T24 - İkinci Ergenekon davasında Emekli Albay Arif Doğan'ın çapraz sorgusu devam ediyor. Duruşmada Doğan'ın bağırarak konuşması üzerine Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, doktora dönerek ''Çok mu oksijen veriyorsunuz da bu kadar dinamik'' diye sordu. Israrla söz isteyen Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay, Arif Doğan'a yönelerek, "Mustafa Balbay Cumhuriyet Gazetesini nasıl bombalatmış onu anlatsın" dedi.
ARİF DOĞAN: ABDULKADİR AYGAN'I BEN ÖLDÜRTTÜM. JİTEM BENİM
İkinci Ergenekon davasının 97. duruşmasına JİTEM'in kurucusu olduğu iddiasında bulunan tutuksuz sanık emekli Albay Arif Doğan’ın çapraz sorgusuyla devam edildi.
"Cem Ersever'in JİTEM'de görev yapmadığını söylediniz doğru mu?" diye soran Savcı Pekgüzel’e Doğan, "JİTEM'i anladıysanız doğru. Ersever Jandarma İstihbarat Gurup Komutanlığı'nda görev yapmıştır. JİTEM sivillerden oluşur" dedi.
Savcı Pekgüzel Arif Doğan'ın JİTEM'in yurtdışında görev yapmadığına dair beyanlarının olduğunu anımsatması ve ses kayıtlarında Suriye'nin Cemşeref Köyüne düzenlenen bir operasyondan bahsedildiğini sordu. Doğan, "Cemşeref Köyü neresi, Murat Karayılan'ın karargahı orada. Elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Adam Güneydoğu'da elini kolunu sallayarak dolaşma hakkı varda devleti temsil eden kişilerin orada dolaşmaya hakkı yok mu? Orası sıfır noktası. Hollanda'da bir eylem mi yaptım" diye yanıt verdi.
“Bunun hesabını kimden sorayım"
Doğan’ın Abdülkadir Aygan ile ilgili olarak, "Ş.... Sen kimsin Cem Ersever'in Arif Doğan'ın ismini ağzına alıyorsun. Benim albayım kafasına sıktı. Abdülkerim Kırcı kafasına 'ş... yaşamaktansa ölürüz daha iyi' diyerek sıktı. Şimdi ben bunun hesabını kimden sorayım" şeklinde bağırarak konuşması üzerine Başkan Şengün "Sakin olun. Kendinize eziyet edip ortamı da germeyin" diyerek uyarıda bulundu.
"Mustafa Balbay Cumhuriyet gazetesibi nasıl bombalatmış onu anlatsın"
Bu sırada Mustafa Balbay ısrarla söz istedi. Söz verilen Balbay, "Dün sabırla duruşmayı dinledim. Ama bugün yeni bir gün başlıyor. İşkence altındayım. Arif Doğan'a geçmiş olsun diyorum. Arif Doğan'dan rica ediyor hatta yalvarıyorum. Burada Ergenekon davasından gayri herşey konuşuluyor. 16'ıncı yüzyılın kunta kinteleri gibiyiz. Biz bu davanın sanıkları nasıl bir araya gelmişiz onu anlatsın. Savcı bir tekneye binmiş aslan avına çıkmış iki de geyik avlıyor. Dün akşam televizyon programında arkadaşlarımızı öldürmekle suçlandık. Doğan'ın bu anlatımlarıyla üç iddianame ve iki soruşturma çıkar. Yalvarıyorum bizi anlatsın. Kurban bayramından önce bizi kurbanlık koyun gibi cezaevine gönderdiniz. Arif Doğan'a bağlı olan Muzaffer Öztürk'ün ifadesinin alınmasına karar verdiğiniz gün serbest bıraktınız. Mustafa Balbay Cumhuriyet Gazetesini nasıl bombalatmış onu anlatsın" dedi.
"Kuran ayeti mi bu... Yanlış sçylemiş olamaz mıyım?"
Savcı Pekgüzel’in, "1997 yılında Yalova'da görev yaptığınız dönemde tuttuğunuz bir notta Ankara JİTEM'den Albay Kürşüt yazmışsınız. İfadenizde JİTEM'in 1990 yılında dondurulduğunu söylemiştiniz. Oysa bahsettiğiniz not bu tarihten sonrasına ait. Açıklar mısınız?" şeklindeki sorusuna Doğan, "Kuran ayeti mi bu. Yanlış söylemiş olamaz mıyım? Ayrıca JİTEM değil de g.tem mi deseydim. Bütün pisliklerin arkasında bu g.tem g....tları vardı" diye yanıt verdi.
“Konuştukça açılıyorsunuz"
Bu sırada Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, sanık Arif Doğan'a, "Siz zaten konuşmadığınız için hastasınız sanırım. Zira konuştukça açılıyorsunuz ve rahatsızlığınız azalıyor. Aslında hakkınızdaki teşhisin doğru olup olmadığını tekrar sormak lazım" dedi.
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, “Muzaffer Tekin, Oktay Yıldırım, Levent Göktaş, Fikri Karadağ, Adil Serdar Saçan’ı tanıyor musunuz?" diye sordu. Doğan, Muzaffer Tekin’i basından tanıdığını belirterek “Adil Serdar Saçan’la hesabımız var. Şahsen tanımıyorum. Bana küfür etmiş. Hakkımda söylediklerini 72 milyonun önünde 100 milyon katıyla kendisine iade ediyorum" diye konuştu.
"PKK’nın bir numaralı hedefiyim"
Kendisinde ele geçen belgelerde PKK’lıların listesinin olduğunu hatırlatması üzerine, Doğan, “Ne yani PKK’lıların değil de genelevde çalışanların listesi mi olacaktı. PKK’nın bir numaralı hedefiyim. Ben onları unutsam da onlar beni unutmaz" diye konuştu.
Doğan'ın telefonu çaldı
Bu arada emekli Albay Arif Doğan soruları cevapladığı bölümde bir cep telefonu sesi duyuldu. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, orada bulunanlara "Telefonunuz var mı?" diye sordu. Bunun üzerine Arif Doğan, "Özür dilerim. Korumalarım yanımda yok. Üzerimde kalmış" dedi. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün mübaşire telefonu almasını söyledi. Telefon duruşma salonundaki jandarma görevlilerine verilerek dışarı çıkarıldı. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel ise “Telefonla nasıl içeri girmiş" diyerek duruma tepki gösterdi.
Davanın tutuksuz sanıklarından Muzaffer Öztürk’e ait depoda ele geçirilenlerle ilgili olarak da Doğan, “Onu çocuğum gibi severim. 3 sene benim yüzümden yattı. Bana sahip çıkarak deposunu bana verdi. Bırakın onu" dedi.
"Ruhsatsız 3 bin silah dağıttım, onları neden sormuyorsunuz"
Sanık Öztürk'ün evinde bulunan askeri malzemelerin, kendisine yıllık verilen istihkakın 10'da biri olduğunu savunan Doğan, "Bu boş kovanlardan kalemlik filan yapıp eşe dosta dağıttık. Bunlar arasında vali, belediye başkanı, hakim ve savcılar vardı" dedi. Bunun üzerine savcı Pekgüzel, "Yani oradaki mühimmatlardan yani silahlardan birilerine hediye mi ettiniz?" diye sordu. Bunun üzerine sanık Doğan, "Hey Allah'ım beni intihar ettirmeyin. Ben size kalemlikten bahsediyorum. Siz iki silahın hesabını yapıyorsunuz. Ben Güneydoğu'da OHAL bölgesinde ruhsatsız 3 bin silah dağıttım. Onları neden sormuyorsunuz da Muzaffer'in evine koyduğum malzemeler arasından çıkan iki silahı soruyorsunuz?" diye cevap verdi.
"Çok mu oksijen veriyorsunuz da bu kadar dinamik"
Arif Doğan'ın bağırarak konuşması üzerine Başkan Şengün tekrar sözünü keserek nezaret eden doktora, "Doktor bey, böyle konuşması onu düzeltiyor mu? Çok mu oksijen veriyorsunuz da bu kadar dinamik. Bu hareketliliği, rahatsızlığıyla bağdaşmıyor" diye sordu.
“Beni rezil etmeye mi çalışıyorsunuz?"
Doktorun, rutin uygulama yaptıklarını söylemesi üzerine Arif Doğan, "Burada insanlar gülüyor. Beni rezil etmeye mi çalışıyorsunuz?" diye sordu. Başkan Şengün de "Burada bağırarak konuşuyorsunuz" şeklinde çıkıştı. Bunun üzerine Doğan ise bağırarak konuşmadığını, ancak sesinin çıkmadığını söyledi. Başkan Şengün ise "Bağırıyorsunuz efendim, burada jandarma yok. Burası mahkeme ve siz de sanıksınız." ikazında bulundu. Doğan ise "Ne sanığı?" diye çıkışta bulundu.
Duruşma emekli Albay Arif Doğan’ın çapraz sorgusuyla devam ediyor.