Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, “Beyaz Türk' ifadesini hiçbir zaman kötü veya ırkçı bir anlamda görmedim, kullanmadım. Benim gözümde sosyolojik bir aidiyeti ifade ediyordu.Ve şunu unutmayalım. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan insanların çok büyük bölümü ten rengi itibarıyla 'beyaz" görüşünü savundu.
Özkök, "Olay geçtiğimiz günlerde Fransa’da patladı. Fransa’nın bestseller yazarlarından biri olan Virginie Despentes, Amerika’daki 'Nefes alamıyorum' hareketinden sonra 'Beyaz arkadaşlarıma açık mektup' diye bir metin yayınlayınca ortalık birbirine girdi. Sadece 'beyaz Fransızlara' seslendiği için ırkçılıkla suçlandı.O da kendini şöyle savundu: 'MeToo hareketinden sonra sadece erkeklere seslenen açıklamalar yaptım. Çünkü taciz olayları o taraftan geliyordu'Bir bakar mısınız 'beyaz' kelimesi ne kadar ürkütücü hale geldi. Her türlü kötülüğü ifade eden 'kara' ve 'siyah' giderek aklanırken, bugüne kadar saflığı, temizliği, dürüstlüğü ifade eden 'beyaz' ise giderek kirleniyor." düşüncesini dile getirdi.
Özkök, "Bugüne kadar 'Beyaz Türkler'e açık mektup yazmadım. Ama, bir 'Beyaz Türk' olarak kendime açık mektup gibi bir kitap yazdım ve adını da 'Bir Beyaz Türk’ün Hafıza Defteri' koydum. Başında da benim için bugüne kadar kullanılan ifadeleri, hakaretleri, yapıştırılan etiketleri yazdım: Tabii bunlar arasında 'ırkçı' ve 'faşist' gibi ifadeler gırla gidiyordu. 'Beyaz Türk' ifadesini hiçbir zaman kötü veya ırkçı bir anlamda görmedim, kullanmadım. Benim gözümde sosyolojik bir aidiyeti ifade ediyordu. Ve şunu unutmayalım. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan insanların çok büyük bölümü ten rengi itibarıyla 'beyaz'. Ve 'beyaz' dünyanın öteki tarafında kendini günahlarından arındırmak için büyük bir mücadele veriyor. Çünkü hepimiz biliyoruz ki, dünyanın her yerinde 'beyaz' temizlenmedikçe, arınmadıkça, ırkçılık da en büyük günah olarak yaşamaya devam edecek." ifadesini kullandı.
Yazının devamı için tıklayın