Ertuğrul Özkök | Zamanın Ruhu
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün bütün dünyayı ilgilendiren bir görüşme için, Rusya Devlet Başkanı Putin’le görüşmek üzere Soçi’ye gitti.
Cumhurbaşkanı ile birlikte bir gazeteci grubu da vardı. O gazeteciler kimlerdi, Cumhurbaşkanı ile birlikte uçakta hatıra fotoğrafı çektirdi mi bilmiyorum.
Elimde 2022 yılında Soçi’de yapılan benzer bir görüşme dönüşü çekilen fotoğraf var. Belki o kadrodan bazıları dün de uçaktaydı…
Soçi yolcusu arkadaşlar farkında mı bilmiyorum ama çok büyük bir haberi atlamış olabilirler…
Hem de onlar uçaktayken, Ankara’da oturan bir gazeteci feci atlatabilir onları.
Üstelik atladıkları bu haber, Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin bugün ve yarın alacağı şeklin ne olacağını anlatan çok önemli bir mesaj olabilirdi.
Onlar açısından iyi haber, bu sabah medyaya baktım, öyle atladıkları bir haber yok.
Ama kötü haber de şu: Bugün yok demek, 25 gün sonra ortaya çıkmaz anlamına gelmiyor.
Haber şu olabilir: Sayın başkan, bir kadeh şarap alır mısınız?
Bu haber ne olabilir diye merak ediyorsanız…
Size şimdiden bir tüyo vereyim.
Atlayacağınız haber şu olabilir:
“Sayın Erdoğan bir kadeh şarap alır mısınız?”
Bu soruyu atlayınca, elbet Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu dostça teklife verdiği cevabı da atlarsınız.
Çok zor durumda kalırsınız, çünkü iktidar yanlısı hiçbir medya bu haberi bu eksik haliyle yayınlayamaz.
Sizi fazla merakta bırakmayayım, anlatayım.
Karar sizin.
Tam 18 yıl önce yine Soçi, yine iki lider
17 Temmuz 2005…
Erdoğan henüz yeni Başbakanlık koltuğuna oturuyor.
İşte o günlerde Soçi’de Rusya Devlet Başkanı Putin’le bir araya geliyor.
Bu, iki lider arasında son 7 ayda dördüncü buluşmadır ve ilişkiler hala mesafelidir.
Gazeteciler bu dördüncü buluşmayı da rutin bir görüşme olarak izlerler.
Ziyaretten 3 hafta sonra ortaya çıkan çok önemli bir gizli parti
Ancak bu ziyaretten 25 gün sonra inanılmaz bir şey ortaya çıktı.
Geziye katılan gazeteciler müthiş bir olayı atlamışlardı.
Bunu Hürriyet muhabiri Şükrü Küçükşahin, 3 hafta sonra yakalamış ve yazmıştı.
Şimdi size Küçükşahin’in yazısını aynen aktarayım.
Haber 11 Ağustos 2005 yılında Hürriyet’in manşetinde yayınlandı.
Hürriyet’in manşeti ‘Bir kadeh alır mısınız?’
“Geçen ay Soçi'de buluşan Erdoğan ile Putin, 2.5 saat boyunca ortadan kaybolup, özel bir doğum günü partisine gittiler ve Rus şarkıcıyı dinlediler.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin’in, geçen ay Soçi’deki 5 saatlik buluşmalarında kayboldukları bir bölüm de vardı.
İki liderin bu iki buçuk saat boyunca ne yaptığı merak konusu oldu."
Perdeyi araladığımızda bakın nasıl ilginç bir manzarayla karşılaşılıyor.
Rezidansında saat 19.00’da başlayan yemeğin sonunda, Putin konuğuna jest olsun diye bir öneride bulunuyor.
"Sayın Başkan, küçük bir davet var arka kapıdan birlikte gidelim"
"Bugün Özel İşler Başkanımın doğum günü. Küçük bir davet veriyor. Davetliler arasında son dönemin popüler sanatçısı Nikolay Baskov da var. Konser verecek; biz de dinleyelim" diyor.
Erdoğan’ın "Olur"u üzerine, az kullanılan bir kapıdan çıkılıyor.
Dışarıda iki minibüs bulunuyor.
Öndekine, Erdoğan, Putin ve Rus tercüman biniyor.
Arkadakine iki Türk, bir Rus koruma atlıyor.
Eskort ve siren kullanılmadan rezidanstan uzaklaşılıyor.
Rezidansta bekleyen Türk ve Rus görevlilerde panik başlıyor
Burada araya girip, geride kalanların ne yaptığına bakalım.
Liderden uzun süre ses çıkmayınca, bir görevlinin kapıdan içeri bakıp, "Başkanlar yok" demesiyle dışarıda bekleyen tüm Rus ve Türk görevliler yerlerinden fırlayarak salona giriyorlar.
Rezidansta panik yaşanırken, trafik kurallarına uygun yolculuğun ardından iki lider, doğum günü partisinin yapıldığı mekana çoktan ulaşıyor.
O sırada özel yaş günü davetinde neler oluyor?
Davette 15-20 konuk daha var.
Hemen iki lider için diğer konuklardan uzakta, önde bir masa kuruluyor.
Biraz daha yakında ise korumalar için bir masa konuyor.
Liderlerin gelişi katılımcılar için de tam bir sürpriz oluyor ve bu katılım üzerine, Baskov ile üç arkadaşı hemen sahneye çıkmak durumunda kalıyorlar.
Sayın Başkan, bilseydim birkaç Türkçe şarkı öğrenirdim
Konser tam iki buçuk saat sürüyor, bütün parçalar Rusça okunuyor; ama buna rağmen Erdoğan’da hiçbir sıkıntı emaresi görülmüyor.
Bunda Putin’in de rolü var.
Çünkü, Putin sık sık söylenen parçaların temalarını Erdoğan’a açıklıyor.
Durumu fark eden Baskov da gönül alıyor:
"Sayın Başbakan, kusura bakmayın, benim için tam bir sürpriz oldu. Eğer önceden bilseydim; size mutlaka Türkçe bir parça da okurdum."
Ve en kritik an: Sayın dostum bir kadeh şarap alır mısın?
Peki hiçbir resmi konuşmanın yapılmadığı masadaki en ilginç diyalog neydi?
Bizim adayımız, ikram bölümünde geçen kısa diyalogdur.
Bir garson iki lidere ne içeceklerini soruyor.
Putin, "Kırmızı şarap" diyor.
Ve ardından, Erdoğan’a dönerek çok şaşırtıcı önerisini yapıyor:
"Siz de bir kadeh alır mısınız?"
Erdoğan’ın şarap ikramına verdiği cevabı ne oluyor?
Erdoğan çok şaşırıyor, Putin’in kendisinin içki konusundaki tavrını bilmemesi mümkün değildi; ama öbür yandan da bir Rus için şarap ikramı ile çay ikramı arasında fark yoktu.
Erdoğan, teklife teşekkür etmekle yetinip, "Ben kola içeceğim" diyor.
Hürriyet’in manşetindeki eksikliği haber 7 tamamlıyor
Şükrü Küçükşahin’in bu atlatma haberi aynı gün iktidara en yakın televizyonlardan biri olan Haber 7’nin internet sitesinde aynen aktarılıyor.
Orada yazının başlığı şöyledir:
“Putin şarap önerdi, Erdoğan kola içti…”
Hürriyet’in “Bir Kadeh Şarap Alır mısınız” başlığındaki eksiği iktidar yanlısı medya tamamlamıştır.
Uçaktaki arkadaşları rahatlatacak bir bilgi
Soçi’ye gidecek arkadaşlar “Aman dikkat çok önemli haberi atlayabilirsiniz” uyarısında bulunmuştum.
Ben de yazıyı başlıkta eksik kalan cümleyle tamamlayayım.
2005’de yaşanan bu olay iki lider arasındaki samimi ve birebir ilişkilerin başladığı andır.
Bugün artık Putin, Erdoğan’ı çok iyi tanıyor ve ona “Bir kadeh şarap alır mısınız?” diye soracağı bir cümleyi tekrarlaması ihtimali yok.
Ama yine de teyakkuzda olmanızda yarar var.
Çünkü iki lider birlikte yine böyle özel bir atlatma fırsatı yarattılarsa, bilelim ki, ilişkiler hala sıcak…
Ben bu konuda çok acı bir tecrübeye sahibim
Tavsiyem iki liderin Soçi’de kaldıkları bütün sürenin dakika dakika kronolojisini çıkarın.
O uçağı artık çok iyi biliyoruz…
Sadece resmi ve onaylanmış haberler veriliyor.
Oysa arka asıl haber bazen arka kapıdan ve gayriresmi kanallardan geliyor.
Biliyorum bu bir fantezi yazı ama yazan kişi yani ben bu konuda çok acı bir tecrübeye sahibim.
1980’li yıllarda rahmetli Özal’la Washington’a gitmiştik…
Özal’la birlikte giden bütün gazeteciler, onun üç gün sonra By-pass ameliyatı olacağını atlamıştık.
Üstelik bizi İstanbul’da oturan bir gazeteci Ertuğrul Akbay atlatmıştı…
Yani bugün Sözcü gazetesinin sahibi Burak Akbay’ın rahmetli babası…
Ertuğrul Özkök’ün "Zamanın Ruhu" başlığıyla "Newsletter" formatında paylaştığı yazısı.