Gündem

Erdoğan'dan Körfez ülkelerine: Biz bu hallere düşmeli miydik?

"Hafta sonu Suudi Arabistan, Kuveyt ve Katar'daydım. Üç kardeş ülke, nedir bu sıkıntı?"

26 Temmuz 2017 15:13

Beştepe'de İslam Dünyası Yükseköğretim Alanının Oluşturulması Toplantısı'nın açılış oturumunda konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Mukaddes kitabımızda da buyurulduğu gibi 'Müslümanlar ancak kardeştir'. Son zamanlarda aramıza yeni duvarlar, yeni bariyerler örüldüğü de gerçektir. Hafta sonu Suudi Arabistan, Kuveyt ve Katar'daydım. Üç kardeş ülke, nedir bu sıkıntı?" dedi. Erdoğan, sözlerini "Bu hallere neden düştük? Bunlar bizi üzüyor. Biz bu hallere düşmeli miydik? Biz diyalog yoluyla bunları çözemez miyiz? rabbimiz bize Kuran'ı Kerim'de ne emrediyor? Bütün işlerinizde istişare ediniz" diye sürdürdü.

Erdoğan'ın açıklamaları özetle şöyle:

YÖK Başkanı'na ve ekibine bu önemli konferansın düzenlenmesine verdikleri emek nedeniyle teşekkür ediyorum.

Mensubu olmaktan iftihar etttiğimiz İslam medeniyetinin özü kardeşliktir. Dayanışmadır. Bir duvarı oluşturan tuğlalar gibi kenetlenmektir.

Mukaddes kitabımızda da buyurulduğu gibi "Müslümanlar ancak kardeştir". Son zamanlarda aramıza yeni duvarlar, yeni bariyerler örüldüğü de gerçektir. Haftasonu Suudi Arabistan ve Katar'daydım. Üç kardeş ülke, nedir bu sıkıntı? Bu hallere neden düştük? Bunlar bizi üzüyor. Biz bu hallere düşmeli miydik? Biz diyalog yoluyla bunları çözemez miyiz? rabbimiz bize Kuran'ı Kerim'de ne emrediyor? Bütün işlerinizde istişare ediniz. 

 

"İslam dünyasının çatışmalarla
gündemde olması ne acı"

 

Çözüm yoluna gitmeyip etrafımıza birilerini almak suretiyle herhangi bir kardeşimizi köşeye sıkıştırsak bu kabul edilebilir bir şey değildir. Biz bunları aşmalıyız. Bizim her zamankinden daha fazla kardeşliğe, fikri alışverişe ihtiyacımız var.

İslam dünyasının bugün çatışmalarla gündemde olması ne kadar acıdır. İşte Suriye, işte Irak... Ölen kim?  Müslüman? Öldüren, İslam kisvesi altındaki müsveddeler. 

Hiç kimse bizden artık bıkkınlık derecesinde bu ikiyüzlülüklere daha fazla sessiz kalmamızı bekleyemez. Mescid-i Aksa'nın onurunun korunması tüm İslam aleminin görevidir. Bölgedeki tüm inanç mensuplarının güvenliğini arzu ediyoruz. Dün de söyledim. İstanbul'da sinagoglar var. Bu olaylar olurken bazı gruplar saldırma yoluna gittiler, ilk işim İstanbul Valisi'ne, Emniyet Müdürü'ne "bunlara müsaade etmeyin", sağolsun bazı ufak tefek hadiselerin dışında bu korumayı karşıladılar.

"İsrail'in geri adım atması doğru"

İsrail'in dedektörler konusunda geri adım atması doğru olmuştur. Yeterli midir? Değildir. Sadece Filistin'de yaşayanların geldiği bir mabed değildir, Mescid-i Aksa. Tüm dünya Müslümanlarının geldiği bir mabeddir. Kapısı dünya Müslümanlarına kapatılamaz. Bir kez daha İsrail Cumhurbaşkanı Rivlin ile görüştüm ve kendisine bütün bunları anlattım, düşüncemizi de paylaştım. Dedim ki artık sizler de Cumhurbaşkanı olarak ağırlığınızı koymalısınız. Son olarak Ürdün Kralı ile görüşmeden sonra onların da yaptıkları görüşme olumlu neticeler vermiş olacak kı, dedektörlerin kaldırılması kararını meclislerinde aldılar. 

Eğer, bu dünyada barış içinde yaşamak istiyorsanız, başkalarını tehdit etmek yerine, kendisini ve bölgeyi ateş çemberine sokabilecek politikalardan kaçınmak gerekiyor. 

Hiçkimse görmek istemeyen kadar kör değildir. Bunun için kendi muhasebemizi yapmalıyız. Sorunların kaynağı olarak hep başkalarını işaret etmek bizi yanlış yollara sevk edecektir. Müslümanlar neden bu hale düştüklerinin cevabını lütfen kendilerinde aramalıdır. 

Soran, sorgulayan bir nesil yetiştirmekte gereken başarıyı gösteremediğimizde, ortaya geçici heveslerin peşinde koşan bir nesil çıkıyor. Bu bakımdan en büyük görev üniversitelerimize düşüyor. 

Üniversitelerimiz arasında tecrübe paylaşımını ve öğrenci hareketliliğini artırmamız gerekiyor. YÖK Başkanımızdan 'Mevlana' programını 'Erasmus' benzeri bir program haline dönüştürmesini rica ediyorum. Değişim programının sadece bununla sınırlı kalmaması ve ortak diploma programlarının da devreye alınması şarttır. Hala YÖK'ün 250'ye aşkın ortak diploma programı bulunuyor. YÖK Başkanımızdan ricam, en az 15 üniversitemizin, lisans, yüksek lisans ve doktorada ortak diploma çalışmasını başlatmasıdır.

 

"Yardımcı doçentlik olayı nedir ya?"

 

Allah aşkına şu yardımcı doçentlik olayı nedir ya, bunu gözden geçirin. Dünyanın kaç yerinde var bunu da söyleyin. Pek görmüyorum. Bunu birileri birilerini oyalamak için yapmışlar. Bizim hocalara ihtiyacımız var. 

En parlak beyinlerimizi Batılı eğitim kurumlarına kaptırıyoruz. Gençlerimiz giderek artan oranda Batı'ya yöneliyor. 

 

"Hoca kılıklı şarlatan"

 

Hoca kılıklı şarlatanın peşine takılan insan müsvettelerinin neler yapabileceğine 15 Temmuz'da şahit olduk. Onun peşinde de profesörler var, doçentler var. O bize diyor, şah damarımızdan daha yakındır. Bunu diyen ilmiye sınıfından.