Gündem

Ertuğrul Özkök: Hain kimdir bilmek istiyorsanız pazar günü İstanbul'da çekilen bu fotoğrafa yakından bakın

"Bu güya “darbeci cuntanın” lideri Ercan Kireçtepe’ydi.. Darbe ile ilgili planlar ise, Hasdal’daki fotoğrafta yanında duran Emekli Albay Levent Bektaş’ın bilgisayarında bulunmuştu"

11 Mart 2022 11:43

20 yılı Genel Yayın Yönetmeni olmak üzere 35 yıl aralıksız çalıştığı Hürriyet'in kasım ayında yollarını ayırdığı Ertuğrul Özkök, eşinin adına gönderme yapan "Tansu'ya Mektuplar" başlığı altında yazılarını sürdürüyor. Yazılarını "newsletter" olarak geniş bir gruba gönderen Özkök, son yazısında, Kardak kayalıklarındaki Yunanistan bayrağını indiren Ercan Kireçtepe'nin fotoğrafını gördüğünü belirterek, "O gece onun içinde bulunduğu SAT timleri İstanbul üzerinden uçakla İzmir’e getirilmişti. Ancak pilot, zodiaclar için gerekli yakıtı uçağa almayı reddedince, Kireçtepe, yakıtı Bodrum yolunda bir benzinciden kendi kredi kartıyla almıştı. Öyle bir SAT komandosuydu işte… Sonra ne mi oldu? Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en alçak komplosu ve kumpası başladı… Kardak Kahramanı Ercan Kireçtepe’nin nasibine de “Poyrazköy Kumpası” düştü" diye yazdı.

Özkök'ün "Tansu'ya Mektuplar" dizisinde "Hain kimdir bilmek istiyorsanız pazar günü İstanbul'da çekilen bu fotoğrafa yakından bakın" başlıklı yazısı şu şekilde: 

"İnternette yakından takip ettiğim platformlardan Milli Savunma Bakanlığı’nın resmi sitesidir.
Geçen hafta sonu Atina’da olduğum için bu fotoğrafı atlamışım.
Meğer Pazar günü İstanbul’da çok ilginç bir tören yapılmış.

Resmi adı şöyle:

“SAT ve SAS Özel İhtisas Kursları Diploma Töreni…”

Bayrak ve komando pankartı önünde konuşan komutan kim

Törende Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar konuşmuş.
Asıl ilgimi çeken SAT Komutanı’nın konuşmasıydı…
Arkasında bir Türk bayrağı ve çok etkileyici bir SAT ve SS komandoları fotoğrafı vardı.
Konuşmasına şöyle başladı:
“Aramıza katılan arkadaşlarımıza hoş geldiniz diyorum. Bir asker olarak SAT ve SAS özel ihtisas kurslarına geldiler. Başta seçkin öğretmenlerimiz olmak üzere bizler onları ateşe soktuk, şekillendirdik ve su verdik. Onlar kırılmadılar, yılmadılar ve çelik oldular. Çelik yürekli arkadaşlarımız olarak aramıza katıldılar.”
Önce kim olduğunu tanıyamadım ama adı yazılınca birden durakaldım.
Tuğamiral Ercan Kireçtepe’ydi konuşan komutan.

Onu son defa üzerinde bir Batman tişörtüyle görmüştüm

Tanıyamadım çünkü onu son defa çok farklı bir kıyafetle çekilmiş bir fotoğrafta görmüştüm.
Üzerinde Batman’i andıran çizim olan bir tişört giymişti. Yanındaki bıyıklı kişinin üzerinde ise Superman tişörtü vardı. Yanlarında gömlekli bir üçüncü kişi daha vardı.
Fotoğraf 2010’lu yılların başında Hasdal Cezaevinde çekilmişti.
Her birinin üzerinde isimleri bulunuyordu:
Ercan Kireçtepe, Emekli Albay Ali Türkmen. Emekli Albay Levent Bektaş…

İlk fotoğrafı ise Bodrum Gümüşlük'te bir zodiac botta

Ama ben onu daha da eski bir fotoğrafından tanıyordum.
Hem de hiç unutmadığım bir gecede çekilmiş fotoğrafından…
30 Aralık 1995 gecesi…
Yer Bodrum Gümüşlük mevki…
Bir Zodiac bot içinde başında bereyle bir komutan…
Adı Ercan Kireçtepe…
Birazdan Kardak kayalıklarına çıkıp, oradaki Yunan bayrağını indirecek olan SAK komandolarından biri…

Kardak'a çıkan botun benzinini kendi kredi kartı ile ödemişti

O gece onun içinde bulunduğu SAT timleri İstanbul üzerinden uçakla İzmir’e getirilmişti. Ancak pilot, zodiaclar için gerekli yakıtı uçağa almayı reddedince, Kireçtepe, yakıtı Bodrum yolunda bir benzinciden kendi kredi kartıyla almıştı.
Öyle bir SAT komandosuydu işte…
Sonra ne mi oldu?
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en alçak komplosu ve kumpası başladı…
Önce Ergenekon diye bir şey uyduruldu.
Sonra Balyoz, Kafes, Poyrazköy ve daha bir sürü kumpas, azgın dalgalar halinde Türk ordusunun şerefli subaylarının üzerine gönderildi.
İyi yetişmiş bir nesil darmadağın edildi.

Koç Müzesi'nde dinamitle katliam yapacak denmişti

Kardak Kahramanı Ercan Kireçtepe’nin nasibine de “Poyrazköy Kumpası” düştü.
İnsafsız FETÖ’cü polisleşmiş savcılar; savcılaşmış polisler ve hakimlerin de yardımıyla neler demediler neler…
Güya amirallere suikast yapacaklar ve orduyu ele geçireceklerdi.
Güya Türkiye’deki azınlıkları suikastler düzenleyecek, katledecek, böylece Türkiye’nin dünya kamuoyunda yalnız bırakılması sağlanacaktı.
Güya Koç Müzesi’ne dinamit kalıpları yerleştirmişlerdi ve orada sivil bir katliam yaparak halkı galeyana getireceklerdi.
Güya uyuşturucu kaçakçılığına bile karışmışlardı.
İçlerinden bazılarına pornocu bile diyecek kadar pespayeleşmişlerdi…

Güya darbenin lideri Batman tişörtlü Hasdal sakiniydi

Bu güya “darbeci cuntanın” lideri Ercan Kireçtepe’ydi.. Darbe ile ilgili planlar ise, Hasdal’daki fotoğrafta yanında duran Emekli Albay Levent Bektaş’ın bilgisayarında bulunmuştu.
İşte o komutan bu sahte belge ve iddialarla içeri alındı ve 4 yıl kadar hapis yattı…
Sonunda FETÖ çetesi devleti ele geçirmek için siyasilere de yönelmeye başlayınca, komutanlara atılan iftiralar da bir bir ortaya çıktı.
FETÖ’cü savcı ve hakimler gidince beraat ettiler.

Poyrazköy mazlumu 2020 YAŞ toplantısında SAT komutanı oluyor

Hayat orada durmadı…
Nehirlerin altından başka sulan aktı…
Ercan Kireçtepe onuruyla Türk Silahlı Kuvvetlerindeki görevine döndü. 2018 YAŞ toplantısında Tuğamiralliğe yükseldi.
2020 Şura’sında bizzat Cumhurbaşkanının imzasıyla SAT Komutanlığı’na getirildi.
Evet…Geçen Pazar yeni mezunlara o çarpıcı konuşmayı yapan komutan, işte o Kardak kahramanı ve Poyrazköy mazlumuydu…

Geçen Pazar'dan 15 gün önceye dönelim

O orada…
Peki ona bu iftiraları atanlar ne oldu?
Geçen Pazar’dan 15 gün geriye dönelim.
Tarih 22 Şubat 2022…
Anadolu Ajansı’nda bir haber:
“FETÖ’nün Poyrazköy davasında kumpas soruşturmasında 68 sanık hakkında dava açıldı…
Habere devam edelim:
“İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fethullahçı Terör Örgütü’nün ‘Poyrazköy’de ele geçirilen mühimmat” davasında kumpas kurduğu gerekçesiyle 68 sanık hakkında 15 ile 1375 yıl arasında değişen sürelerde hapis istemiyle dava açıldı.”
Üstelik Poyrazköy kumpası, “15 Temmuz darbesinin ilk adımlarından biri” olarak değerlendirilmişti.

Kim darbeciymiş kim mazlum, kim hainmiş kim kahraman

Hikayemiz burada bitiyor…
15 gün arayla gelen bir mahkeme haberi ve bir tören fotoğrafı…
Hep yazıyorum ya…Dünyanın en hain kelimesi “Hain’dir” diye…
“Darbeci”, “Hain”, ağızdan, gırtlaktan, kalemden, klavyeden, çok kolay çıkan bir kelimelerdir ama…
Kimin hain olduğuna, kimin darbeci kimin mazlum olduğuna, o gün başkaları için o lafı kullananlar değil…
Tarih veriyor…
Aradan daha sadece 12 yıl geçti…
Tarih kimin hain, kimin kahraman, kimin gerçek darbeci olduğunu daha şimdiden yazmaya başladı bile…