Dünya

Erdoğan'ın hedefi Doğu Avrupa

Siyasi olarak AB'den uzaklaşan Türkiye açısından Doğu Avrupa, AB pazarına yeni giriş kapısı olarak öne çıkıyor. Erdoğan'ın 10 Ekim'deki Sırbistan ziyareti ile yeni ticari işbirlikleri gündeme gelecek.

10 Ekim 2017 01:03

Son dönemde başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile ilişkileri büyük oranda gerileyen Ankara, 10 Ekim'de Doğu Avrupa'nın yükselen ekonomisi olan AB adayı Sırbistan'a geniş katılımlı bir ziyaret gerçekleştirecek. Siyasi olarak AB'den uzaklaşan Türkiye açısından Doğu Avrupa, AB pazarına yeni giriş kapısı olarak öne çıkıyor. Son yıllarda bölgedeki Türk yatırımları giderek artarken, Erdoğan'ın ziyareti ile Doğu Avrupa'da yeni işbirliği olanaklarının da masaya yatırılması planlanıyor.

Türkiye iş dünyası, son yıllarda Doğu Avrupa ülkelerindeki varlığını giderek artırıyor. Türkiye'nin önde gelen pek çok şirketinin bölgede doğrudan yatırımları bulunuyor. Örneğin Doğuş Holding Hırvatistan'da üç marina işletirken, Romanya'nın ilk AVM'sini kuran Fiba Holding'in ülkedeki doğrudan yatırımları 400 milyon Euro'yu geçiyor. Hayat Kimya'nın Bosna Hersek'teki kağıt fabrikası Balkanlar'daki en büyük kağıt üretim tesislerinden biri haline geldi. Şişecam da Bulgaristan'daki 5 fabrikası ile ülkedeki en büyük yabancı yatırımcı konumunda.

Doğu Avrupa şirketlerin gözdesi oldu

Yakın gelecekte Türk yatırımcıların yeni gözdesinin Doğu Avrupa'nın yükselen ekonomisi olan Sırbistan olması bekleniyor. Çünkü Sırbistan, imzaladığı ticaret anlaşmaları ile yaklaşık 1 milyar nüfuslu bir pazara açılmayı mümkün kılıyor. Bu nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kalabalık bir işadamı heyeti ile gerçekleştireceği Sırbistan ziyareti, Türkiye'nin Avrupa ile ekonomik ilişkileri açısından da önem taşıyor.

Hem AB pazarına açılan en yakın kapı olan hem de ABD ile Tercihli Ticaret Anlaşması bulunan Sırbistan, aynı zamanda Rusya ile de serbest ticaret anlaşması olan dünyadaki tek ülke konumunda. 2012’de başlayan AB’ye tam üyelik müzakerelerine devam eden Sırbistan, Dünya Bankası tarafından yayınlanan "İş Yapma Kolaylığı” listesinde 2016'da 32 sıra birden atlayıp 58'inciliğe yükseldi. Sırbistan, Financial Times'ın her yıl düzenli olarak yayınladığı "FDIntellegence” raporuna göre ise 2017'de Singapur'u geride bırakarak doğrudan yabancı yatırıma en elverişli ülke seçildi.

"2018'de Türk yatırımları artacak"

Sırbistan'ın Türkiye ile de 2009'da dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül döneminde imzalanan bir serbest ticaret anlaşması bulunuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyareti kapsamında bu anlaşmanın da güncellenmesi ve genişletilmesi bekleniyor.

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) bünyesinde faaliyet gösteren Türkiye-Sırbistan İş Konseyi Başkanı Aleksandar Medjedovic, DW Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede halihazırda Sırbistan'daki Türk yatırımlarının yaklaşık 50 milyon Euro gibi küçük bir miktarda olsa da gelecek açısından önemli işbirliklerinin hızla oluştuğunu söyledi.

Son birkaç yılda bir Türk tekstil firması ülkede 10 milyon Euro yatırımla 4 fabrika açarken AB odaklı üretim yapan irili ufaklı pek çok otomotiv yan sanayi firması da Sırbistan'da üretimin yollarını araştırıyor. Ülkedeki potansiyeli gören kamu bankası Halkbank'ın 2015'te faaliyete geçtiği Sırbistan'da 2 yıl içinde 30 şubeye ulaşması da Türk şirketlerin bölgeye ilgisinin en büyük göstergesi.

2010'da Sırbistan'da tek bir Türk yatırımı olmamasına karşın, bugün sadece tekstil alanındaki yatırımların 2017 sonunda 10'a ulaşacağını dile getiren Türkiye-Sırbistan İş Konseyi Başkanı Aleksandar Medjedovic, "Ayrıca otomotiv sektöründen de ciddi yatırım talebi var. 2018'de beyaz eşya, elektrikli parça ve kimyasal ürünler gibi daha fazla sanayi sektöründen Türk yatırımlarının olacağından eminiz" diye konuşuyor. Medjedovic, Sırbistan'ın merkezi konumunun başta Almanya olmak üzere Orta ve Doğu Avrupa piyasalarına mal satmayı çok kolaylaştırdığını, bunun da Türk şirketlerin yatırım iştahını kabarttığını kaydediyor.

"Sırbistan ziyareti AB'ye bir mesaj"

Erdoğan'ın Sırbistan ziyaretini DW Türkçe'ye değerlendiren Avrupa Birliği (AB) ve Küresel Araştırmalar Derneği Başkan Yardımcısı Can Baydarol ise ziyaretin büyük bir iş dünyası katılımı ile gerçekleştirilmesinin AB'ye verilen bir mesaj olduğu görüşünde.

Erdoğan'ın AB'ye Türkiye'nin ekonomik gücünü ve barındırdığı fırsatları hatırlatarak ilişkilerdeki gerilimi azaltma eğiliminde olduğunu ifade eden Can Baydarol, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Türkiye-Almanya ilişkilerinin normalleşmesi gerektiğine ilişkin açıklamaların da bu kapsamda değerlendirmesi gerektiğini vurguluyor.

Öte yandan AB ile üyelik müzakereleri süren Sırbistan'ın önümüzdeki yıllarda AB üyesi olacağına işaret eden Baydarol, "Türkiye'nin 'AB'ye ihtiyacımız kalmadı' şeklinde bir söylemde bulunması çok yanlış. Türkiye'nin ekonomik faaliyetleri AB ile tam entegre olmuş durumda" diyor. Türkiye ihracatının yarıdan fazlasının AB'ye yapıldığına, Türkiye'deki 22 bin yabancı sermayeli kuruluşun yüzde 70'inin AB merkezli olduğuna dikkat çeken Baydarol, şu görüşleri dile getiriyor:

"Bugün baktığımızda Irak sınırının da kapanması gündemde. Rusya ile ise hala güven sorunu yaşanıyor. Türkiye'nin AB ile ilişkilerini güçlendirmesinden başka çare yok. Doğu Avrupa ise son dönemde Avrupa'nın parlayan üretim merkezi olarak ortaya çıkıyor. Dolayısıyla Erdoğan'ın geniş bir heyet ile yapacağı ziyaretin Avrupa'ya bir mesaj olduğunu düşünüyorum."

Aram Ekin Duran / İstanbul

© Deutsche Welle Türkçe