Gündem
ERDOĞAN'IN ''RTE'' MARKA BAŞVURUSU İSTANBUL (A.A)
23 Ocak 2011 02:01
-ERDOĞAN'IN ''RTE'' MARKA BAŞVURUSU İSTANBUL (A.A) - 22.01.2011 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Faik Işık, tüm sektörleri kapsayan ''RTE'' marka tesciline yönelik ikinci başvuru ile Başbakana yönelik çirkin iddia ve suçlamaların seviyesini ve kimlerce bu vazifelerin yerine getirildiğini kamuoyunun izlemesine olanak sağladıklarını bildirdi. Avukat Işık, yaptığı yazılı açıklamada, özellikle internet ortamını ve etkili oldukları bütün medya alanlarını Başbakan Erdoğan aleyhinde yazılı, resimli ve sözlü çirkin saldırı alanı olarak seçen bazı kişi ve organize yapılanmaların varlığının herkesin malumu olduğunu kaydetti. Kin ve nefret dolu seviyesiz söz ve saldırıları ''muhalefet'' sananların, hangi mecraları şahsen veya maşalar üzerinden kullandıklarının savcıların incelemesine sunulduğunu ve sunulmaya devam edileceğini belirten Işık, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: ''Bir kısmı açık, bir kısmı gizli bu şahısların etkili oldukları medya organlarına ilaveten aynı kirli kaynaklardan beslenmiş ve çoğu toptan alınıp belirli kitlelere dağıtılan 'güya kitap' adıyla seriler halinde kusulan zehirleri istenilen güdülenmeye yeterli olmadığından, internet üzerinden tezvirata devam edildiği delilleriyle izlenmektedir. Yasal sorumluluklardan kaçınmak yanında kimliklerini ve ne olduklarını gizlemek için bu tür yöntemlere başvuranları sanal ortamlarda görmek mümkündür. Dünyanın içinde bulunduğu ekonomik ve politik sorunları kavrayamayacak kadar sıradan dedikodularla kafasını sadece kendi dogmalarına gömmüş kişilerin, dünyanın saygınlığını kazanmış Başbakan Erdoğan'a yönelik saldırılarına, medyatik değil gerçek sakin kuvvet olan seçmenlerin her seçim döneminde artan yoğunlukta cevap verdiğine de seçim sonuçları tanıktır. 'RTE' isminin kötüye kullanılmasının önüne geçmek amacıyla 01.06.2010 tarihinde marka başvurusu yaptık. Bu tescil başvurusundan sonra, internet üzerinden kimliksiz ve kişiliksiz saldırılarını sürdürmek isteyenlerin, bu konuda da manipülatif yorumlar ürettikleri görülmektedir. Vazifelerinin her hal ve şart altında, sayın Erdoğan ve yakınlarına saldırmak olduğuna inanmamak için bir tek neden yoktur.'' Işık, medyanın bütün imkanlarını manipülasyon ve ticaret alanında saldırı silahı olarak kullanmanın uygar toplumların kabul edeceği bir tutum olmadığını belirterek, ticaret-siyaset-medya üçgeninde ''güya kitap''larla gerçekleri bulandırma göreviyle meşgul kişilerin düzenleyici ve dağıtıcılarının kim olduğu sorusunu sormaya da gerek olmadığını kaydetti. Basın başta olmak üzere, her türlü hak ve özgürlükleri şahsi çıkar ve kirli politik emelleri doğrultusunda ''sazanca'' kullanmayı alışkanlık haline getirmiş kişilerin abartılmış yayınları ile bu ismin kimlerce kirletileceğini gözler önüne sermek maksadıyla ''RTE marka-isim tescili talebi''nde bulunduklarını ifade eden Işık, şöyle devam etti: ''Şüphesiz ki sazanlar sadece oltayla avlanmazlar. 'RTE' adını alkollü içki, sigara, tütün mamulleri, yılbaşı ağacı ve çorap gibi alanlarda kullanarak kendince bir aşağılama ve saldırıda bulunma niyetinde bulunanların internet üzerinden bunu yapmalarının önüne geçmek için 08.11.2010 tarihinde tüm sektörleri kapsayan marka tesciline yönelik 2010/71318 sayılı ikinci başvuruyu yaptık. Sonuçta, arlanma duygusu olmaksızın, sayın müvekkil Erdoğan'a yönelik çirkin iddia ve suçlamaların seviyesini ve kimlerce bu vazifelerin yerine getirildiğini kamuoyumuzun izlemesine olanak sağladık. Ticaret-siyaset-medya alanında baskın durumdaki kişilerin, mutlak güç pozisyonunun kaybedilmesi ihtimali karşısında kendi çıkar ve hedefleri için mevcut konumlarını sağlamlaştırmanın yolu olarak, doktrin ve strateji merkezlerince üretilmiş kamplaşmalar üzerinden seçmen yönlendirip, şartlandırılmış okuyucu, taraftar ve izleyiciler edinirken, aracılar üzerinden iç ve dış denklemler sunmaya devam etmektedir. Tüm ülkeyi 'doktrine etme' gayretleri doğrultusundaki malum yayın ve gayretler, RTE ibaresinin istismar amaçlı ve haksız kullanılmasının önlenmesine ilişkin basit bir tescil başvurumuzun çarpıtılmış tarzıyla oltaya gelmişlerdir.''