumluluk alanlarına aynı ciddiyetle eğildiklerini pek göremiyoruz da...
Yazının devamı için tıklayın