Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başkanlık sistemi tartışmaları üzerinden yapılan "tek adamlık" ve "diktatörlük" eleştirilerine ilişkin olarak, "Seçimle başa gelmiş, hesabını millete verenden tek adam da çıkmaz, diktatör de" diye konuştu.
Erdoğan, ATO Congresium'da, Türkiye Pazarcılar, Meyveciler ve Sebzeciler Federasyonu üyeleriyle bir araya geldi.
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
Sözlerimin hemen başında vefatının altıncı yılına ulaştığımız merhum Muhsin Yazıcıoğlu kardeşime Allah’tan rahmet diliyorum. Savunduğu değerler ve mücadelesiyle örnek bir şahsiyet olarak gördüğüm Yazıcıoğlu’nun vefatı milletimiz için büyük bir kayıp olmuştur. Yine geçtiğimiz ay vefat eden annesi Fidan Yazıcıoğlu’na da rahmet diliyorum.
Uçak kazasında ölenleri andı
Dün Fransa’da bir alman havayolu şirketine ait yolcu uçağı düştü. Uçaktaki 144 yolcudan kurtulan olmadığı açıklandı. Bu kazada hayatını kaybeden yolcular için ülkelerine ve ailelerine başsağlığı diliyorum. Aynı kazada şu ana kadar alman uyruklu bir kardeşimizin de hayatını kaybettiği tespit edildi. Cenabı Allah’tan rahmet diliyorum.
Pazarcılık insanların toplu olarak yaşamaya başladıkları dönemden beri var olan, dünyanın en eski ve muteber mesleklerinden biridir. Peygamberimizin ‘hiçbir kimse kendi elinin emeğinden daha hayırlı bir lokma yememiştir’ diye ifade ettiği meslek de sizin mesleğinizdir. Pazarcı esnafımız sabahın erken saatlerinden akşamın geç saatlerine, pazardaki bütün her şeyini topladığı ana kadar yaz kış demeden yağmur çamur demeden alın teriyle emeğiyle çalışır. Siz pazarcı esnafının reklamı olmayabilir, gösterişli binaları, şatafatlı vitrinleri olmayabilir. Ama sizin milletimizin gönlündeki yeriniz inanın bunların hiçbiriyle mukayese edilmez.
‘Gönlümdeki pazar yerleri artık sokak arası değil’
Bunun için pazar kültürünü mutlaka yaşatmalıyız. Tabi benim gönlümdeki pazar yerleri artık geçmişte olduğu gibi öyle sokak arasında, araçların arasında, tozun kirin içinde tezgah kurulan yerler değildir. Ben haftanın diğer günlerinde de farklı amaçlar için de kullanılabilecek, çatısıyla, otoparkıyla, hem esnafımıza hem milletimize yakışan pazar yerleri arzu ediyorum.
‘Herkes üçe satarken beşe satarsan olmaz’
Ölçüde tartıyla hileyle kazanılan paranın bereketi olmayacağı gibi, bu tür davranışlar itibarı yani asıl sermayeyi de kısa sürede bitirir. Aynı malı herkes üç satarken, sen onlardan haberi olmayan müşteriye beşe verirsen bu da olmaz. Velinimetin olan müşteriye kötü davranırsan kendi elinle sonunu hazırlamış olursun. Emrolunduğun gibi dosdoğru olacaksın. Böyle durumlarla karşılaşan müşteri, bir süre sonra istikametini süpermarkete çevirir, sende güneşin yağmurun altında akşama kadar bekler durursun.
Devletin esnafımızın arkasında olması yetmez, esnafımızın da ahilik kültürüne sıkı sıkıya sarılarak milletimizle olan gönül bağlarını güçlendirmeleri gerekir.
Sizlerden beklentim varsa aranızdaki çürük elmaları ayıklayıp yolunuza devam etmenizdir. Bu şekilde hareket ettiğinizde inanın bu millet sizleri el üstünde tutar, size daha çok sahip çıkar. Bu defa markete değil AVM’ye değil pazar yerine gelir.
‘Çocuk yaşımda anacığım takardı beni koluna…’
Başbakan olduktan sonra, belediye başkanı olduktan sonra tabi ben Pazar yerin gidemiyorum. Ama ondan önceleri Kasımpaşa’da Cuma pazarındaydım. Çocuk yaşımda anacığım takardı beni koluna, tabi fileyi ben taşıyacağım, pazar yerine gider, sebze meyve alır koyardık fileye eve öyle giderdik.
Yeni Türkiye için yeni bir anayasaya ve başkanlık sistemine geçmeye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Başkanlık sistemine geçtiğimizde bilesiniz ki şu parlamentoda yaşanılanların diyebilirim ki büyük bir kısmı artık yaşanmayacaktır. Çok başlılık ortadan kalkacaktır, engellemeler ortadan kalkacaktır. Çok hızla koşan, sıçrayan bir Türkiye olacaktır.
3400 dolarda kaldık, biz görevi aldık hamdolsun 11 bin dolara kadar tırmandık. Şimdi kişi başına milli gelir 11 bin dolar. Hedefimiz bizim milli geliri 25 bin dolara çıkarmak, ne zaman 2023’te oraya ulaşmamız lazım.
‘Başkanlık sistemini Türkiye’ye taşımamız lazım’
10 yılda 20 yılda bir arıza veriyor, bu arızalardan bıktık. Tekleye tekleye bugünlere geldik. Artık bu sistemle yolumuza devam edemeyiz. Hızlı karar almaya ve uygulamaya imkan verecek yeni bir sistem ortaya koymalıyız. Günümüzde en yaygın uygulanan başkanlık sistemini Türkiye’ye taşımamız lazım.
G-20’nin içerisindeki ülkelerin en ileri olanlarının 10 tanesi başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Bunlar bu işi bilmiyor mu ya? Biz niye hayır diyoruz? bu adımı atmamız lazım.
Ben başkanlık dediğimde hemen başlıyorlar, tek adamlık, diktatörlük demeye. Arjantin’de ABD’de Meksika’da Fransa’da diktatörlük mü var? Onlar diktatör olmuyor da Türkiye’de niçin diktatörlük olsun?
Bu iş için 400 milletvekiline ihtiyaç var. 400 milletvekiliyle parlamento bu değişikliği yapacak güce ulaşacaktır.
Seçimle iş başına gelmiş bir başkandan, diktatör de çıkmaz tek adam da çıkmaz.