Gündem

Erdoğan: Esed Suriye'de Kürtlere kimlik vermiyordu, şimdi kuzu sarması oldular

"Mensubu olduğum, şeref duyduğum dinimin içinden çıkan bu örgütleri lanetliyorum"

19 Kasım 2015 12:13

Suriye'de Beşşar Esad yönetiminin IŞİD ve PYD'yi kullandığını öne süren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Esed’le IŞİD ilişki içinde. IŞİD’den petrol alıp bunu paraya çeviriyor. Bunu görmemek için kör olmak lazım. PYD’yle Esed ilişki içinde. Esed’le görüşmelerimizin iyi olduğu dönemde Suriye’de Kürtlere kimlik vermiyordu. Biz diyorduk; “Bunlar senin vatandaşın. Kimlik ver” diye. Şimdi kuzu sarması oldular" diye konuştu.

"Terörizm herhangi bir dinle, uygarlık ya da etnik bir grupla ilişkili hale getirilemez" diyen Erdoğan, "Hangi dinden olursa olsun, hiçbir dine olumsuz insan tipleri üzerinden yargılama yapamayız. Bunların Müslümanların arasından çıktığı gibi Hıristiyanların da Musevilerin arasından da çıkar. Mensubu olduğum, şeref duyduğum dinimin içinden çıkan bu örgütleri lanetliyorum"  görüşünü dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Grand Tarabya Oteli'nde düzenlenen Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi Açılış Töreni'nde konuştu.

Erdoğan'ın konuşması şöyle:

Yaklaşık 35 yıldır biz terörle mücadele ediyoruz. Grift boyutları olan hadiseler tüm dünya için uzun vadeli sonuçlar doğurabilecek niteliktedir. 

Maalesef Türkiye onurlu mücadelesinde yalnız bırakılmıştır. Yaklaşık 5 yıldır 2,5 milyon göçmenin yol açtığı ekonomik ve sosyal yükün tamamını tek başımıza biz sırtlandık.

Sadece Suriyeliler için kamplarda 8,5 milyar dolar harcadık. 280 bin kişi yaşıyor bu kamplarda. Kalanlar şehirlerde. Bunun sosyolojik, psikolojik travmasını düşünebiliyor musunuz? 

Bunları düşündüğümüz zaman, insanlık “Türkiye nasıl olsa bunun üstesinden gelir” deme hakkına sahip mi? Biz 35 yıldır hem içimizde terörle mücadele ettik, hem de mültecilere kapımızı açtık. Varil bombaları altındaki o insanlara kapımızı kapayamazdık. Sivil toplum kuruluşlarımız ve hayırsever vatandaşlarımız parayla mukayese edilemeyecek yardımlar yapıyor. Buna karşılık uluslararası toplum, bilhassa Avrupa görmezden gelmekle kalmadı, krizi daha da derinleştirecek bir tutum içine girdi. Paris’teki terör eylemleri bizi yeni bir yol ayrımına getirdi. G20’de bu meseleyi enine boyuna konuştuk. Hem yaptığım ikili görüşmelerde ki 17 ülke lideriyle başa baş görüştüm, değerlendirme fırsatım oldu.

Terörizmin herhangi bir dinle, uygarlık ya da etnik bir grupla ilişkili hale gelemeyeceğini özellikle belirttik. Ben bir Müslümanım. İslam, “sim” kelimesinden yani barıştan türemiştir. DAİŞ denilen bir terör örgütü var. Nereden türedi? El Kaide’den. Bunun yanında ülkemin içinde PKK gibi terör örgütleri var. Suriye’nin kuzeyinde PYD gibi, YPG gibi. Afrika’da Boko Haram var. Hangi dinden olursa olsun... Hangi dinden olursa olsun, hiçbir dine olumsuz insan tipleri üzerinden yargılama yapamayız. Bunların Müslümanların arasından çıktığı gibi Hıristiyanların da Musevilerin arasından da çıkar. Mensubu olduğum, şeref duyduğum dinimin içinden çıkan bu örgütleri lanetliyorum. Dünya Müslümanları olarak halkı Müslüman olan ülkelerin liderlerini tavır koymaya davet ederken aynı şekilde ilim adamlarını, hatta din adamlarını tavır koymaya davet ettik.

Ankara saldırısı olunca uyardım. Bugün bu kapıyı çalan terör, yarın sizin kapınızı çalar. Nitekim, Paris'te kapıyı çaldı. Paris'te biter mi, gider başka yerde de çalar.

 

'Kimlik vermiyordu, şimdi kuzu sarması oldular'

 

Esed’le IŞİD ilişki içinde. IŞİD’den petrol alıp bunu paraya çeviriyor. Bunu görmemek için kör olmak lazım. PYD’yle Esed ilişki içinde. Esed’le görüşmelerimizin iyi olduğu dönemde Suriye’de Kürtlere kimlik vermiyordu. Biz diyorduk; “Bunlar senin vatandaşın. Kimlik ver” diye. Şimdi kuzu sarması oldular.

 

 

'Avrupa'ya ekonomik ve
sosyal hareketliliği Türkiye getirecek'

 

Avrupa'nın ihtiyaç duyduğu ekonomik ve sosyal hareketliliği AB'ye üye olması halinde sağlayacak ülke Türkiye'dir. Yakın coğrafyamızdaki sorunlara rağmen güçlü demokrasimizle geleceğe umutla bakıyoruz. Enerjinin çeşitlendirilmesi şart. Enerji, kalkınma planlarımızın en önde gelen konularındandır. Dünyada enerji haritasının değiştini görüyoruz. Enerji üreten ve tüketen ülkelerin kavgaşında bulunması ülkemize sorumluluk yüklüyor. AB ile planladığımız Nabucco Projesi AB'nin finansman ve kaynak sorununu çözmemesinden dolayı yürümedi. G20 sonrasında ortaya çıkan Antalya eylem planı, enerjinin ele alınması bakımından çok önemlidir.