Ertuğrul Özkök, eşinin adına gönderme yapan, "Tansu'ya Mektuplar" başlığı altında yazdığı ve, "newsletter" olarak paylaştığı yazılarında bugün, dün akşam Arnavutköy Caddesi'nde bulunan bir restoranın balkonunun çökmesini ve müşterilerin denize düşmesini yorumladı.
Özkök'ün, "Balıkların intikamından kaç derece ile kurtuldular?" başlıklı yazısı şöyle:
"Dün gece, Boğaz’da yaşanan yaşanan olayı Türkiye bu fotoğrafla görsel hafızasına yerleştirdi.
Birçok gazete ve internet sitesi, televizyon bu fotoğrafı ve aynı kişinin çektiği videoları kullandı.
Fotoğrafı çeken kişi yeğenim Ayşegül’ün eşi Onur Aksu…
Bu sabah arayıp gördüklerini anlattırdım.
Fotoğrafa bakına benim gördüklerim
Bu fotoğrafa baktığımda benim gördüklerim şunlardı:
Suda çok sayıda kişi görünüyordu.
Bir kişi onlara yardım etmeye çalışıyor ama restoranın içindeki bir masada müşteri oturmaya devam ediyordu.
O masada bir garson ise sanki servise devam ediyordu veya masadaki bardak ve tabaklar zarar görmesin diye toplamaya çalışıyordu...
Manzara bir tarafı ile komikti…
Titanik batarken çalmaya devam eden müzisyenler gibi bir tablo yani…
Nedense bir Brueghel tablosu da geldi gözümün önüne…
Ama bir tarafı ile de insanın tüylerini ürpertecek bir korku filmine benziyordu.
Aklıma gelen ilk soru, düşenler nasıl çıktı?
Aklıma gelen ilk soru şu oldu. Acaba Boğaz’ın suları o saatte kaç dereceydi?
İskele çökmüştü ve oradan çıkabilmek çok zordu.
Etraftaki restoranların da iskeleleri de pek tırmanılacak gibi değildi. Acaba nasıl çıktılar ve en önemlisi o insanlar ne kadar suda kaldılar?
Onur’a gördüklerini sordum, aldığım cevaplar şunlar:
Kapıda, "sold out" yazıyordu denize düşen insan sayısı 30'du
(*) Denize düşen insan sayısı kaçtı?
“Denize düşenler fotoğrafta az gibi görülüyor ama 30 kişiye yakındı. Çünkü restoran doluymuş. Zaten kapısına, 'sold out' yani dolu yazılmış.”
Sigara içmek için iskele kısmına çıkanlar
(*) Düşenler hangi bölümdeydi?
“Bulundukları yer, sigara içmek için çıkılan bölge. Herhalde çok kalabalık saylıda insan sigara için iskeleye çıkınca çökmüş.”
"Biri civardan can simidi getirmiş onu attı"
(*) Denizden nasıl çıktılar?
“Denizden çıkmaları kolay olmadı. Çok çaba harcadılar. Birileri çevreden bir can simidi getirmiş. Onu attı. Ama can simidiyle çıkılacak yer de yoktu sanki.”
"Tahminime göre, 7-8 dakika suda kalanlar vardı"
(*) Suda ne kadar kaldılar?
“Saate bakmadım ama tahminime göre ,suda 7-8 dakika kalan oldu.”
Aklıma gelen ikinci soru; o saate su kaç derecedir?
Aklıma gelen ikinci soru aralık ayının 23’ünde Boğaz’da deniz o saatte kaç derecedir?
Bugün saat saat 12’de, İstanbul Boğaz’ında su sıcaklığı 12,3 dereceydi.
Sea Temperature sitesindeki uyarı notu
Sea Temperature adlı deniz suyu sıcaklıklarını veren internet sitesinde şöyle bir uyarı notu var:
“Bu sıcaklık, yüzmek için kabul edilemez. Ancak sertleşmiş, idmanlı insanlar 5-10 dakika kalabilir.”
Yani dün denize düşenler bu uyarının sınırına kadar gelmişler.
Normal bir yıl olsa sıcaklık 9,8 derece olacaktı
Boğaziçi’ndeki su sıcaklığı, aralık ayında 7 ile 15 arasında değişiyor..
Mesela aynı site bugün için yıllık ortalama su sıcaklığının 9,8 derece olarak beklendiğini yazıyor.
Bu yıl havalar sıcak gittiği için deniz sıcaklığı da fazlaymış…
Su, 9,8 derece olsaydı...
Bu mevsimde denize düşen insanları bekleyen en büyük tehlike tabii ki hipotermi. Yani donma.
İnsan vücudu için suda tehlike 10 derecenin altında başlıyor.
Bir insan alışık olmadığı taktirde, 10 derecede suda bir saatten fazla kaldığı zaman hipotermi tehlikesi başlıyor.
Yani anlayacağınız dün akşam denize düşenleri bu yıl havaların normalin üstünde sıcak gitmesi kurtardı.
O da birkaç derece farkla…
Balıkçıyı kaldırıp kebapçı açarsan...
Tabii bu fotoğrafa baktığımda aklıma gelen bir soru da şuydu: “Acaba Boğaz balıklarının intikamı mı?”
Öyle ya… Güzelim Boğaz’da, “Eftelya” adlı bir balık restoranını alıp, yerine Danış adlı bir kebapçı açarsan…
Olmuyor işte kardeşim…
Neyse bu işin şaka yanı…
Ama fotoğrafın biçe anlattığı ciddi bir şey daha var.
Devletin ve yerel yönetimin yapamadığını tabiat mı yaptı?
Belediye burayı iki defa mühürlemiş. Belli ki ne devletin ne yerel yönetimin gücü artık bazı insanlara yetmiyor.
Bu durumda iş tabiata ve fizik kanunlarına kalıyor… Neticede tabiat ana ve fizik kanunları gereğini yapmış. Tek tesellimiz can kaybı olmaması…
Arnavutköy’de İBB'nin iki kez mühürlediği restoranın balkonu çöktü; müşteriler denize döküldü