1 Ocak 2025 Çarşamba sabahı.
Yılbaşı gecesi mahmurluğunu ile uyanmışım.
Vergi veren bir Türk vatandaşı olarak cevabını en merak ettiğim soruyu, o sabah daha erken saatlerde soracağım.
Lakin cevabını alabilecek miyim emin değilim.
Pek umutlu da değilim…
Çünkü güçlendirilmiş başkanlık rejimi artık vatandaşa bilgi verme ihtiyacını zerre kadar duymuyor,
Devletin derin menfaatleri bahanesi 8 Aralık'tan itibaren miadını doldurdu
Aslında soru çok basit…
Ne var ki cevabı çok karışık…
Güçlendirilmiş başkanlık sistemi bu soruya cevap verir mi…
Yoksa “Devletin üstü örtülü menfaatlerini ilgilendiren bir konudur bilgi veremeyiz mi der…”
Neyse devletin cevabını alamayacak olsam bile ben 1 Ocak sabahı soracağım soruyu sorayım.
Çünkü vergi veren bir vatandaş olarak bunun cevabını almak hakkımdır diye düşünüyorum hâlâ safça…
Paralı Suriye askerleri bu ay da maaşlarını bizden mi alacak?
Soru şu:
"13 yıldan beri maaşını bizim vergilerimizle ödediğimiz, sırtındaki üniformayı, ayağındaki postalı, yediği karavana yemeğini, elindeki silahı, bindiği aracı, yattığı kışlaları bizim vergilerimizle finanse ettiğimiz 'Suriye Milli Ordusu’nun' subaylarının ve askerlerinin giderlerini bu günden itibaren kim karşılayacak?"
İsterseniz daha direkt sorayım:
“Bugün yani, 1 Ocak itibariyle adında 'Milli' kelimesi alan ve kendine 'Suriye Ordusu' denen silahlı kişiler maaşlarını hangi bordrodan alacaklardır?
Tabii ki bu soruyu neden sorduğumu hemen anladınız
Çünkü geçen 8 Aralık gününden itibaren adı “Suriye Milli Ordusu” olan oluşumun varlık nedeni ortadan kalktı.
Onların savaştığı Esad devrildi.
Onların uğruna savaştığı Suriye bir anlamda Baas diktatörlüğünden kurtuldu.
Arap dünyasında güçlü liderlere “Reis” denir.
Şam’da Esad’ın yaldızlı sarayında artık başka bir “Reis” oturuyor.
HTŞ lideri artık Ankara'nın gözünde Suriye lideri oldu
Önceki cumaya kadar bu kişi Ankara’nın gözünde “HTŞ lideri"ydi.
Ancak devletin resmi kuruluşu Anadolu Ajansı geçen cumadan bu yana yayınlarında ondan “Suriye lideri” olarak söz ediyor.
Bu demektir ki Türkiye, Şam’daki yeni yönetimi ve liderini resmen tanıdı.
Bu fotoğraf SMO'nun sonu olduğuna göre
Ayrıca geçen hafta Şam’daki yeni rejim bütün dünyaya şu fotoğrafı dağıttı.
Yan yana dizilmiş sandalyeler üzerinde, ağzı çok açık bir yay şeklinde oturmuş insanlar…
Ortada sivil giyimli, Colani…
Yanında oğlu, askeri üniformalı akıllı adamlar.
Bunlar Suriye’deki çok sayıda silahlı örgütün liderleri…
O gün bu üniformalı ve sakallı örgüt liderleri Colani’nin etrafında toplandı ve hepsi silahlarını bırakıp Suriye Ordusu’na katılma kararı almalı kabul etti.
Bunlardan biri maaşını bizden alan SMO ordusunun başındaki kişiydi.
Sorular çok basit ama cevabı şu yüzden karışık
Bu fotoğrafı gören Türkiye Cumhuriyeti’nin vergi veren vatandaşlarının şu soruyu sormaları çok meşru değil mi…
Bugünden itibaren SMO denilen oluşum Türkiye’nin gözünde nedir?
Bu oluşumda görev alan komutan, subay ve askerlerin maaşını bu aydan itibaren kim ödeyecek?
Elindeki silahı, sırtındaki üniformayı kim
Tabii bu soruyu sorarken şunu da sormamız gerekiyor.
Bu oluşumun maaşını bugüne kadar kim veriyordu, devletin hangi biriminden veriliyordu?
Bugüne kadar bu paralı “Orduya” bizim vergilerimizden ne kadar para harcandı?
Soru çok basit ama cevabı karışık.
Davutoğlu: Ben bakanken ÖSO MİT'e bağlıydı
Bu oluşum ilk defa Ahmet Davutoğlu’nun dışişleri bakanı olduğu dönemde kuruldu.
O zamanlar adı “Özgür Suriye Ordusu” idi.
Durum karışık diyorum bunu dönemin Dışişleri Bakanı ve sonradan Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun Murat Sabuncu’ya verdiği bir mülakattan öğrendim.
Bu yıl Temmuz ayında verdiği mülakatta bu konuda aynen şunları söyledi:
(*) “(Ben Dışişleri Bakanıyken) Sınır ötesi operasyon. O güne kadar MİT'teydi. Daha doğrusu Özgür Suriye Ordusu yani Suriye muhaliflerinin askeri kanadına MİT bakıyordu. Genelkurmay'a ben ‘nedir bu' dediğimde, yani madem ki Özgür Suriye ordusu, niye ordu düzenine giremiyor, niye kargaşa var dediğimde 'bu görev bize verilmedi' dedi sayın Genelkurmay Başkanı Necdet Özel. Ben Dışişleri Bakanıyken kime verecektim bu talimatı zaten böyle bir gücüm yok. Sadece söylüyorum Sayın Başbakana, şu sınırlar kontrol edilsin diye. Edilip edilmemesi benim görev alanım değildi”
T24 yazarı Murat Sabuncu'nun Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu ile yaptığı söyleşiden...
"Başbakan olduğumda verdiğim ilk talimat ÖSO'yla ilgiliydi"
Mülakat Davutoğlu’nun Başbakan oluşundan sonraki süreyle ilgili devam ediyor:
(*) “Başbakan olduğumda Genelkurmay'a ‘nedir bu rezalet sınırlarda dediğimde' 'Efendim bize yazılı bir talimat verilmedi şu ana kadar sınır ötesinde bir görev için' yanıtı geldi. Verdiğim ilk talimatlardan biri yazılı talimat, “Türkiye'nin Suriye sınırlarını kontrol yetkisinin ve ötesindeki operasyon yetkisinin Genelkurmay'a verilmesiydi. Çünkü daha önce bunu MİT yönetiyordu. MİT'in görev tanımı ve yöntemi bu çağda bir sınır güvenliği için doğal olarak yeterli olamazdı."
MİT bordrosundan ayda 10.5 milyon dolar mı ödeniyordu?
Bu sözlerden anlaşılan şu.
Kendine “Özgür Suriye Ordusu” denilen kuruluş, ilk dönemlerde MİT’e bağlı olarak çalışmış.
Acaba o dönemde bu oluşumda görev alan silahlı subay ve askerlerin maaşı MİT bordrosundan mı ödeniyordu?
Geçmişte bu konuda bazı haberler çıktı.
Ne York Review’da çıkan bir haberde; SMO’da 35 bin maaşlı askerin görev aldığı, Türkiye’nin bu askerlerin birine ayda 300 dolar maaş verdiği (Bugünün parası ile 10 bin TL) belirtmişti.
Bu da ayda 10.5 milyon dolar ediyor.
Bu da eder yılda 126 milyon dolar…
Tabii bu sadece verilen maaş.
Silahları, araçları, üniformaları, barınmaları, yemekleri, kullandıkları mühimmatı da eklerseniz, ortaya ciddi bir rakam çıkar.
Asgari ücretin insanlarda büyük düş kırıklığı yarattığı şu günlerde yabancı askerlere ödenen para gözümüzde tabii ki daha da büyür.
Eski Savunma Bakanı: Para bizim bütçemizden değil
Bir önemli soru da şu.
Bu para bizim vergilerimizle ödeniyor. Ama bugün kimin bütçesinden veriliyor?
Bu soru şu bakımdan önemli.
Parlamentoda denetimi yapılabilecek bir ödeme mi bu? Yani seçtiğimiz vekiller bunun hesabını sorabilecek mi?
Dönemin Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ödemelerin Savunma Bakanlığı’ndan yapılmadığını söylemişti.
Bu durumda geriye bu ödemelerin MİT üzerinden yapıldığı tezi kalıyor.
O zaman da hesabının sorulması da mümkün değil….
MİT artık Cumhurbaşkanlığına bağlı ve o da örtülü ödenek gibi devletin gizli karakutuları içinde kaybolup gidiyor.
Nitekim bu sorular Cumhurbaşkan Yardımcısı Fuat Oktay’a da soruldu.
Tabii ki cevap gelmedi.
Şimdi ne olacak: Suriye ordusunu da biz mi besleyeceğiz?O dönem için bu gizliliğin "ülke menfaatı" kılıfına uydurulabileceğini kabul edelim. Türkiye'nin Suriye içindeki lejyon ordusu mu olacak?“Ödemelere devam edeceğiz” diyorsanız… |
Aynı soruyu milletvekilinin de ısrarla sorması gerekmez mi?
Ben vergi veren bir vatandaş olarak bu soruyu 1 Ocak sabahı soracağım.
Ama benden önce maaşlarını bizim vergilerimizle alan ve bizim oylarımızla TBMM çatısı altına gören milletvekillerinin ısrarla sormaları gerekir.
Biz meşruiyet yolunu mu seçeceğiz?
Yoksa Suriye’de bir lejyoner ordusu mu besleyeceğiz.
Tabii ki şunu da sormalıyız…
Suriye’de savaş bittiğine, diktatör Esad devrildiğini ve yeni rejim kurulduğuna göre, biz daha ne kadar süre verdiğimiz vergilerle Suriye ordusunu ve yeni rejimi besleyeceğiz…
Suriye sınırına bizim vergilerimizle yapılmış 100 bin konut kimlere verildi…
Bizim sağlık sigorta primlerimiz her gün roket gibi yükselirken, Suriyeli göçmenler daha ne kadar süre bedava sağlık hizmeti, bedava eğitim hizmeti alacak….
Yani daha ne kadar kendi ülkemizde parya muamelesi görmeye devam edeceğiz..