Cumhurbaşklanı Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani Tahran'da gerçekleştirdiği üçlü zirvede İdlib konusunu ele aldı. Zirvede onaylanan 12 maddelik Tahran Sonuç Bildirgesi'nin 3. maddesine "Ateşkes" ifadesinin eklenmesi talebinde bulunan Erdoğan, "Göç dalgası var, ateşkes ilan edilirse, zirve için büyük zafer olur" dedi.
Putin ise Erdoğan'a, "Bizim masamızda silahlı muhalifler yok. Bence Türkiye Cumhurbaşkanı genel anlamda haklı, bu güzel olurdu fakat biz onların yerine konuşamıyoruz" diyerek yanıt verdi. Nusra ve IŞİD'in teröristlerinin silahları kullanmayacaklarına göre hareket edemeyeceklerini kaydeden Putin, "Bizim meslektaşlarımız yapıcı bir hale getirdi bunu" açıklamasında bulundu.
Ardından bir kez daha ateşkes çağrısında bulunan Erdoğan, "Hepsi için 'Silahı bırakın' çağrısını zirveden yapmış olalım" sözlerini sarf etti.
Erdoğan'ın çağrısına Ruhani se şöyle karşılık verdi:
"Amaç teröristler silahlarını bıraksınsa o şekilde olmaz. Çok önemli bir nokta, hepimiz tarafından onaylanıyor. Bütün teröristlerden istiyoruz ki uzlaşma yoluyla amaçlarını gütsünler."
İl sözü Ruhani aldı: ABD’yi Fırat Nehri’nin doğusundan çıkmaya zorlayalım
"Umarım bu zirve başarılı bir zirve olur. Sayın Putin, Sayın Erdoğan ve değerli konuklar hoşgeldiniz" diyerek kameralar karşısında ilk sözü alan Ruhani, "Biz barış için savaşıyoruz. Suriye'nin yasal hükümetiyle işbirliği yapılmalıdır" açıklaması yaptı.
Ruhani ayrıca "ABD’yi Fırat Nehri’nin doğusundan çıkmaya zorlayalım” dedi.
Ardından sözü alan Rusya Devlet Başkanı Putin, mültecilerin kendi evlerine dönmesi için Şam'da bir kabul merkezinin faliyet gösterdiğini ifade ederek, Moskova'da da bir merkez kurulduğunu belirtti. "Ürdün ve Lübnan sınırlarında geçiş noktaları kuruldu. 15 binden fazla kişi evine döndü" diyen Putn, "Bugünkü görüşmelerde alınacak kararlar Suriye meselesinin çözümüne katkı sağlayacaktır" diye konuştu.
Putin: İdlib'in kan gölüne dönmesini istemiyoruz
Son olarak konuşan Erdoğan, teröristlere karşı mücadelede zaman ve sabır gerektiren yöntemlere ihtiyaç olduğunu söyleyerek, Türkiye'nin daha fazlasını göstermeye hazır olduğunu belirtti. "İdlib'in kan gölüne dönmesini istemiyoruz" diyen Erdoğan, hava üstlerinin güvenliklerine yönelik her türlü tehdidi gidermek içinn çaba gösterileceğini ifade etti.
Erdoğan: Tehdidin kaynağına ve boyutuna göre adımlar atacağız
Türkiye'nin bölgedeki varlığını sürdürmeye kararlı olduğunu söyleyen Erdoğan, "Tehdidin kaynağına ve boyutuna göre adımlar atmaya devam edeceğiz" sözlerini sarf etti.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin konuşmasından satır başları şöyle:
"Suriye krizinin sonlandırılması için üç ülkenin çabalarının devamında yapılıyor bu zirve. Bu zirve gelecekteki ortak eylemlerin incelenmesi için bir fırsattır.
"İran, Suriye'nin yasal hükümetinin isteği üzerine terörizmle mücadele etmek için bu ülkede bulundu. Bu bulunma, ne gelecekte ne de geçmişte kendi karar ve görüşlerimizi zorla kabul ettirmek gibi olmadı, olmayacaktır. Suriye milletinin iradesini destekleyeceğiz.
"Biz bölgedeki bazı ülkelerin terörizme yönelik endişelerini anlıyoruz. Bunun giderilebilmesi için en önemli yöntemin Suriye'nin yasal hükümeti ile iletişim olduğunu biliyoruz.
"Barış ve istikrarın Suriye'ye geri getirilmesi mücadelenin önemli bir parçasıdır. Ama bu mücadele sivilllere zarar vermemeli. Terör örgütlerinin izlediği savaş için savaşmak yolunun yanlış olduğuna inanıyoruz. Biz barış için savaşıyoruz. Ama kalıcı bir barış elde etmenin terörizmle kesin mücadeleyle sağlanacağını biliyoruz.
"Uluslararası toplum Suriye hükümetine yardım etmelidir"
"İşgalci bir rejim olan siyonist rejimi teröristle mücadele edemezler. Kanunsuzca Suriye'de bulunan Amerika hükümetinden kalıcı barış yapıcı rol beklenemez. Uluslararası toplum yeniden onarım için Suriye hükümetine yardım etmelidir. Suriye'nin geleceği için her türlü yöntemde ilk ve son rol Suriye halkına aittir.
"Libya'da dış müdahalenin hükümet ve siyasi birliğinin yok olmasının acı tecrübesi ders olmalıdır. Dünya ve özellikle bizim bölge tek taraflı ve keyfi müdahaleler yüzünden çok bedel ödemiştir. Terörizmin yok olması ve askeri galibiyet tek başına Suriye ve diğer kriz yaşayan ülkelerde istikrarı garanti edemez.
"Amerika'nın mevcudiyeti derhal sona ermelidir"
"İdlib'de terörizmle mücadele terör bitene kadar sürmelidir. Teröristlerin geri dönmesi ve Suriye'nin yeniden inşası için uluslararası toplum üstüne düşeni yapmalıdır. Orada kanunsuzca bulunan Amerika'nın mevcudiyeti derhal sona ermelidir. Siyonist rejimin Suriye'de hergün arttırdığı işgalciliği son bulmalıdır.
"Amaç teröristler silahlarını bıraksınsa o şekilde olmaz. Çok önemli bir nokta, hepimiz tarafından onaylanıyor. Bütün teröristlerden istiyoruz ki uzlaşma yoluyla amaçlarını gütsünler.
"Tedbir almamız lazım"
"Suriye'de dış askeri müdahale sorunları artırır. İdlib konusu, çok hassas ve önemli konulardan bir tanesi. Bir taraftan terör örgütüne üye birkaç yüz bin kişi bulunmakta. Terör eylemleriyle kanunsuz işler yapmaya devam ediyorlar. Bu teröristleri yok etmek için bir endişe var, tedbir almamız lazım. Bu toplantıdaki konuşmalardan sonraki aralarda görüşmemizden sonra, anlaştık. Teröristleri teşvik etmemiz lazım ki hemen silahları yere bıraksınlar ve son versinler eylemlerine.
"Anayasa'nın hazırlanmasını hızlandırmamız lazım"
"İdlib halkı için tehlike yaratabilir. Bu toplantıda şuna vurgu yaptık: Anayasa'nın hazırlanmasını hızlandırmamız lazım. Hızlandırılması, Suriye hükümeti ve muhalifler arasında yapılması, Suriye barışı için çok önemli olacaktır.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in konuşmasındna satır başları şöyle:
"Daha evvelki zirvelerde alınan kararlar hayata geçiriliyor. Ciddi ölçüde başarı elde edildi. Suriye topraklarının yüzde 90'ı devletin varlığına alındı. Kalan terörist gruplar şu an İdlib bölgesinde bulunuyor. Ateşkesi ihlal etmeye çalışıyor teröristler. Kimyasal silahların kullanımıyla provakasyon yapıyorlar.
"Suriyeliler arası diyalogun başlatılması için somut adımlar atıldı. Suriyelilerin kendi başına ülkenin kaderini tayin etmeye imkân buldular. Adım adım Ulusal Suriye Kongresi toplantısında alınan kararları nasıl hayata geçirebiliriz, bunları görüşmeyi teklif ediyorum.
"Suriye hükümetinin kontrolü altındaki topraklarda insanlar barışa adım atıyor, istihdam artıyor. Rusya bu bağlamda bir girişimde bulundu. Mültecilerin kendi evlerine dönüşü için yardım sağlanması gerekiyor. Şam'da bir kabul merkezi faaliyet gösteriyor, Moskova'da bir merkez kuruldu. Ürdün ve Lübnan sınırlarında geçiş noktaları kuruldu. 15 binden fazla kişi evine döndü.
"Rusya İran ve Türkiye'nin titiz çalışmaları sonucunda Suriye'de kayda değer başarılar elde edildi. Bugünkü görüşmelerde alınacak kararlar Suriye meselesinin çözümüne katkı sağlayacaktır.
"Terör unsurlarından bahsedildi. Bunu ben de giriş bölümümde söyledim. Provokasyonlar devam ediyor. İHA'larla saldırılarda bulunuyorlar. Türkiye Cumhurbaşkanı'nın da dediği gibi ben de bu son derece zor konuyu her şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Suriye'nin meşru hükümeti, Suriye topraklarının tamamını denetlemeli. Bu tarz sorunları çözebildik ve aynı mekanizmaları yine bütün alanlarda kullanabiliriz. Anayasa komitesinin çalışmalarını da düzenlemeliyiz. Esad hükümeti kendi payına düşen görevleri yerine getirdi.
"Sayın Esad'dan bir liste aldık, Suriye hükümetini temsil eden kişiler var içinde. BM'ye takdim ettik bunu. Şimdi muhalefetin kendi payına düşeni yapması gerekiyor.
"Bizim masamızda silahlı muhalifler yok. Bence Türkiye Cumhurbaşkanı genel anlamda haklı, bu güzel olurdu fakat biz onların yerine konuşamıyoruz. Nusra ve IŞİD'in teröristlerinin silahları kullanmayacaklarına göre hareket edemeyiz. Bizim meslektaşlarımız yapıcı bir hale getirdi bunu.
"Sivil halkı korumak bahanesiyle teröristleri korumak kabul edilemez"
"Üçlü formatta yaptığımız görüşmeler yapıcı havada gerçekleşti. Ortak bildirimizi kabul ettik orada. Rusya-Türkiye-İran terörizmle mücadelede çabalarına devam edecek. Bu hedeflerine ulaşmak için Astana formatının imkanlarını kullanacağız. Suriye'de yaşamın normalleşmesi için yapıcı oluyor bu format. Uluslararası toplantılar yapacağız. Bu toplantıları, Suriye hükümeti, BM, 3 garantör ülkenin temsilcileri ile yapacağız. Rusya Hava Kuvvetleri'nin desteğiyle batı bölgesi terörizmden temizlenecek. İdlib bölgesinde kademeli olarak durumun istikrara kavuşmasını görüştük. Özellikle Erdoğan'ın teklifiyle bütün taraflara silahları bırakma çağrısında bulunduk. Sivil halk korunması bahanesiyle teröristleri korumak ve Suriye hükümetine zarar vermek kabul edilemez.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açıklamasından satır başları şöyle:
"Sizlerle bir arada olmaktan memnuniyet duyuyorum. Ruhani'ye ev sahipliği için şükranlarımı sunuyorum. Zirveden çıkacak sonuçlar tüm dünya tarafından bekleniyor. Alacağımız kararlar bize bu beklentileri boşa çıkarmayacağına inanıyorum.
"Astana ruhunun özünde askeri müştereklerde buluşma iradesi göstermemiz vardır. Bu müşterekler ise Suriye'nin siyasi birliğinin sağlanması, toprak bütünlüğünün korunması ve ihtilafa barışçıl çözüm bulunmasıdır. Bu amaçla baştan beri sahada şiddetin durdurulmasını ve siyasi sürecinin önünün açılmasını hedefledik. Aynı anlayışa Cerablus, El Bab ve Afrin gibi yerlerde sahaya inerek kendi askerimizin kanı pahasına teröristleri temizledik.
"Mültecilerin evlerine dönebileceği şartları hazırlamaya çalıştık.
"Zamanla gerginliği azaltma bölgeleri farklı bahanelerle tasfiye edildi. Geriye sadece İdlib kaldı. Muhalefet, bölgelerin tesisinin ardından yaşanan gelişmeler nedeniyle bu konuda aldatıldıklarını düşünüyorlar. Şehitler verdiğimiz bu sürecin şu anda çok riskli bir yere geldiğini görüyoruz. İdlib sadece Suriye'nin siyasi geleceği için değil, bizim milli güvenliğimiz ile bölgenin barışı için de hayati öneme sahip.
"Esed rejimine bırakılmasına razı gelemeyiz"
"Bölgede kurduğumuz 12 gözlem noktasının sahadaki anlamlarından biri de Türkiye'nin İdlib halkına can güvenlikleri konusunda güvence vermiş olmasıdır. Kendi halkına yönelik katliamları hâlâ aklımızda olan Esed rejimine bırakılmasına razı gelemeyiz. Her ne gerekçe ile olursa olsun İdlib'e yapılacak bir saldırı katliamla ve insani dramla sonuçlanacaktır. 3.5 milyonu aşkın sivilin tamamını bundan etkilenecektir.
"Sivillerin gidecek başka yerleri olmadığı için milyonlarcası bizim sınırımıza dayanacaktır. Türkiye, mülteci ağırlama kapasitesini doldurmuştur. İdlib'deki bazı terörist oluşumlardan kaynaklanan endişeyi anlıyoruz. Benzer kaygıları bizler de duyuyoruz. İdlib gibi her şeyin iç içe olduğu bir yerde teröristlere karşı mücadelede zaman ve sabır gerektiren yöntemlere ihtiyaç var.
"İdlib'in kan gölüne dönmesini asla istemiyoruz"
"Daha fazla çaba göstermeye hazırız. İdlib'in kan gölüne dönmesini asla istemiyoruz. Siz dostlarımızdan da bize destek olmanızı bekliyoruz. Bu çerçevede Rus dostlarımızın rahatsızlık duyduğu unsurları, saldırılara girişemeyecekleri yerlere çıkmayı deneyebiliriz.
"Astana'nın itibarının sınanacağı son fırsattır"
"Meseleyi Astana ruhuna uygun şekilde çözmeyi hedeflemeliyiz. Astana'nın itibarının sınanacağı son fırsattır. İdlib'in akıbeti konusunda varacağımız anlayış, Suriye bağlamında işbirliğimizi de şekillendirecek. Türkiye'nin kararlılığının doğru anlaşılmasını özellikle rica ediyorum. Ülkemizin ve kardeşimiz olarak gördüğümüz Suriye'yi ilgilendiren bir konuda tavrımız bellidir.
"Astana garantörlerinin Suriye'de yeni bir kriz yaşanmayacağının garantisini vermesi, bu zirveden mesaj olarak verilmelidir. Dünya, gözlerini buraya çevirmişken Fırat'ın doğusunda arzu etmediğimiz gelişmeler yaşanıyor.
"ABD'nin 20 bine yakın TIR'ı bölgeye göndermesi terör örgütünün ne denli güçlendiğinin açık ifadesidir"
"Artık IŞİD tehdidi ve tehlikesi kalmamış olmasına rağmen ABD'nin bir diğer terör örgütünü güçlendirmesinden fevkalede rahatsızız. ABD'nin 20 bine yakın TIR'ı bölgeye göndermesi, 3 bine yakın kargo uçağını bölgeye göndermesi bu terör örgütünün ne denli güçlendiğinin açık ifadesidir. Suriye rejiminin de katılmasıyla güçlenen terör örgütüyabancı güçlerin desteğiyle kalıcı olmaya çalışıyor.
"Bu durum bizim milli güvenliğimizi ilgilendirmekle kalmıyor, Suriye'nin geleceğine de tehlike oluşturuyor.
"Bu durum bizim milli güvenliğimizi ilgilendirmekle kalmıyor, Suriye'nin geleceğine de tehlike oluşturuyor.
"Tehdidin kaynağına ve boyutuna göre adımlar atacağız"
"Bütün girişimlere ayrım yapmadan ortak tavır almalıyız. Ülkenin bir bölümünde sergilenen hassasiyetlerin, başka bir yerde sergilenmiyor olması mücadeleye bakışı olumsuz etkiliyor.
"Türkiye, güvenlik sağlanana kadar bölgedeki varlığını sürdürmeye kararlıdır. Tehdidin kaynağına ve boyutuna göre adımlar atmaya devam edeceğiz.
"Kimyasal silahlarla ilgili tavırlar koyuyoruz, doğrudur, yerindedir"
"Bir konuyu da gündeme getirmem gerekiyor: Kimyasal silahların yasaklanması sözleşmesi 1915'te imzalandı. 1917'de örgüt kuruldu. Kimyasal silahlarla ilgili tavırlar koyuyoruz, doğrudur, yerindedir. Kimyasal silahlarla ölenlerin sayısına baktığımız zaman bin, 2 bin, 5 bin kişiyi görüyoruz. Konvensiyonel silahlarla öldürülene baktığımız zaman on binler yüz binler görüyoruz.
"Neticesi ölüm olunca konvensiyonel olsa ne fark eder kimyasal olsa ne fark eder?
"Bu zirveden çıkacak sonuçların, Suriyeli kardeşlerime hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum ve bu 12 maddelik sonuç bildirgesi var.
"Benim şu anda üzerinde durmak istediğim İdlib’deki bombardımanların artık bir ateşkese şu anda adım atılmasında büyük faydası var. İdlib halkı ciddi manada bir korku, sivil halkı kastediyorum, burada bir göç başladı tekrar. Bunların da tabii gidebildikleri yer, bizim sınırlara doğru geliyorlar. Bir ateşkesin sağlanması ve terör gruplarına karşı alınabilecek tedbirleri yine birlikte yapalım… Burada istihbarat örgütlerimizin çalışmaları önem arz ediyor.
"Ateşkesin sağlanması çok çok önem arz ediyorum. Benim söyleyeceğim son söz budur.
"Bugün burada bir ateşkes ilanı yapabilirsek inanıyorum ki bu zirvenin en önemli adımlarından birisi bu olacak. Sivilleri ciddi manada huzurlu kılacaktır. Bu konu ile ilgili bir adımın atılması bu zirvenin de zaferi olacaktır.
"Burada ateşkes ifadesi yer alacak olursa yapılacak açıklamada çok daha isabetli olacaktır. 3. maddeyi güçlendirir. 3. madde çok diplomatik...
"Hepsi için 'Silahı bırakın' çağrısını zirveden yapmış olalım.
"Başkaları gibi geriye yaslanıp yangını seyretmek yerine söndürmenin yolunu arıyorü, bunun için elimizi taşın altına koyuyoruz.
"İdlib adete tüm Suriye'nin küçük ber modeli konumundadır. Burada atılacak menfi ayrgılar her tarafta ihssedilecektir.
"İdlib meseles yeni acılara gerginliklere mahal vermeden astana ruhuna sağdık kalınarka çözülmelidir. Astanada mutabakata vardığımız ilçelerin muhafazası mühimdir.
"Tahran'daki ortak bildiride Suriye ihtilafına askeri çözüm getirilemeyeceği ve ihtilafın siyasi süreç yoluyla sona erdirileceği inancı yenilendi.
"Özellikle silahların bırakılmasını sağlamaya yönelik buradan çıkan mesaj, artık terör gruplarına çok kararlı bir duruşun ifadesidir"
12 maddelik Tahran Bildirisi:
1. Astana formatının Ocak 2017’den bu yana sağladığı başarılardan, özellikle de Suriye Arap Cumhuriyeti genelindeki şiddetin azaltılmasında katedilen ilerlemeden ve ülkede barış, güvenlik ile istikrara yapılan katkıdan duydukları memnuniyeti ifade etmişlerdir.
2. Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile BM Şartı’nın amaç ve ilkelerine olan kuvvetli ve devam eden taahhütlerini vurgulamış ve bunlara herkes tarafından saygı gösterilmesi gerektiğinin altını çizmişlerdir. Kim tarafından gerçekleştirildiğine bakılmaksızın, hiçbir eylemin bu ilkelere halel getirmemesi gerektiğini yinelemişlerdir. Terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişimi reddetmiş, Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğü ile komşu ülkelerin ulusal güvenliğini zayıflatmayı amaçlayan ayrılıkçı gündemlere karşı durma kararlılıklarını ifade etmişlerdir.
3. Sahadaki güncel durumu ele almışlar, 4 Nisan 2018 tarihinde Ankara’da yapılan son toplantılarının ardından Suriye Arap Cumhuriyeti’yle ilgili meydana gelen gelişmeleri değerlendirmişler ve aralarındaki mutabakat uyarınca üçlü eşgüdümü sürdürmek hususunda hemfikir kalmışlardır. Bu çerçevede, İdlip gerginliği azaltma bölgesindeki durumu görüşmüşler ve bu konuyu yukarıda belirtilen ilkelere ve Astana formatını tanımlayan işbirliği ruhuna uygun olarak ele almayı kararlaştırmışlardır.
4. BM Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan DAEŞ, Nusra Cephesi ile El Kaide veya DAEŞ’le bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler ve oluşumların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla aralarındaki işbirliğini sürdürme kararlılıklarını teyit etmişlerdir. Terörle mücadelede, yukarıda belirtilen terörist grupların ateşkes rejimine katılmış veya katılacak olan silahlı muhalif gruplardan ayrıştırılmasının sivil zayiatın önlenmesi bakımından da dahil olmak üzere büyük önem arzettiğinin altını çizmişlerdir.
5. Suriye ihtilafına askeri çözüm getirilemeyeceğine ve ihtilafın yalnızca müzakere edilmiş bir siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğine dair inançlarını yinelemişlerdir. Siyasi sürecin Soçi’de düzenlenen Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nin kararları ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu olarak ilerletilmesi amacıyla aralarındaki aktif işbirliğini sürdürme kararlılıklarını teyit etmişlerdir.
6. Suriyelilerin öncülüğünde ve sahipliğinde bir siyasi çözüme ulaşma sürecini ilerletme amaçlı ortak çabaları sürdürme konusundaki kararlılıklarını yinelemişler ve Anayasa Komitesi’nin kurulması ile çalışmalarının başlatılmasına yardımcı olmaya yönelik taahhütlerini vurgulamışlardır. Kıdemli memurları ile Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Suriye Özel Temsilcisi arasındaki yararlı istişarelerden duydukları memnuniyeti vurgulamışlardır.
7. Bütün Suriyelilerin normal ve huzurlu bir hayata yeniden kavuşmalarına ve acılarının hafifletilmesine yönelik tüm çabalara destek olma ihtiyacını vurgulamışlardır. Bu bağlamda, ilave insani yardım göndermek, insani mayın temizliği faaliyetlerini kolaylaştırmak, sosyal ve ekonomik tesisler de dahil olmak üzere temel altyapı unsurlarını eski haline getirmek ve tarihi mirası korumak suretiyle Suriye'ye yapılan yardımı artırmaları için başta Birleşmiş Milletler ve insani ajansları olmak üzere uluslararası topluma çağrıda bulunmuşlardır.
8. İhtiyaç duyan tüm Suriyelilere hızlı, güvenli ve kesintisiz insani erişim sağlanmasını kolaylaştırma yoluyla, sivillerin korunması ve insani durumun iyileştirilmesini hedefleyen ortak çabaları sürdürmedeki kararlılıklarını yinelemişlerdir.
9. Sığınmacıların ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin Suriye'de ikamet ettikleri asıl yerlere güvenli ve gönüllü olarak geri dönüşleri için gerekli şartların oluşturulması ihtiyacının altını çizmişlerdir. Bu amaçla, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ve diğer uluslararası uzmanlık kuruluşları da dahil olmak üzere, ilgili tüm taraflar arasındaki eşgüdüm ihtiyacını vurgulamışlardır. [Suriyeli mülteciler ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişiler hakkında uluslararası bir konferansın toplanması fikrini değerlendirmek hususunda mutabık kalmışlardır.]
10. BM ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) uzmanlarının katılımıyla yürütülen, alıkonulanlar/kaçırılanların serbest bırakılması, cenazelerin teslimi ve kayıp şahısların tespiti Çalışma Grubu’nun faaliyetlerindeki ilerlemeyi memnuniyetle karşılamışlardır.
11. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin’in daveti üzerine, bir sonraki toplantılarını Rusya Federasyonu’nda yapmayı kararlaştırmışlardır.
12. Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanları, Tahran’daki Üçlü Zirve’ye evsahipliği yapmalarından ötürü İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Hasan Ruhani’ye içten teşekkürlerini sunmuşlardır.