Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partilere çağrıda bulunarak, "Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını darbe anayasasıyla değil, bu ülkeye ve milletimize yakışan yeni sivil bir Anayasa ile karşılayalım" dedi.
Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu.
"TBMM'yi yeni ve tarihi bir görev daha bekliyor"
Erdoğan"Dünyada halkının Kurtuluş Savaşı'nı bizzat yürüten, yeni devletini bizzat kuran, hizmete devam eden pek az Meclis vardır. Böyle bir Meclis'e sahip olmakla ne kadar övünsek azdır. TBMM'yi yeni ve tarihi bir görev daha bekliyor. Reform paketimizin çatısını oluşturan yeni Anayasa teklifimizi Kabine toplantımızın ardından milletimizle paylaştık. MHP'nin de olumlu bakmasıyla Türkiye tarihinde ilk defa sivil anayasa hazırlama şansına sahip olmuştur. Yeni anayasamızın Cumhuriyetin 100'üncü yılı hedeflerini taçlandıracağına inanıyorum." diye konuştu.
"Kendini devletin ve milletin üstünde gören kibir abidelerinin saldırılarına şahit olduk"
Erdoğan, "Tek parti dönemi faşizminin ardından 1960 darbesinin, 1980 darbesinin gölgesinde hazırlanan anayasaların yarattığı sorunların ülkemize ağır sonuçları olmuştur. Milli iradenin etkisini sınırlayan bu anayasaların ruhuna işleyen çarpıklık giderilememiştir. Uzun süreli iktidar dönemleri bile bu sıkıntıları çözmeye yetmemiştir. Adını utanmadan Cumhuriyet Mitingleri koydukları gösterilerle kendini devletin ve milletin üstünde gören kibir abidelerinin saldırılarına şahit olduk. Faşist zihniyetle yol yürümekle çekinmeyenlerin Meclis'e nasıl ayar vermeye çalıştıklarını unutmadık. Partimize kapatma davasına belge üretme peşine düşenleri de unutmadık." ifadesini kullandı.
"Darbe anayasasının ruhundan kaynaklanan anaforlar bir türlü bitmek bilmedi"
Erdoğan, "Türkiye son 7-8 yılda yeni işgal girişimiyle karşı karşıya kaldı. Hamd olsun, bu ihanetlerin hepsi aziz milletimizin sinesine çarparak paramparça oldu. Yönetim sistemimizi de rehabilite etmek için çalıştık. 15 Temmuz darbe teşebbüsünün ardından ülkemizi yeni bir yönetim sistemine kavuşturmayı başardık. Darbe anayasasının ruhundan kaynaklanan anaforlar bir türlü bitmek bilmedi." görüşünü savundu.
"Milletimizin samimi ilgisi ve yüksek beklentisi de yeni anayasayı kamuoyuna sunma konusunda cesaretlendirmiştir"
Erdoğan, "Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde de buna şahit olduk. Yeni yönetim sisteminin birinci yılı ardından yapılan kapsamlı analizde bununla yüzleştik. İnsan Hakları Eylem Planı'nda da bunu gördük. Attığımız her adımda meselenin yamalarla, restorasyonlara çözülemeyeceği gerçeğiyle karşılaştık. Geçmişte aynı tespitlerle Meclis'te yeni bir Anayasa çalışması başlatmıştık. Tüm partilerden eşit sayıda üyenin katılımıyla bir komisyon kurarak ilk adımı atmıştık. Bu samimi adımımız CHP'nin işi yokuşa sürmesiyle akamete uğramıştı. Bugün artık hem vesayeti kırmış, hem darbe heveslilerine mesajını vermiş bir Türkiye var. Daha sağlam bir çatıya ihtiyaç var. Milletimizin samimi ilgisi ve yüksek beklentisi de yeni anayasayı kamuoyuna sunma konusunda cesaretlendirmiştir." düşüncesini dile getirdi.
Erdoğan konuşmasında şunları kaydetti:
"Anayasalar mümkünse toplumun tamamının ama kahir ekseriyetinin desteğini almak zorundadır. Tercihimiz tüm siyasi partilerimizin bu sürecin içinde yer alamsıdır. Bunun için sonuna kadar samimi bir gayret göstereceğiz. Ancak kimi siyasi partiler kendini sürecin dışında tutsa bile biz milletimizin yeni Anayasa çalışmalarının içinde olmalarını temin edeceğiz. Bunun için acele etmeden her kesimle istişareleri yaparak bir Anaysa metni ortaya çıkarmalıyız. Bu öyle bir metin olsun ki Türkiye Cumhuriyeti'nin 150'nci 200'üncü yılları kutlanırken, tarihi dönüm noktası olarak gösterilsin. Bu böyle bir metin olsun ki Anayasa literatüründe örnek gösterilsin.
"Türkiye'ye ilk sivil anayasayı kazandırmaya da hep birlikte nail olacağız"
Türkiye'ye 18 yılda Cumhuriyet tarihinde görülmemiş hizmetler kazandırmış bir kadro olarak ilk sivil anayasayı kazandırmaya da hep birlikte nail olacağız. Bu konuda en önemli görev TBMM ve Cumhur İttifakı'na ve AK Parti'ye düşecektir. Cumhur İttifakı olarak tam bir anlayış içinde olduğumuzu görüyoruz.
"Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını darbe Anayasası ile değil, sivil Anayasa ile karşılayalım"
İnsan Hakları Eylem Planı ile ve Anayasa konusunda özet bir çerçeve ortaya koyacağız. Siyasi partilere, akademisyenlere, STK'lara, medya kuruluşlarına çağrıda bulunuyorum. Gelin hep birlikte yeni Anayasa konusunda tekliflerimizi hazırlayalım ve tartışalım. Vizyoner bir bakış açısıyla, hüsnü niyetle bunları milletimizle paylaşalım. Nihai olarak milletimizin önüne en kapsayıcı, en ufku geniş, ülkeyi en uzun süre taşıyacak metni koyalım. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını darbe Anayasası ile değil, sivil Anayasa ile karşılayalım. Biz en yapıcı katkıyı sunmakta kararlıyız. Yeni anayasamızın şimdiden ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
"Salgından olumsuzluk etkilenen her vatandaşımızın sıkıntısını biliyoruz"
Dünya salgın tehdidinin ve tedbirlerinin yol açtığı ağır sonuçlarla yüzleşiyor. Biz hem sağlık altyapımızın ve sistemimizin gücü, ekonomik ve sosyal tedbirlerle daha az hasarla atlatıyoruz. Batılı ülkeler baş etmek zorlanırken, biz salgın sonrası dönemi hazırlıklarına başladık. Salgından olumsuzluk etkilenen her vatandaşımızın sıkıntısını biliyoruz. Bu sıkıntıların çözümü için yeni destek programları geliştiriyoruz. Hiçbir vatandaşımızın kendisini sahipsiz hissetmemesi için tüm imkanları harekete geçirdik.
"Ulaşım ve enerjide geldiğimiz seviyeyi herkes takdir ediyor"
Polisimiz, bekçimiz, jandarmamız, öğretmemiz, imamımız vatandaşımızın evine kadar giderek yardımcı oluyor. Sosyal Koruma Kalkanı kapsamında verdiğimiz destekler 51 milyar lirayı geçti. Her kesimden insanımıza destek olmak için yüzlerce milyar liralık kaynağı milletimizin hizmetine sunduk. Sağlıkta hizmete açtığımız hastaneler bile birçok ülkenin toplam kapasitesini aşıyor. Ulaşım ve enerjide geldiğimiz seviyeyi herkes takdir ediyor.
"Belediyelerimiz de salgın döneminde farklarını hissettirdi"
Belediyelerimiz de salgın döneminde farklarını hissettirdi. Geçtiğimiz günlerde televizyonda hepiniz izlediniz. İzmir’de yaşanan yağışlar sonucu yaşanan sel felaketiyle ilgili bir habere benim de gözüm ilişti. Sel felaketinin ardından nasıl olduysa hatırladı, İzmir’i ziyaret eden CHP Genel Başkanı’na esnaf kardeşim, ‘Altyapı İzmir’de gerçekten bitik. Vatandaş, esnaf olarak canım yandı. Burada 35 senedir CHP var, lütfen altyapıyı düzeltin” siteminde bulundu.
"İzmir Büyükşehir Belediyesi böyle bir borçlanma hakkına sahip değil"
İzmir’deki Çiğli tramvayı temel atma töreninde konuşan Kılıçdaroğlu, kendi belediyesinin hazineden daha uygun şartlar borçlandığını övünerek anlatıyordu. İzmir Büyükşehir Belediyesi zaten bütçesinin 2,5 katı borçlu belediye olarak böyle bir borçlanma hakkına sahip değildir, Bay Kemal. Bunları öğren.
Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na: Hepten cahil!
Kılıçdaroğlu ekonomiden ve rakamlardan anlayan birisi olmadığı için hazinenin altyapı yatırımları için sağladığı kredilerinin şartlarının kendi bulduklarını iddia ettikleri krediden daha uygun olduğunu da bilmiyor. Hepten cahil!
Gerçi bunların hangi yalanlarını, iftiralarını düzelteceğimizi bilmiyoruz. Bunları görünce 1994 yılında İBB Başkanlığı’na seçildiğimiz günleri hatırladım. Bak sayın Kılıçdaroğlu şunları iyi bil, Hazine ve Maliye Bakanlığı herhangi bir tahvil müsaadesi vermeden belediye borçlanmaya gidemez. Bu sonunda bana gelir, ben onamadan yine aynı şekilde böyle bir dış borçlanmayı yapamaz. Hatta ve hatta eski belediye başkanı Aziz Bey’e sorarsanız anlatır. Bundan sonra da sen bu yanlışla gidecek olursan burada soru işaretleri akmaya başlar."
"CHP'li belediyelerin olduğu şehirlerde meseleler görülmeye başlandı"
İstanbul'u sokakları çöpten geçilmeyen, ulaşım felç, havası kirli, insanları sahipsiz bir şehir olarak devralmıştık. El ele verip, birkaç yıl içinde şehrin tüm sorunlarını çözüm yoluna koyduk. CHP belediyesinden devralmıştık. Bu meselelerin bazıları yeniden hortlamaya, CHP'li belediyelerin olduğu şehirlerde görülmeye başlandı.
"Milletimize bunları hatırlatmak şart"
Bu ülkede kimin hizmet, kimin eser, kimin istismar siyaseti yaptığı bu örneklerle ayan beyan ortaya çıkmıştır. Öyle zannediyorum ki ayda bir bazı başlıklarda grup toplantısını görüntülerle gerçekleştireceğim. Devamlı hatırlatmamız gerekiyor. Milletimize bunları hatırlatmak şart.
"İzmir'e suyu biz getirdik, DSİ'ye verdiğim talimatla"
Bunlarda yalan bol, işte görüyorsunuz İzmir'in hali ortada. 35 yıl insan altyapı yapmaz mı? İzmir tüm altyapı ve kaçak yapılarıyla çökmüş vaziyette. İzmir gibi güzel şehrimizin halini görünce 'Eyvah' diyorum. Ne iş yapıyorsunuz? İzmir'e suyu biz getirdik, DSİ'ye verdiğim talimatla. Halk benim halkım.
Aklı erdiği günden beri bu partiye hizmet etmiş kişileri dahi isyan ettirecek istikamet sapmasına uğramış olan şu andaki CHP, siyasetin nice önemli isimlerinin CHP’si midir? Siyasetteki rekabeti kendi ülkesini felaketini dileyecek, kendi halkını aşağılayıp azarlayacak seviyesizliğe indiren şu anki CHP, adını aldığı kavramların CHP’si mi? ABD ve AB’den demokrasi dilenen, oradan kulağına üflenenleri içeride tekrarlamayı siyaset sanan şu andaki CHP, yıllarca emperyalizme karşı yumruk sallayanların CHP’si mi?
" Karikatür bir tiple, bir adamcağızla karşı karşıyız"
CHP’nin başındaki zat yüzsüz ve onursuz bir yöntemi ısrarla partisine ve ülkeye dayatıyor. Bu zatın aynı hezeyanları ısrarla tekrarlamasını acı bir tebessümle seyrediyoruz. Yalanla mutlu olan, iftirayla beslenen, yüzü kızarmayan, vicdanı sızlamayan karikatür bir tiple, bir adamcağızla karşı karşıyız.
Yeni yönetim sistemizde kabinenin nasıl kurulduğunu idrak edemeyen bu zat bakanların atamayla geldiğini söylüyor. Yeni sistemde bakanlar CHP’nin genel başkanları gibi kasetle gidip kasetle gelmiyor, milletin seçtiği cumhurbaşkanı tarafından atanıyor.
"Biz hiçbir partinin iç işlerine karışmayız, kendimizinkine de özellikle karışılmasını istemeyiz"
Biz hiçbir partinin iç işlerine karışmayız, kendimizinkine de özellikle karışılmasını istemeyiz. Geçmişte vekil ödünç verme yöntemiyle siyaseti zehirleyen CHP ilkelerimizi yerle bir etmiştir. Seçim bölgelerinize sıkı sıkı sahip çıkın. Artık kongrelerimiz büyük oranda bitti, bitiyor. İnşallah martın sonu gibi büyük kongremizi yapacağız.
"Kıbrıs'ta iki devletli çözüm dışında çözüm kalmamıştır, artık federasyon mederasyon yok"
Kıbrıs meselesi Türk ve Kıbrıs halklarının ortak davasıdır. Miçotakis meydan okudu. Sen meydan okuduktan sınsa biz nasıl bir araya gelelim? Önce haddini bileceksin. Masayı tekmeledin, masadan kaçtın, biz masadaydık. Neyinizi güveniyorsunuz ya? Türkiye dimdik ayaktadır. Gereğini de gerektiği zaman yapmasını bilir. Miçotakis, o güvendiğin dağlara kar yağdı kar. Onun için çılgın Türklere inanacaksın. Artık iki devletli çözümden başka Kıbrıs’ta çıkış yolu kalmamıştır. Artık federasyon mederasyon diye bir şey yok, geçin artık o işi.
Kıbrıs Türklerinin yarım asırdır adada süren çözümsüzlüğün mağduru olmasına daha fazla izin vermeyeceğimizi tüm dünya bilmelidir.