Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Saadet Partisi'ni "yutmak" için hamle yaptığını iddia etti.
Takan, "SP kaynaklarından ulaştığım bilgilere göre, Fatih Erbakan, yapılacak bir olağanüstü kongrede SP'ye katılmayı kabul etti. Fatih Erbakan kanadı, SP'den kendisi dahil Genel Başkan yardımcılıkları talep ediyor, Temel Karamollaoğlu'nun genel başkanlıkta kalması şartıyla" diye yazdı.
"Erdoğan'ın SP'yi yutma planları çerçevesinde Fatih Erbakan, yakın geçmişte peş peşe iki hamle yapmıştı" diyen Takan'ın, "Erdoğan, SP'yi yutmak için yeni hamle yaptı..." başlığıyla (16 Ekim 2018) yayımlanan yazısı şöyle:
Yaklaşan yerel seçimler öncesinde ittifakların durumu belirsizliğini koruyor. Cumhur İttifakı devam eder mi?.. Millet İttifakı ne olur?.. Bu soruların cevabı Papaz Brunson'un serbest bırakılışında saklı!.. "Hoppalaa bu da nereden çıktı?.." Emin olun, siyasetin ip uçlarını takip ettiğinizde, gölge oyunlarını sağlıklı bir kafayla seyrettiğinizde, kuklaları değil de oynatanların kim olduğunu aradığınızda siz de benden farklı düşünmeyeceksiniz...
Cumhur ittifakının heyetler arası görüşmelerini bugünlük bir tarafa bırakalım. Siyasetin gölge oyununa Millet İttifakı kanadından bakalım. 24 Haziran seçimlerinde CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi arasında kurulan Millet İttifakı önümüzdeki yerel seçimde de hayata geçirebilecek mi?.. Zor soru değil mi?.. Bence, Millet İttifakı 24 Haziran seçimlerinde -yapılan her tülü eleştirilere rağmen- demokrasi adına başarılı bir sonuca ulaşmıştı. Eğer bu ittifak gerçekleşmeseydi, İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde temsil edilemeyecekti. Peki, buna benzer bir başarıya veya daha üst bir çıtaya Millet İttifakı'nın devamı ile erişilemez mi?.. Bu daha da zor bir soru?.. Hani, her defasında "yerel seçimlerin kendine özgün şatları vardır" denip duruyor ya!.. Bu sorunun cevabını siyaset bilimcilerine bırakalım. Gazeteci olarak -her zaman yaptığımız gibi- elimizdeki gerçek veri ve haberlerden yola çıkarak sizlere bir şeyler aktarmaya çalışalım:
Millet İttifakı'nın ortaklarından Saadet Partisi'nde bugünlerde çok önemli gelişmeler oluyor. Gözler, CHP ve İYİ Parti arasında pazarlıklardayken SP'de sessiz sedasız büyük fırtınalar kopuyor. Hafızalarımızı tazeleyelim. Millî Görüş hareketinin üzerinde ağırlığı olan merhum Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan, R.Erdoğan'a ve başkanlık sistemine olan desteği ile bilinir. Erdoğan'ın SP'yi yutma planları çerçevesinde Fatih Erbakan, yakın geçmişte peş peşe iki hamle yapmıştı. Fatih Erbakan, SP'yi ele geçirmek için önce kayınçosu Mehmet Altınöz ile birlikte ortak oldukları şirket üzerinden partinin hesap ve araçlarına, gayrimenkullerine, genel merkeze ve genel başkan Temel Karamollaoğlu'nun makam aracına haciz koydurmuştu. 24 Haziran seçimlerinde, AKP Cumhur İttifakı'na dahil olmaya SP'yi ikna edemeyince Fatih Erbakan yerel seçimler öncesi parti kuracaklarını kamuoyuna ilan etmişti. Fatih Erbakan'ın başkanlık ettiği Erbakan Vakfı'nın da siyasi parti gibi teşkilatlanıp hareket ettiği o çevreler tarafından yakinen biliniyor ve takip ediliyor. Sadede gelelim!.. Bir süredir, yaşanan limoni ilişkilerin düzeltilmesi maksadıyla, SP ile Fatih Erbakan arasında süren görüşmelerde önemli bir noktaya gelindi. Hatta buna, bu hafta sonu yapılan görüşmeler neticesinde sonuç aşamasına gelindi de diyebiliriz. Fatih Erbakan'ın özel konutunda, SP'den bir genel başkan yardımcısının başkanlığında yapılan heyetler arası görüşmede son karar Temel Karamollaoğlu'na bırakıldı. SP kaynaklarından ulaştığım bilgilere göre, Fatih Erbakan, yapılacak bir olağanüstü kongrede SP'ye katılmayı kabul etti. Fatih Erbakan kanadı, SP'den kendisi dahil Genel Başkan yardımcılıkları talep ediyor, Temel Karamollaoğlu'nun genel başkanlıkta kalması şartıyla. SP kaynakları, Fatih Erbakan'ın dayattığı şartları geleceğe ve genel başkanlığı ele geçirmeye yönelik olarak yorumluyor. SP ise aynı Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde olduğu gibi bu konuda da ikiye bölünmüş bir görüntü veriyor. Bazı kaynaklar, bunun gerçekleşmesinin ve Temel Karamollaoğlu tarafından kabulünün zor olduğunu dile getiriyor. Kararın, bugün toplanması beklenen SP başkanlık divanında alınabileceği konuşuluyor. Başta, ak saçlılardan Oğuzhan Asiltürk faktörü de dikkate alındığında Fatih Erbakan'ın partiye katılması, yerel seçimlerde AKP ile ittifak yapılmasının da şaşırtıcı olmayacağını söyleyenler var.
"Ee!.. Şimdi ne alakası var, bütün bu olup bitenlerin Brunson'un serbest bırakılması ile" diye sual ederseniz. Arz edeyim efendim:
Casus, FETÖ, PKK iş birlikçisi papaz Brunson'un serbest bırakılmasından sonra okyanus ötesinden gelen mesajların hepsine dikkat ediverin lütfen!.. Başta Trump ve diğer ABD'li resmi yetkililer ve Brunson'un tüm sülalesi bizzat R. Erdoğan'ın şahsına teşekkür ve dua ediyor. Tam bu noktada, sizin ve benim gibi safların, "Brunson serbest kaldı da Türkiye bundan ne kazanç elde etti?" gibi soruları da manasız kalıyor. Kısa vadede görünen o ki; Erdoğan, mahalli seçimlere kadar epey bir şeyi garanti altına aldı!..
Bir kez daha sadede gelelim!..
Türkiye'de yeni inşa edilen rejime göre, oluşturulması gereken en önemli yapı taşlarından biri nedir?.. Sorunun cevabı; 2 partili sistem. Şimdi, fotoğraf makinelerinizin objektiflerinin çekim açılarını, Saadet Partisi özelinden siyasetin geneline doğru iyice genişletiverin lütfen!..
Mahalli seçimlerin ardından 2 partili sürece geçiş benim açımdan hiç şaşırtıcı olmayacak!.. Şaşırmayacağım bir şey daha var. R. Erdoğan bir kez daha ABD tarafından aldatılacak!.. Tanrı ömür verirse 1 Nisan 2019'dan itibaren siyaset sahnesinde çok yeni çalkantılara tanıklık ederiz. Size şaka gibi gelmesin!..
Bir Amerikan atasözü der ki; "Pokerde eli ful olana blöf yapıp tek papaz ile rest çekersen, donuna kadar alırlar..."