Ergenekon davası sanıklarından 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, 8 ay sonra açıklanan gerekçeli karar için, "Ben iddianameyi de, mahkemenin kararını da ciddiye almamıştım. Gerekçeyide almıyorum. O mahkemenin vermiş olduğu karar mı, yoksa onlara emredilen karar mı bilemiyorum. Onlara da acıyorum, 16 bin sayfa değil, 116 bin sayfada yazsanız siz o kararı tanımıyorum ve o mahkemede o kararı savunamaz" dedi. Başbuğ, Ergenekon, Balyoz ve Askeri Csusluk gibi davalar ve tutuklu yargılamalar için "Artık yeter" ifadesini kullandı.
Başbuğ, Ankara Sincan Açık Cezaevinde tutuklu bulunan MHP Milletvekili Engin Alan'ı ziyareti sonrası yaptığı açıklamada, "Engin Alan, 11 yaşında Türk ordusunun şerefli üniformasını giyen ve bu üniformayı 49 yıl şerefiyle ve onuruyla tamamlayan, ülkesine ve milletine değerli hizmetlerde bulunan, seçime giren ve Türk halkının oylarıyla milletvekili seçilen ama bugün Meclis’te bulunmayan tek milletvekilidir. Engin Alan, cezaevindeki duruşuyla ve tavrıyla adeta abideleşen arkasdaşlarımızdan bir tanesidir. Engin Alan da bugünkü hukuk cinayetleri karşısında süngü olmuş arkadaşımızdır" şeklinde konuştu.
Başbuğ'un açıklamaları şöyle:
"Bugün Engin Alan ve tüm silah arakdaşlarımızın cezaevinde tutuluşu TSK’ya ve altını çiziyorum Türk milletinin iradesine yapılan sadırıdır. Kararları hala tartışılan mahkemelerin kararlarıyla bu arkadaşımız görevini yerine getiremiyor. Buradaki saldırılar Türk ordusu ve milletine saldırıdır. Başta Balyoz ve diğer casusluk davalarıyla alakalı diğer tutukların da çıkmasının artık zamanı geldiğini düşünüyorum."
"Ben Özel Yetkili Savcıların hazırladığı iddianameyi ciddiye almadım. Mahkemenin 5 Ağustos 2013 günü verdiği kararı ciddiye almadım ve savunma da yapmadım. Bu soruyu sormayın. Bugün Türkiye’de süregelen davaların kumpas olduğu ve de seçilmiş polis, savcı ve yargıçlar olduğu hakkında görüş varken bana soru sormayın bu dava hakkında. Ciddiye almıyorum çünkü."
"Bu mahkemenin vermiş olduğu karar mı yoksa onlara emredilen karar mı bilemiyorum. Onlara da acıyorum, o mahkeme yetkilileri ben onlara 16 bin sayfa değil 116 bin sayfada yazsanız siz o kararı savunamazsınız."
'Terör suçlusu toplumsal algıya yönelik'
İlker Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer de, gerekçeli karardaki "terör suçlusu" ifadesi için şu açıklamayı yaptı:
"Genelkurmay Başkanı’nın görevi başında iken terör örgütü yöneticisi olarak gösterilmesi ve terörist olarak suçlanarak tutuklanması, kamuoyunca haklı eleştiri konusu yapılmıştır.
03.04.2014 tarihinde basına dağıtılan ve hukuken tartışmalı metinde ise toplumsal algıyı etkilemek adına müvekkilimize yönelik “terör suçlusu” ifadesinin kullanıldığı görülmüştür.
Müvekkilimize isnat edilen ve TCK 314. maddesinde yer alan “silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek” suçlaması ve bugüne kadar terör örgütünde faaliyet gösteren kişilere ne denildiği dikkate alınmadan yapılan değerlendirmenin kamuoyunu yanıltmaya yönelik olduğu düşünülmektedir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur."