Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde "Milletimizle Birlikte Daha Yeşil Türkiye Buluşması"nda konuştu. Erdoğan buradaki konuşmasında, 23 milyon haneye yollanacak mektup ile ilgili, "Ağzı olan herkes konuşuyor ya" dedi.
Erdoğan açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
Kıymetli misafirler, hanımefendiler, beyefendiler sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. 21 Mart Dünya Ormancılı, 22 Mart Dünya Su, 23 Mart Dünya Meteoroloji Gününüzü şimdiden tebrik ediyorum.
21. Mart aynı zamanda pek çok yerde kutlanan Nevruz günüdür. Cemrelerin şubatın ikinci yarısından başlayarak birer hafta arayla havaya, suya, topağa düşmesinin ardından 21 Mart'ta Nevruzu kutluyoruz. Biz tabii PKK'nın nevruzunu değil, inananların kutladığı nevruzu kutluyoruz. Farklı anlamlar yükleyenler var, biz ne anlam yüklüyoruz ona bakalım.
Orman varlığımızı 223 milyon dekara çıkarmış olmamız gerçekten iftihar vericidir. Kıyametin kopacağını bilsek dahi elimizdeki fidanı dikmeyi tavsiye eden bir Peygamberin ümmeti olarak bu tablo karşısında gurur duymamak mümkün değildir. Dünyada orman varlığını artıraz az sayıdaki ülke arasında bizler de yerimizi aldık. Ecdadımız, kamu binalarına, okullara, saraylara, köşklere, velhasıl güzelleştirmek istediği her yere, taşla, tuğlayla, ahlapla birlikte yeşili yerleştirmeyi ihmal etmemiştir. Projelerimizin çevresini de ferah bir görüntüye kavuşturmak için özel gayret sarfettik. Sadece bu tür özel projeleri değil, üniversitelerimizin kampüslerine kadar uygun olan her yerde ağaçlandırma çalışmaları gerçekleştirdik.
Mektup eleştirisine yanıt
Bu projenin aynı zamanda internetin ve cep telefonunun yaygınlaşmasıyla artık hayatımızdan çıkma noktasına gelen mektubun yaşatılması yönünde de adım olacağına inanıyorum. Birileri kampanya yapıyor. Hem yeşilden bahsediyorsunuz, hem ormandan bahsediyorsunuz, hem ağaçları keserek israfa gidiyorsunuz diyorsunuz. Ne alakası var ya. Ormanlarda bu duruma gelmiş ağaçlar kesilir, temizlenir. Onlar kendi sektörlerinde vs. bunlar kullanılır. Gazetecilik, bütün bu gazete kağıtları vs. çok çok kalite, verimli olan ağaçlardan mı üretiliyor sanıyorsun. Zarf, kağıt bunlardan elde ediliyor.
Ağzı olan herkes konuşuyor ya, onlar konuşmaya devam etsin. Bizim bu çalışmalarımız yeni değildir. 1994'te İstanbul'a belediye başkanı seçildiğim zaman İstanbul berbattı.
Vatan topraklarını sadece erezyona karşı değil her türlü düşmana, her türlü saldırıya karşı da koruyoruz. Fitili ateşlenen Gezi olaylarından beri kesintisiz saldırı altında, yakın tarihimizin en büyük atılımlarını da bu dönemde gerçekleştirdik. FETÖ dahi bizi durduramadı. Kimi şehirlerimizin bazı mahallelerinde çukurlar açarak bütünlüğümüze saldıran bölücü örgüt de bizi durduramadı. DEAŞ'ı bile üzerimize salmaya çalıştılar o da tutmadı. Nevruz kutlamaları yapıyorlar, Diyarbakır'da, şurada, burada. Diyarbakır'da olduğum gün 80 bin Diyarbakırlı o kongremize katıldı. Artık benim Diyarbakırlı Kükt kardeşim de kendi değerlerine sahip çıkmaya başladı.
"Afrin'de 3 bin 698 terör örgütü etkisi hâle getirildi"
Terör örgütleri ile mücadelemizi yerinde yapacağız dedik ve hemen harekete geçtik. 15 Temmuz'da bizi felç etmeye çalışanlara dimdik ayakta olduğumuzun mesajını 2 bin kilometre karelik alanda verdik. Kuzey Irak'ta oynanmaya çalışılan oyunu bozduk. Zeytin Dalı Harekatı ile Afrin'de ülkemize yönelik tahkimatı, açılan tünelleri gördünüz değil mi? Yığılan silahları gördünüz değil mi? Onlar silah yığdılar, şimdi de biz o silahları topladık. Haram para bir yerlere gidecek ya. Bu harekatımız da başarı ile sürüyor. Şu anda ölen teröristlerin sayısı ne oldu dedim, etkisiz hale getirilen, 3698.
"Sincar'da 38 PKK'lıyı etkisiz hâle getirdik"
PKK rahat durmuyor. Bu sefer Irak'ta başladılar. Eğer Irak merkezi yönetimi PKK'yı temizlemezse, Sincar'da onları biz temizleriz. 2 gün içinde Sincar'da 38 PKK'lıyı etkisiz hale getirdik. Devam ederse daha ileri gideriz. Şu anda Mehmedimiz gereğini yapıyor. İhtiyaç olursa önce ben ondan sonra milletim hep beraber gideceğiz.
Oranın kontrolünü, yönetimini kontrolümüz altına alıyoruz. Çok çektiler, bir an önce onları oradan kurtarmamız lazım. Kahraman askerlerimiz, polislerimiz, jandarmamız, her biri arslan parçası olan ÖSO kardeşlerimiz terör örgütünü paçavraya çevirerek yollarına devam ediyorlar. En başından beri kimin ne dediği, ne yaptığı belli değildi. Şimdi hepten dağılmış durumdalar.
"Münbiç'ten çıkmayacaklarmış, sizin orada bulunmaya hakkınız yok"
Defalarca ilan ettiğimiz operasyonlarımızın bundan sonraki hedefleri konusunda ileri geri konuşuyorlar. Münbiç'ten çıkmayacaklarmış. Sizin orada bulunmaya hakkınız yok. 11 bin kilometreden kalkıp buraya niye geliyorsun? Bu topraklar senin mi?