Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nde yapılan referanduma tepki gösterdi. Erdoğan, "Sınırlar da hava sahaları da kapatılacak" ifadesini kullandı.
Erdoğan, "Yaşanan kaosun ardından elde kalan tablo, senaryonun asıl sahipleri dışında hiç kimseye mutluluk ve refah getirmemiştir" diyerek, "Üzerimize giydirilmeye çalışan deli gömleğini yırtıp attığımız için hedef oluyoruz" tespitini dile getirdi.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ndeki referanduma ilişkin olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, yönetimin lideri Mesud Barzani'ye, "Devlet yönetiyorsun, eyalet olsa da bir yönetim. Memurun maaşını ödeyemiyordun bize geldin. Arkanda sadece İsrail var. Sağ tarafına eski Fransız Dışişleri Bakanı'nı almışsın, sol tarafına yahudiyi almışsın. Bunlar seni nereye götürecek?" sözleriyle yüklendi.
Erdoğan Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Kanaat Önderleri ile Buluşma toplantısında konuştu.
Kartların yeniden karıldığı, haritaların yeniden masaya konduğu bir sürecin içindeyiz. Bu dönemin parolası da böl, parçala, yönet hatta yut. Küresel odakların başarıyla uyguladığı bu taktik, bir kez daha bölgemizde tedavüle sokulmuştur. Yine Yemen'den Libya'ya kadar aynı plan, farklı istismar araçları üzerinden yürütülmek isteniyor. Osmanlı Devleti'ni kolay yutulan parça haline getirmek için ulusçuluk kartını açtılar, yine aynı aktörler bölgemizi, mezhep üzerinden dizayn etmeye çalışıyorlar. Figüranlar değişmekte, babaların yerini oğullar almakta. Senaryo ise aynı senaryo, o değişmiyor. Birilerinin kulağına hoşlarına gidecek teklifler fısıldanıyor, dışarıya başka başka sözler veriliyor. Oysa bu sözler hiç tutulmuyor.
Yaşanan kaosun ardından elde kalan tablo, senaryonun asıl sahipleri dışında hiç kimseye mutluluk ve refah getirmemiştir. Ortaya çıkan parçalanmışlık, sınırları çizenler dışında hiçbir kazanç sağlamamıştır. Bölgemizde bir türlü kapanmayan yaraların esas sebebi budur. Unutmayalım tarih, bir ibret vesikası olduğu kadar aynı zamanda istikbalin pusulasıdır.
"Üzerimize giydirilmeye çalışılan deli gömleğini yırtıp attığımız hedef oluyoruz"
Tarih, ibret almayanlar için tekerrür eder. Alanlar için etmez. Geçmişteki hataların tekrarlanmaması için dikkatli olmamız gerekiyor. Bölgemizde uygulanan senaryonun önündeki engel, hiç şüphesiz Türkiye'dir. Kendi ayakları üzerinde duran Türkiye, kardeşlerinin de aydınlık geleceğinin müjdecisidir. Bunun için ülkemiz, içeriden ve dışarıdan kuşatılmaya çalışılıyor. Biz, "Eyvallah" demediğimiz, gücümüzü milletimizden alarak meydan okuyoruz. Üzerimize giydirilmeye çalışılan deli gömleğini yırtıp attığımız hedef oluyoruz.
"Dünya, etme bulma dünyasıdır"
Dünya, etme bulma dünyasıdır. Samimi olmazsan, dürüst olmazsan bunun cezasını ama bu dünyada, ama ebedi dünyada çekeceksin. Bunlar samimi değil, dürüst değil. Bu ülkeyi parçalamak için bu adımı attılar. Mücadelemizi de sonuna kadar devam ettireceğiz. Hukuk yoluyla her türlü adımı atacağız. Suriye ve Irak'ta oynanan oyunların amacı Türkiye'yi güneyden kuşatmaktır. Bu kuşatma faaliyetinin sınırları, fiziki sınırlarımızdan ibaret değildir. Ülkemizin içini de kapsayan büyük bir oyundan bahsediyorum. Bu oyunu da bozacağız, hiç şüphem yok. Bölgemizde iç çatışmaların, acıların, gözyaşılarının hiç dinmediği yerlere bakın. Hiçbiri Türkiye'den daha zengin değildi, tek parçayken bile istikrarı yakalayamamış bu bölgelerin, parçalanmışken daha iyiye gideceğini beklemek akıl karı değildir.
"Devlet yönetiyorsun, eyalet yönetimi de olsa bu bir yönetim"
Hep söylediğimiz gibi, değerli kardeşlerim. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız. Budur bizim çıkış yolumuz. Kardeşlerim, bugün sizlerle açık yüreklilikle konuşacağım. Gizli saklı olmayacak. Birileri çocukluk hayallerini gerçekleştirecek diye bölgenin güvenliğinin tehlikeye atılmasına izin veremeyiz. "Benim hayallerim vardı, işte şimdi o hayallerimi gerçekleştirdim" havasına girmek, bu da hayaldi. Referandum denilen olay bir sebeptir, ama netice değildir. Netice bundan sonrasıdır. Hava sahalarını kapattık, yakında sınırları da kapatacağız. İran, Irak, Suriye var etrafında. Hadi bakalım, nasıl çıkacaksın? Ya sen devlet yönetiyorsun, eyalet yönetimi de olsa bu bir yönetim. Duygusal olarak, kendini tatmin etmek için böyle bir adım atılır mı? Memurun maaşını ödeyemiyordun bize geldin. Arkanda sadece İsrail var. Sağ tarafına eski Fransız Dışişleri Bakanı'nı almışsın, sol tarafına yahudiyi almışsın. Bunlar seni nereye götürecek?
"Burada sıkıntılar başlarsa ne yapacaksın' diye soruluyor; 'Çoluğu, çocuğu alacağım Türkiye'ye gideceğim' diyor"
Benim ülkemde bunca Kürt kardeşim var. Benim onlarla bir sorunum yok. Ama bu ne diyor? 16 yaşından beri hayalimdir diyor. Otur oturduğun yerde. IKBY'de yerel yönetimin başındasın. Her şeyi alıyorsun, veriyorsun, geliyor, gidiyor. Alt yapınla, üst yapınla farklı bir yönetim var. Ve maalesef, ciddi bir faturayı orada yaşayan Kürdü, Türkmeni, Arabı, bütün faturayı onlara kestin. Bir arabaya bindik diyor, oyunu nereye verdin diye soruyor. Referanduma evet demiş. Peki, burada sıkıntılar başlarsa ne yapacaksın diyor. Çoluğu, çocuğu alacağım Türkiye'ye gideceğim diyor. Görünen köy kılavuz istemez. Türkiye, daima başı sıkışanın güvenli limanıdır. Bu hep böyle devam edecek. Şu anda 3.5 milyon Suriyeli kardeşimiz bizde mi? Bizde. 250 bin Iraklı bizde mi? Bizde. Kapıları kapattık mı? Kapatmadık. Ayırt ettik mi? Etmedik. Niye? Biz yaratılanı yaratandan ötürü sevdik.
"Biz başka ülkelere benzemeyiz"
Biz başka ülkelere benzemeyiz, biz farklıyız. Şimdiye kadar bölgemizde yaşanan her krizde, ayrım yapmadan tüm kardeşlerimize sahip çıkmanın derdinde olduk. Kuzey Irak'taki Kürt kardeşlerimizin, Arap ve Türkmen kardeşlerimizin ne zaman başı derde girse, her zaman imdatlarına Türkiye koştu. Körfez savaşlarından DEAŞ saldırılarına kadar yüz binlerce kardeşimizi bağrımıza bastık. Eskiden beri, Balkanlardan Kafkaslara kadar, nerede derde düşen kardeşimiz varsa sığınağı daima bu topraklar olmuştur. Bunu yaparken de hiçbir karşılık beklemedik, beklemiyoruz. Yaptığımız hiçbir işten de hamd olsun pişman değiliz. Balık bilmezse halik bilir.
"Kuzey Irak, geçici çıkarları için Türkiye'ye ihanet etmiştir"
Bu yapılan dört dörtlük nankörlüktür. Ülkemizle beraber tüm bölgede barış istiyoruz. Herkes için huzur, güven, emniyet istiyoruz. Türkiye'nin, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin referandumuna karşı koyduğu tepkinin ne Kürtlerle, ne Kürtlükle bir ilgisi yoktur. Bizim tepkimiz Irak'ın birliğine, beraberliğine ihtiyacı olduğu dönemde hiçbir zorunluluğu yokken, ülkemize danışılmadan böyle bir teşebbüste bulunulmasıdır. Bu, Irak'ın toprak bütünlüğüne bir ihanettir. Kuzey Irak, geçici çıkarları için Türkiye'ye ihanet etmiştir.
"El atına binen tez iner"
Kararın yanlışlığına dair ikaz ve telkinlerimiz maalesef mevcut yönetim tarafından dikkate alınmamıştır. Gösterdiğimiz tepki karşısında ülkemizin iç güvenliği ile ilgili aba altından sopa gösterilmesi ise tam bir hoyratlıktır. Türkiye'nin vatandaşlarının can ve mal varlığını hedef alan açıklamalar kimsenin haddi değildir. Yapılan referandumun hem uluslararası hem de Irak hukuku açısından hiçbir meşruluğu yoktur. Anayasa Mahkemesi, Irak'ta bunu kabul ediyor mu? Etmiyor. Buyur, al, baştan bittin. Attığın adımların hiçbirinin kıymeti yok. Yaptığın iş doğru mu, değil mi? Bunu belgeleyeceksin. Yaptım, oldu yok. Boşta kalırsın. Bu girişim ne bölgedeki Kürt kardeşlerimizin, ne de Irak'ın diğer unsurlarının hayrı olamaz. Gösterilerde açılan bayraklar, bazı ülkeler tarafından yapılan açıklamalar bu işin arkasında kimlerin olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Kuzey Irak yönetimi, ellerindeki masumların eksilmeyen kanıyla büyük güçlerin oyununa geliyor. Atalarımız ne demiş; el atına binen tez iner. Bunlar şimdi el atına bindiler. Emin olun Kuzey Irak'ta da yaşanacak olan budur. Kuzey Irak yönetimi, bu fitne ateşini yakmaya maalesef talip olmuştur. Böyle bir girişimin hedefe ulaşma şansı elbette yoktur. Amaç, sürekli kanatılacak bir yara açmak. Kuzey Irak yönetiminden hatalarından gerekli dersleri çıkarıp, bir an önce geri adım atmalarını bekliyoruz. Açıkçası biz, Suriye'de, Irak'ta, Yemen'de onca sorun varken bunlara yenilerini eklenmesini asla istemiyoruz. Bunun için de soğukkanlıyız, kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz. Değerli kardeşlerim, Türkiye tüm çalkantılara rağmen hedeflere ulaşma yolundaki kararlı adımları atmata devam etmektedir.
"Batı'da ne varsa, Doğu'da da o olsun"
Bizim için PKK neyse FETÖ de olur. Ülkemize ve geleceğimize zarar veren hiçbir örgütü bu topraklarda yaşatmayacağız. Bunu da özellikle ifade etmek istiyorum. Terör örgütlerine destek veren kimse bu devletin suyunu bile hak etmiyor demektir.Bu topraklarda tek bir terörist kalmayana kadar mücadelemizi aralıksız sürdüreceğiz. Devlet olarak bunu yaparken de hukuktan, adaletten asla taviz vermeyeceğiz.
2019 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerle Türkiye bir dönüşüm yaşayacak. Ardından kasım ayında milletimiz cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin kararını verecek. Bu kritik süreçte en büyük desteği biz, siz değerli kanaat önderlerimizden bekliyoruz. Özellikle Doğu, Güneydoğu bütün bu operasyonları yaptığımız, çevre bakımından adımları attığımız bölge. İnsanca yaşamının erdemine erilmesi bakımından şehircilik nedir, bunları buralarda şimdi çok daha farklı bir şekilde görüyoruz. İnsanca yaşamaktan çok uzak şehirler olarak onlara bırakmayı istemedik oraları. Ondan dolayı illerimizde yıkım çalışmaları yaparken, diğer yandan inşa çalışmalarımıza hızla devam ediyoruz. İstedik ki Batı'da ne varsa, Doğu'da da o olsun.