Gündem

Ertuğrul Özkök'ten Cübbeli Ahmet Hoca'ya 'jet-ski' göndermesi

"Bir yazı yazdım 4 kadın kaybettim"

24 Eylül 2017 14:11

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, kamuoyunda 'Cübbeli Ahmet Hoca' olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün geçmişte kullandığı, “Fizikmiş, kimyaymış, matematikmiş, geometriymiş, ahirette bunlardan mı sual edileceksiniz?” ifadesini hatırlatarak "Ahirette bana en iyi bildiğim şeyleri sorarlarsa, acaba Cübbeli’ye de aynı şeyi yaparlar mı? Mesela Acarkent’ten bir havuz problemi veya Tanrı’nın esprili bir gününe rastlarsa. Mesela bir jet-ski sorusu" diyerek gönderme yaptı.

Ertuğrul Özkök'ün "Aziz Sancar’ı köyünden Nobel’e götüren sistem" başlığıyla (24 Eylül 2017) yayımlanan yazısı şöyle:

BenTEOG, MEOG bilmem... Adı şuymuş buymuş anlamam...

İmtihanlı mı imtihansız mı hiç önemi yok...

***

Eğitim uzmanı değilim, hariçten gazel de okumam...

Benim bildiğim eğitimde bir başarı hikâyesi vardır.

***

Süleyman Demirel’i İslamköy’deki gariban evinden alıp İstanbul Teknik Üniversitesi’ne getiren...

Oradan koskoca Türkiye’nin cumhurbaşkanlığına oturtan eğitim sistemi...

***

Onu bilirim...

***

Tayyip Erdoğan’ın Kasımpaşa’da bir imam hatip okulundan alıp Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtan sistem...

Onu da bilirim...

Bir de Aziz Sancar’ı...

Hani “Orada bir köy var uzakta...” dizesi var ya...

İşte o köyden alıp Nobel ödülüne götüren sistem...

***

Bir de onu bilirim...

***

Hepsi parasız okumuştur...

Hiçbirinin annesine başı örtülü müdür, değil midir diye bakmamıştır o sistem...

***

Hiçbirine senin paran var mı diye sormamıştır..

Hiçbirine senin baban kimdir, bizden midir, bize oy verir mi dememiştir..

***

Türkiye Cumhuriyeti’nin...

Büyük Atatürk’ün kurduğu eğitim sistemidir o...

***

Nankör olmayanın çok iyi bildiği, vefa denen duyguyu bilen insanın, şurasında, yüreğinde hissettiği eğitim sistemidir...

***

TEOG’muş, ZEOG’muş, şuymuş buymuş...

Mesele o değil, işte budur....

Herkesin en çok gitmek istediği ülkeden en sevdiğim kare


Serkan Ocak’ın hazırladığı Hürriyet Seyahat’in hastasıyım.

Orada okudum...

UNESCO açıklamış. Dünyada insanların en çok gitmek istediği ülke Küba’ymış...

Ben iki defa gittim.

Eski Havana gerçekten en sevdiğim kent merkezlerinden biri...

Küba’dan en sevdiğim hatıra fotoğrafı bu.

Bir mahallenin dans okulunda okuyan çocuklarla çektirdiğim bu kare...

- Dans var... Renk var... Gençlik enerjisi ve neşesi var...

- Hareket var...

- Bir de tişörtümdeki Che var...

Bir yazı yazdım 4 kadın kaybettim

Gülben, Yeşim ve Seren arasındaki kavgaya girdim ya...

Esprili bir yazı yazmaya cüret ettim ya...

Meğer hayatımın hatasıymış...

Uuuu yemediğim tokat kalmadı...

Meğer hiçbirine yaranamamışım...

- Oysa ‘Deli Mavi’yi Spotify’da “En romantik Türk şarkıları” listeme koyduğumda Yeşim Salkım çok memnundu...

- Saç modelini, modernitesini, “Esasen”i övdüğümde Gülben nasıl sevinmişti...

- Babası Öztürk Serengil’le ilgili yazılarım Seren’in ne kadar hoşuna gitmişti...

- Ona “Sen bütün Türkiye’nin en güzel hayali kumasısın” diye yazdığımda Hülya’dan ne övgü dolu sözler gelmişti...

Cool girls...

Biraz cool olun...

Sadece espri yaptık yahu...

 

Karizma Javier Pena mı yoksa Whiskey mi?

Narcos dizisinin ilk sezonunun daha üçüncü bölümünde “İşte bu dizinin karizma adamı budur” demiştim...

Filmdeki adı bile yeterdi...

Javier Pena...

Tam bir Latino...

Narcos’un üçüncü sezonunu tam bitirmiş, adama daha karizmatik bakmaya başlamışken birden karşıma Kingsman 2 filmindeki karakteri ile çıktı...

Taban tabana zıt...

Pedro Pascal’ın filmdeki şu ismine bakar mısınız...

Whiskey...

İsme bile alışamadım...

Diyeceksiniz ki...

Sanatçılık böyle bir şey... Daldan dala gibi rolden role...

Tamam da adam Narcos’ta çok iyiydi be...

Tarihten bir yaprak Cübbeli Ahmet Hocaya ahirette ne sorarlar

Hoca demiş ki: “Fizikmiş, kimyaymış, matematikmiş, geometriymiş, ahirette bunlardan mı sual edileceksiniz?”

Haydii durup dururken o mendebur soruyu aklıma soktu iyi mi...

Sahi bana ne sorarlar?

En iyi bildiğim şeyleri mi...

O zaman ayvayı yedik...

En iyi bildiğim şeylerin hepsini kolayca tahmin edebilirsiniz. Şöyle küçük bir envanterini çıkardım. Vallahi hepsinin de şuradan buradan günaha dokunmuş bir yanı var. Verecek cevabımız ise yok...

Bir de aklıma şu muzip soru geldi...

Bana en iyi bildiğim şeyleri sorarlarsa, acaba Cübbeli’ye de aynı şeyi yaparlar mı... Mesela Acarkent’ten bir havuz problemi... Veya Tanrı’nın esprili bir gününe rastlarsa...

Mesela bir jet-ski sorusu...

Şu fotoğraftaki gibi...

Kilo alan arkadaşınıza gerçeği hemen söyleyin

Biri bana “Kilo almışsın” deyince tepkim şöyle oluyor:

Önce bozuluyorum... Sonra moralim bozuluyor.

Sonra aynaya bakıyorum ve genellikle “Haklı” diyorum.

Ve sonunda rejime başlıyorum.

Oysa kendim son yıllarda kilo alan arkadaşlarıma hiç çekinmeden hemen bunu söylüyorum.

Bence siz de öyle yapın.

İşte bu gülücük nedeniyle uzun vadede Taşgetiren kazanır 

ASLI Erdoğan’a pasaport verilmiş ve o da kendisine verilen Erich Maria Remarqueödülünü almak için Osnabrück’e gitmiş...

Çok sevindim...

Aslı Erdoğan ödülü alırken, “Mağdurların sesi olmaktan ödün verilmemeli” demiş...

Sevgili arkadaşım Ahmet Kekeç’e günlerdir bunu anlatmaya çalışıyorum.

Orta ve uzun vadeye bu fotoğraflar kalır... Tarih de her zaman mağdurlardan yanadır.

Bunu en çok da geçmişte mağdur olanlar anlar diye düşünüyorum.

O yüzden, kendisi de bir edebiyatçı olan Ahmet Kekeç’in Aslı Erdoğan’ın yüzünde epeydir ilk defa gördüğümüz bu gülücüğü herkesten daha iyi anladığına eminim.

Kadın şoför sizi ön koltuğa davet etse

SORUM erkek milletine... Bir taksiye bindiniz. Şoförü kadın.

Arka koltuğa oturdunuz...

Kadın şoför birazdan sizi ön koltuğa davet etti...

Ne yaparsınız... Ne düşünürsünüz...

***

Hürriyet İnternet sayfasındaki haberin başlığı çok açık:

“Faslı mankenin İstanbul kâbusu: Taksiciden darp ve taciz...”

Faslı kadın taksiye binmiş.

Şoför erkek. Kadın arka koltuğa oturmuş.

Şoför onu ön koltuğa davet etmiş.

O da geçmiş ve biraz sonra taciz olayı başlamış...

***

Tabii ki kadının yanındayım... Tabii ki şoföre dümdüz gittim.

Şimdi erkek milletine dönüyorum.

Kadın şoför size o koltuğa davet etti...

Sorun bakalım kendi kendinize...

***

Görüyor musunuz, kadın ve erkek hâlâ farklı koltukta oturuyor...

Biri önde... Öteki arkada...

Kamera

BU haber bende şu düşünceye yol açtı.

Demek ki arabalara konan kameralar çok yararlıymış.

Bir de şu soru.

Acaba kameralar ön koltukları da görüntü alanına alıyor mu...

Alıyorsa böyle bir mesele çok kolay aydınlanır...

Eylülün son pazarı için

- KLASİK: Shubert: “Piano Trio in E-Flat Major D.929 II. Andante con moto”, Camillo and Julio Berthollet

- ARYA: Jackie Evancho: “Attesa”

- POP: I Muvrini: “Ma Soeur Musulmane”

- TÜRKÇE: Gündoğarken: “Aşk Bu Sana Benzer”

- CAZ: İbrahim Maalouf, Melody Gardot: “J’Attendrai”