Dünya

Erdoğan 'Türk modeli'nin vücut bulmuş hali WASHINGTON (A.A)

09 Aralık 2011 10:44
-Erdoğan 'Türk modeli'nin vücut bulmuş hali WASHINGTON (A.A) - 09.12.2011 - ABD'li gazeteci David Ignatius, ABD Başkanı Barack Obama ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasındaki dostluğun Toronto'daki G-20 Zirvesi'ndeki ''açık sözlü'' konuşmanın ardından başladığını yazdı.  ABD'li gazeteci David Ignatius, ABD Başkanı Barack Obama ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasındaki dostluğun Toronto'daki G-20 Zirvesi'ndeki ''açık sözlü'' konuşmanın ardından başladığını yazdı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos'ta katıldığı panelin moderatörlüğünü yapan Ignatius, Washington Post gazetesindeki yazısında, ABD Başkanı Barack Obama'yı ''serinkanlı ve temkinli'', Başbakan Erdoğan'ı da ''grurlu ve bazen de çabuk sinirlenen'' biri olarak tanımladı. Ignatius, normal şartlarda bu iki liderin ''partner'' olmasının pek muhtemel olmadığını belirtti. Ignatius, şunları yazdı: ''Erdoğan ve Obama, bu yıl içerisinde 13 kez telefon görüşmesi yaptı. İkili, dost olarak başlamadılar ama geçen yıl Toronto'daki açık sözlü sohbetin ardından öyle oldular. Ortaya çıkan ilişki, Obama'nın 'karşılıklı saygı ve karşılıklı çıkar' şeklindeki basit formülasyonunun örneğini oluşturuyor. Arap dünyasındaki karışıklıklara etki etmek ama aynı zamanda da geri planda kalmak isteyen bir yönetim için Erdoğan, mükemmel bir aracı oldu. Erdoğan'ın, Arap dünyasında, özellikle de Arap devrimlerinin güç kazandırdığı Müslüman Kardeşler ve diğer islami partiler arasında yüksek itibarı var ve Kissinger'vari bir hırsa sahip bir Dışişleri Bakanı var. Erdoğan, 'Türk modeli'nin vücut bulmuş hali: serbest piyasaya bağlı ve sağlam, Amerikan yanlısı bir ordu tarafından desteklenen, güçlü bir İslami iktidar partisi. Amerikan yönetiminden birçok yetkili bu modeli Mısır ve komşuları için en iyi umut olarak görüyor.'' -İsrail'in rahatsızlığı- Görüşmede iki liderin birkaç saat boyunca, ''dünyada gelişen eğilimler ve müttefik olmanın ne anlama geldiği'' konularında uzun bir konuşmaya daldıklarını anlatan Ignatius, yazısına şöyle devam etti: