Stratejist Erol Mütercimler, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Beşiktaş’taki terör saldırısı sonrası ‘intikam’ açıklamalarına ilişkin olarak “Devlet intikam sözcüğünü ağzına alamaz. Bir bakan bu şekilde konuşamaz. İntikamcı bir devlet olamaz. Süleyman Soylu tecrübesiz bir bakan anlıyorum ama danışmanları ne işe yarıyor?” dedi.
Mütercimler, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarında da problemler olduğunu söylerken "Bu kadar tartışmalı açıklamalar Türk ya da Türkiye Cumhuriyet vatandaşları tarafından mı yapılıyor? Bu kadar yanlış cümleler nasıl ardı ardına sıralanır?" diye sordu.
Erol Mütercimler, RS FM'de Yavuz Oğhan'dan Bi De Bunu Dinle programında programında Beşiktaş'taki saldırıyı değerlendirdi.
"Mit elemanları nasıl göremez?"
Mütercimler’in açıklamasından kısımlar şöyle:
"Bireysel bir terör eylemini engelleyemezsiniz ama örgütsel bir eyleme ilişkin istihbaratınız yoksa burada bir zafiyet vardır. Bu örgütün içindeki MİT elemanları ve diğer bilgi kaynakları bu eylemi nasıl önceden göremez?
"Tecrübesiz anlıyorum ama..."
"Devlet intikam sözcüğünü ağzına alamaz. Bir bakan bu şekilde konuşamaz. İntikamcı bir devlet olamaz. Süleyman Soylu tecrübesiz bir bakan anlıyorum ama danışmanları ne işe yarıyor?
"Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarını kimler yazıyor?"
"Aynı şekilde Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarını da kimler yazıyor? Zira bu kadar tartışmalı açıklamalar Türk ya da Türkiye Cumhuriyet vatandaşları tarafından mı yapılıyor? Bu kadar yanlış cümleler nasıl ardı ardına sıralanır?"
"Devlet nerede yanlış yaptı?"
"40 yıla yakın bir süredir PKK ile mücadele ediyoruz. PKK, AKP döneminde zuhur etmiş bir problem değil. Dolayısıyla bu 40 yıllık deneyime bakmamız gerekiyor. Devlet nerede yanlış yaptı? Karar alıcılar kim?
"Bundan sonra ne olacak?"
"Tek başına bir aktör olarak duran Cumhurbaşkanı, hükümet ve muhalefet arasında çözüm konusunda bir konsensüs var mı? Biz devletin çözüm politikasını biliyor muyuz? Oslo'da, Dolmabahçe'de ne oldu? Bundan sonra ne olacak? Hiçbir şey bilmiyoruz."
"Türkiye ikiye bölünmüş durumda"
"Başkanlık bugünün meselesi değil. Bugünün meselesi Türkiye'nin beka sorunudur. Başkanlık meselesinde ise Türkiye ikiye bölünmüş durumda. Oldukça yüksek olan tansiyon bu mesele etrafında iyice yükseliyor. 15 Temmuz'da iç savaş provası yapılmışken, plan ortadayken herhangi bir şekilde toplumsal gerilimi artıracak meseleleri ertelemek gerekir.”