Dünya

EROĞLU: KAPININ AÇILIŞI SÜRECE KATKI SAĞLAYACAK LEFKOŞA (A.A)

14 Ekim 2010 16:16
-EROĞLU: KAPININ AÇILIŞI SÜRECE KATKI SAĞLAYACAK LEFKOŞA (A.A) - 14.10.2010 - KKTC Cumhurbaşkanı, Kıbrıs Türk tarafı olarak yıl sonuna kadar kapsamlı, her iki tarafın da hassasiyetlerini dikkate alan bir uzlaşı çözümü bulunmasından yana olduklarını belirterek, Yeşilırmak Kapısının açılması gibi güven yaratıcı önlemlerin bu sürece katkı yapacağını düşündüklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Eroğlu, KKTC ile Kıbrıs Rum kesimi arasında 7. sınır kapısı olan Yeşilırmak Kapısının açılış töreninde yaptığı konuşmada, geçiş noktasının açılışının, çaba gösterildiğinde ve karşı tarafın da hassasiyetleri dikkate alındığında bir şeylerin başarılabileceğini göstermesi bakımından, son derece önemli olduğunu vurguladı. Eroğlu, Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu komiseri Stefan Füle'ye, davetlerini kırmayıp açılış için Kıbrıs'a kadar geldiği için teşekkür etti. Göreve geldiğinde, Kıbrıs Türk tarafı ile Rum tarafı arasında, kapının açılışıyla ilgili anlaşmanın yapılmış olduğunu anımsatan Eroğlu, ''Benim siyaset anlayışımda devamlılık ilkesi önemli bir yer tuttuğu ve Kıbrıslı Türkler adına üstlenilmiş olan taahhütleri kendi taahhüdüm bildiğim için, bunları yerine getirmek için elimizden geleni yaptık'' dedi. Anlaşmanın uygulanmasına dair sürecinin son derece sıkıntılı geçtiğini anlatan Eroğlu, kapının açılmasına katkı yapan tüm Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlarla, farklı kurum ve kuruluşlara ve UNDP yetkililerine, ayrıca finansal anlamda katkı yapan ABD ve Avrupa Birliği'ne (AB) teşekkür etti. Eroğlu, ''İlaveten Kıbrıs Türk tarafında maddi konuların çözümlenmesine yardımcı olan Anavatan Türkiye'ye de teşekkürü bir borç biliyorum'' dedi. Pirgo köylüsü Rumların Lefkoşa'ya ulaşma konusunda uzun süre yaşadıkları sıkıntıları anladığını ve özellikle hastaneye erken ulaşım konusunda bu kapının sıkıntıların aşılmasına yardımcı olacağını umduğunu kaydeden Eroğlu, şöyle devam etti: ''Kuşkusuz bu kapının açılışı özellikle bölgedeki Kıbrıslı Rumların yararına olacaktır. Bu durum beni tabii ki üzmez, bu güzel bir şeydir. Ancak Kıbrıslı Türkler bakımından da çok önemli ihtiyaç niteliğinde geçiş kapıları ya da benzeri hususlar olduğunu buradan hatırlatmak istiyorum. Bunların başında Pile-Yiğitler yolunun yapılması ve Aplıç kapısının açılması gelir. Buradan sayın Füle'nin huzurunda bu sorunlara da en kısa zamanda bir çözüm bulmak için diyalog çağrısı yapmak istiyorum.'' -FULE: ''CESARET VERİCİ BİR GELİŞME''- AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle de Kıbrıs'ta 7. geçiş noktası olacak sınır kapısının açılması için adada bulunmaktan onur duyduğunu belirtti. 1990'lı yılların başında, Avrupa'da siyasi ve fiziki engellerin aşılması için, bir duvarın yıkılmasına da şahit olduğunu, sonuçta Avrupa kıtasının yeniden birleştiğini, AB'nin 27 üyeye çıktığını ve barış içinde yaşadığını anlatan Füle, ''Ancak Avrupa projesi Kıbrıs sorununa bir çözüm bulunmadan tamamlanmış olmayacak'' dedi. Bugünkü açılışının ''cesaret verici bir gelişme'' olduğunu kaydeden Fule, ''güzelim Dillarga dağlarının eteklerinde olduklarını'' belirterek, ''barış arayışının bir örneğine şahit olduklarını, fiziki bir engelin ortadan kalktığını, yavaş yavaş ama emin adımlarla güven artırıcı önlemlerin yayıldığını'' söyledi. AB'nin güven artırıcı çalışmaların arkasında olduğunu ve mali olarak da desteklediğini ifade eden Füle, bugünkü açılışın, barış arayışları için yapılan çalışmaların bir mihenk taşı olduğunu, AB'nin Kıbrıs'ta 2005 yılından beri 3 geçiş noktasının açılışına katkıda bulunduğunu, bunun da onlardan biri olduğunu kaydetti. Füle, kayıp arama çalışmalarının da diğer bir güven artırıcı önlem olduğunu, bugün bazı kayıp aileleri ile görüşeceğini ifade etti. -''TALAT NEDEN DAVET EDİLMEDİ''- Açılış töreninin ardından, törene katılanlar, önce Yeşilırmak, ardından Aşağı Pirgo köyünü ziyaret etti. Gazeteciler, ziyaret sırasında Hristofyas ve Eroğlu'na, KKTC'nin 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın açılış törenine neden katılamadığını sordu. Her iki lider de açılışın BM organizasyonu ve sorumluluğunda olduğunu ve daveti BM'nin yaptığını belirterek, bu konuda bir yetkilerinin olmadığını belirtti.