Gündem

Ergenekon savcısından yanlış not itirafı

Ergenekon'dan tutuklu yargılanan İşçi Partisi Genel Sekreteri Nusret Senem’in çapraz sorgusu tartışmalara neden oldu.

25 Şubat 2009 02:00
Ergenekon davasında tutuklu yargılanan İşçi Partisi Genel Sekreteri Nusret Senem’in çapraz sorgusu tartışmalara neden oldu.


Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, iddianamede yer alan imzasız ve tarihsiz “Yargıtay krokileri”ne ilişkin notun kendisine ait olduğunu ve yanlışlıkla dosyaya girdiğini söyledi. Senem, arama tutanaklarında yer almayan CD’lerin İstanbul Emniyeti’nde hazırlandığını öne sürerken savcıları “Fethullahçı medyaya servis yapmak için soruyorsunuz” diye suçladı.

Ergenekon davasının 55. oturumunda yapılan, tutuklu sanık Nusret Senem’in çapraz sorgusu “yasaya aykırı elde edilmiş kanıt” tartışmalarıyla geçti. Savcı Pekgüzel, İP’nin Ankara’daki genel merkez binasında ele geçirildiği iddia edilen CD’lerin içeriğine ilişkin, dava dosyasının 213. klasöründeki imzasız, tarihsiz ve el yazılı nota ilişkin açıklama yaptı. Belgedeki “Yargıtay binasına ait kroki ve krokinin açılımı görülmüştür” şeklindeki yazının kendisine ait olduğunu belirten savcı Pekgüzel, şunları söyledi: “İşçi Partisi’nde ele geçirilen CD’lerin içeriği nedeniyle ilgili kurumu uyarmak üzere aldığım müsvette yanlışlıkla dosyaya girmiştir. Karalama yazısıdır.”

Senem de “Yargıtay krokilerinin içeriğine ilişkin imzasız ve tarihsiz bir belge dosyada olursa arama tutanaklarında olmayan CD’leri de ‘savcılar koymuştur’ diye düşünürüm. İP’de bu CD’lerin bulunduğuna ilişkin tutanak yok” diye konuştu. Pekgüzel’in aramalardan sonra delillerin çuvallara doldurulup mühürlendiğini ve sanıkların huzurunda açıldığını belirtmesi üzerine Senem, “Delil çuvalları sanıklar huzurunda açılmadı. Genel Başkan Doğu Perinçek de aramada yoktu, odasında bulunuyordu. Çuvallar aramada bulunan şahısların önünde açılmadı” diye itiraz etti.

Perinçek de tepki gösterdi

İP Genel Başkanı Doğu Perinçek de söz alarak “Bu ne biçim yargılama? Biz son derece anlayışlı davrandık. Savcıların hukuk dışı zihniyeti sergilensin diye ‘Hukuka uygun olmayan delilleri de sorun’ dedik. Ama sürekli tutanakta olmayan CD’ler soruluyor. Bizim başka güvencemiz var mı? Arama tutanağında olmayan bir şeyi sormasınlar” şeklinde tepki gösterdi. Doğu Perinçek, içeriği ne olursa olsun 1047 CD’yi kabul ettiklerini, ancak tutanakta bulunmayan 4 CD’yi kabul etmediklerini bir kez daha vurguladı.

Savcı Pekgüzel de 50 kişinin imzaladığı, 31 sayfalık arama tutanağından sorduğunu, söz konusu CD’lerin bu tutanakta bulunduğunu söyledi. Senem ise “Hiçbir CD’nin numarası yok, milyonlarca CD var” dedi. Bunun üzerine arama tutanağını inceleyen mahkeme heyeti başkanı Köksal Şengün, “Savcı Bey numaraları yok” derken savcı Pekgüzel de “Hiçbirinin numarası yok” dedi.

Senem’e ajandasındaki “Karargâhta subaylarla görüşme” şeklindeki notu anımsatan savcı Pekgüzel, “Hangi subaylarla görüştünüz” diye sordu. Senem, “Bu konu benim baktığım bir dava ile ilgilidir. Milli Savunma Bakanlığı ile bir Rus şirket arasındaki silah satışına ilişkin anlaşmazlığın çözümüyle ilgili görüşmeler yapılıyordu. Rusya’da Serco adlı şirketten alınan silahlarla ilgili dava idi. Bu nedenle sık sık Milli Savunma Bakanlığı’na gittim. Nottaki ‘karargâh’ diye bahsedilen de Milli Savunma Bakanlığı’dır” dedi.

Oturumun öğleden sonraki bölümünde savunmasını yapan tutuklu sanık emekli Kurmay Albay Fikri Karadağ 2007 yılında Antalya’da Kuvayı Milliye Derneği’nin bir toplantısında silah ve Kuranıkerim’e el basarak “ölme ve öldürme üzerine” ettirdiği yeminle ilgili olarak açıklamalar yaptı. Karadağ, “Mersin’de katıldığımız bir iftar yemeğinde yemin merasimi yaptık. Bu yemin Atatürk’ün Erzurum’da yaptırmış olduğu bir yemindir. Biz sadece bir kelime ekledik. Yeminin orjinalinde ölme ve öldürme geçmiyor. Ne var bunda?” diye konuştu.

‘Azmettiriciler dışarda’

Karadağ, iddianamede Başbakan’ın bacanağı Nuri Vardarbaşı’nın Kuvayi Milliye Derneği’nin yönetim kurulunda bulunduğu ve Vardarbaşı’nın Başbakan Erdoğan’dan talimat aldığına ilişkin belgeyi anımsatarak “Bu durumda gerçek azmettiriciler dışarda, dünyayı dolaşıyorlar. Keyifleri yerinde. Ya onları da tutuklayın, ya da beni tahliye edin. Bu belgeye tesadüfen buldum. İddianame çölde kum, kuyuda iğne...” diye konuştu.

Duruşmada söz alan Veli Küçük’ün kızı ve avukatı Zeynep Küçük, Silivri Devlet Hastanesi’nin başhekimi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. Zeynep Küçük babasıyla ilgili doktorun ayrıntılı tetkik istemesine karşın başhekimin babasının sevkine izin vermediğini savundu. Söz alan Veli Küçük, “13 aydır tutukluyum. 13 aydır paşa paşa yatıyorum. Lütfen beni rahat bıraksınlar” dedi.

Mahkeme, Silivri Devlet Hastanesi’nden Veli Küçük’ün sağlık kayıtlarının istenmesine karar vererek duruşmayı perşembe gününe erteledi.