Ergin, NTV canlı yayınında son günlerin en tartışmalı konularına şöyle yanıt verdi:
"(Deniz Feneri soruşturması) Bu konu o kadar bilgi kirliliğine maruz kaldı ki... Beşir Bey kendisiyle ilgili itamlara yanıt verdi. Bu soruşturma üç yıldır devam ediyor. Bu süre içinde savcıların çalışmalarına kimse müdahil olmuş değil. İstedikleri delilleri toplamışlar, yurtdışına gitmişler, çalışma yapıp dönmüşlerdir. Savcılara hiçbir müdahale yapılmış değil.
Şüpheli avukatlarının başvurusunda somut iddialar ortaya koyuldu, HSYK iddiaları incelemeye aldı. HSYK’nın iddiaları incelenmemesi gibi bir girişimim olamaz, hiçbir konuda da olmadı. Ne Adalet Bakanı ne de Başbakan’ın müdahale hakkı yoktur. Bilgi kirliliği yaratan iddialar ortaya atıldı.
Savcıların iki talebi var; bir 19 kişinin mal varlıklarına, araçlarına ortaklık hisselerine el konulmasını istiyorlar. İki, bu kişilerin ortağı olduğu şirketlerin malvarlığına da el konulması isteniyor. 18 kişinin malvarlığına el konuluyor. Mahkeme, ikinci talebi ‘kanuna aykırıdır’ diyerek reddediyor. Mahkemenin kararını kapatılıyor ve Tapu Müdürlüğü’ne gönderiliyor.
Sorulması gereken soru şudur; mahkemenin el konulmasını reddettiği karar uygulanmış mıdır, uygulanmamış mıdır? Kanun ihlal edildi, el konulma kararı alındı. Sürece ilişkin suçlamalar dezenformasyon. Siz mahkeme kararını ters çevirip uyguluyorsunuz.
Böylesi bir iddia var. Savcılar yasaya, mahkeme kararına uymasa da izin vermeyecek misiniz? Müfettişler inceledikten sonra savcılardan savunma istediler. Savcılar değiştirilmiştir, başsavcının tasarrufundadır.
2010 yılının nisan ayında ‘Balyoz’ soruşturmasının savcıları değiştirildi. Haklarında soruşturma da yoktu.
Mahkemenin reddetiği bir karar için kapatma yapılıyor. Yasanın, mahkemenin reddettiği karar uygulanıyor.
Ergenekon savcılarına yapılan şikayetler süreç içinde sonuçlandırılmıştır. Erzincan ve Erzurum bu olaya benziyor. Erzincan savcısı için 24 saat geçmeden harekete geçilmiştir.
Deniz Feneri soruşturmasında savcılarla ilgili şikayet tutuklamalardan önce yapıldı.
Soruşturma dosyasını bilmiyorum. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dosyayı nasıl incellemiş bunun yanıtı vermesi lazım. Köstebek iddialarında geçen eski bakan yanıt verdi.
(Tutuklu vekiller) Sayın Kılıçdaroğlu aklına gelen lafları söylüyor. Bir yerde ‘Yasal düzenlemeye gerek yoktur’, başka yerde ‘yasal düzenleme yapılsın’ diyor. CHP bir ilke ortaya koymalı, Adalet Bakanlığı’ndan ne isteniyor? Adalet Bakanı hakimlere ‘Şu vekilleri bırakın da sorun çözülsün’ mü diyecek. Bu kişiler seçildikleri için tutuklanmadılar.
Ceza yasalarına göre birtakım çalışmalarımız var. Yasadan ve uygulamadan kaynaklı sorunlara ilişkin çalışmalar var. 12-14 Eylül'de başsavcıların, Avrupa’dan hukukçuların, Yargıtay’daki görevlilerin katılacağı bir sempozyum olacak. Yargılamaların hızlandırılması gerekiyor. Bunun için tedbirler alınıyor.
(İmralı'yla görüşme) Avukatların İmralı’ya gidip gitmemesi başsavcılığın tasarrufundadır. Devletin ilgili birimleri Abdullah Öcalan’la görüşmeler yapmışlardır. İhtiyaç duyulursa görüşme yapılır.
(Yasadışı dinlemeler) Sayın Kılıçdaroğlu kimseyi zan altında bırakmasın, bunları açıklasın. Kim dinlemiş, kim dinletmişse açıklasın. Cebimizdeki cep telefonları artık dinleme cihazlarıdır. Bu konuda caydırıcı olabilirsiniz. Bunu önlemek için ilgili yasalar parlamentodadır.
(Mavi Marmara raporu) Ankara, Gazze ablukasına karşı Lahey’e başvuracak. Mavi Marmara raporunun Lahey’e gitmesi gibi bir durum yok."