Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, referandum için kampanyasını bu açılışta yaptığı konuşma ile başlattı. Erdoğan, Mersin Şehir Hastanesi'nin açılış töreninde halka, "Eski Türkiye'ye evet mi, hayır mı? O sisteme evet mi, hayır mı?" diye sordu.
Erdoğan, "Nisan ayında sandık geliyor. Nisan ayında sandık geldiğinde "evete hazır mıyız? Durmak yok, yola devam mı? Aman ha, bak Mersin geçmişteki gibi evvel Allah sandıkları patlatmaya hazır mı?" diye konuştu.
Erdoğan, konuşmasını “Şehitlerin ruhuna el-Fatiha” diyerek bitirdi.
Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
Sevgili Mersinliler, değerli kardeşlerim sizi en kalbi duygularımla selamlıyorum. Yaklaşık 1.5 yıllık aradan sonra bugün bir kez daha Mersin'de sizlerle birlikte olmanın memnuniyeti içindeyiz. Yüzünü Akdeniz'e çeviren Mersin iyi oldukça Türkiyemiz de güçlü olacaktır. Her kökenden, her inançtan, her meşrepten insanı bağrında barındıran Mersin'i birliğimizin, kardeşliğimizin sembolü olarak görüyorum. Bunun için Mersin'e tüm farklılıklarıyla, tüm zenginlikleriyle sahip çıkıyoruz. Yatırımlarda mersin'e hep öncelik verdik. Burada toplam yatırım bedeli 1 milyar 100 milyon lira olan 19 ayrı eser ve hizmetin açılışını gerçekleştiriyoruz. Bu yatırımların her biri elbette önemli ama bir tanesi var ki ülkemiz için yeni bir dönemin başlangıcını temsil ediyor. Mersin Şehir Hastanesi'nden bahsediyoruz. Bunu muhakkak gerçekleştirmemiz gerekir dediğim projeden bahsediyorum. Partimizi kurduğumuz zaman belediye başkanlığım döneminde dünyayı dolaşırken edindiğim projeydi bu. Hep bunun derdi, aşkı içerisindeydik. Ve hamd olsun şimdi Mersin'de bunu gerçekleştirmenin memnuniyeti içerisindeyiz.
"Birileri laf üretir, biz ise iş üretiriz iş"
Biz de sizlerle gurur duyuyoruz. Kardeşlerim, Yozgat'ta ilk şehir hastanemiz fiilen hizmete girmişti. İnşallah resmi açılışını da gidip gerçekleştireceğiz. Bizzat açtığımız ilk yer şimdi Mersin oluyor. Kısa süre içinde Isparta şehir hastanesi de açılacak. Böylece sözleşmesi imzalanmış olan 21 hastaneden üçünü ardı ardına açmış oluyoruz. Ülkemize, milletimize hayırlı olsun. Birileri laf üretir, biz ise iş üretiriz iş. Şimdi ne olacak? Şimdi Adana, Kayseri, Ankara Bilkent ve Manisa şehir hastaneleri de bunu izleyecek. Amacımız şehir hastanelerinin tamamını 30 büyük şehir başta olmak üzere 2020'ye kadar hizmete sokmak. Bu hastaneye girdiğinizde modern bir bakım göreceksiniz, insan olduğunuzu hatırlayacaksınız. "Devletim bana sahip çıkıyor" diyeceksiniz.
"Ana muhalefetin başındaki zatın..."
İşte, şu anda devletimiz, hükümetimiz kendi vatandaşı için bunu söylüyor. Kardeşlerim, şimdi diğer hastane projeleriyle değerlendirdiğimizde 2023 yılında tamamı nitelikli olmak üzere 10 bin kişiye 32 yatak kapasitesine ulaşmış olacağız. Bu projenin amacı tek bir kampüsün içinde vatandaşlarımızın tüm sağlık sorunlarının en kaliteli hizmetle çözülmüş olmasıdır. Binalarından cihazına kadar her konuda en üst standartta tasarlanan hastanelerimiz ülkemize sağlık alanında sınıf atlatıyor, sınıf. İşte bugün açılışını yaptığımız Mersin Şehir Hastanesi, tüm milletime sesleniyorum, günlerdir ekranlarda izlediniz. Mersin Şehir Hastanesi'ni izlediniz. Ne kadarlık bir alan üzerinde, 232 bin metrekarelik bir alan üzerinde iftihar verici bir tesis. Hastanelerimizde şuralara dikkat edin çok önemli. Hastanemizde her biri 33 metrekarelik, içinde banyosu, tuvaleti, hasta yatağı, refakatçi kanepesi, buzdolabı, gerekli tıbbi cihazı bulunan 532 adeti tek kişilik odalar var. 15 -20 yıl önce o günleri hatırlıyorum, ana muhalefetin başındaki zatın SGK'nın başında olduğu zamanları hatırlıyorum. Sağlam girersiniz hastaneden ne yazık ki sakat çıkarsınız. Afedersiniz ne banyo ne tuvalet. Bunların olmadığı günleri hatırlıyorum. Çünkü onların zihniyeti kirli. İşte buyurun. Şimdi hastane mi görmek istiyorsunuz, gel Mersin'e, git Yozgat'a, git 81 vilayetin hepsini gör. Şu anda burada 40 metrekarelik 252 adeti çift kişilik odalar var. 65 metrekarelik 21 adet hastanemiz suit olmak üzere hastanemiz böyle modern proje. 1.300 yatak var. Yine hastanemizin 51 ameliyathanesi var, 210 yoğun bakım ünitesi var. Bunlar yoktu. Öyle kuyruklarda falan inşallah sizleri bekletmeyeceğiz. Çünkü bu hastane kuyrukçu sisteme son veren bir hastanedir.
Şuranın altında 4 bin araçlık otopark, 13 yemekhane, 3 restoran, kablosuz internet, mescitler; hastanemiz herkesi memnun edecek bir alt yapıya sahip. Mersin Şehir Hastaneleri ile iki hastaneyi daha hizmete açıyoruz. Bu üç hastanemizin yatırım bedeli 716 milyon liradır.
"Şu an görevimizi yapıyoruz"
Şimdi burada işimiz var dur, biraz sonra. Şehir hastanemizin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Kardeşlerim diğer açılışlara bugün ayrıca girmeyeceğim ama toplamda 1 milyar 100 milyon liralık açılış yapıyoruz. Ülkemizdeki sağlık hizmetleri hem sistem hem kalite olarak ABD ve Avrupa başta olmak üzere kat be kat daha iyi olduğunu bilmenizi istiyorum. Şu anda tıp fakültelerinde doktorlarımızı yetiştiriyoruz, eksikliklerimizi gidereceğiz. Bunu giderdikten sonra inanıyorum ki dünya şu anda olduğu gibi buraya akacak. Çünkü biz, devleti bir sağlıklı nefese feda eden anlayışın öncüleriyiz. Tabii birileri bu atılan adımların farkında olmayabilir. Biz şu anda görevimizi yapıyoruz, varsın olmasın. Yapmaya da devam edeceğiz. Gelirken işte TOKİ'nin konutlarını görüyorsunuz değil mi? İstiyoruz ki bizim vatandaşımız modern konutlar içerisinde insanca yaşasın.
"Evet mi, hayır mı?"
"İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışıyla hareket ederek sağlık alanında da böyle bir sistemi inşa ettik. Yaşı 40'ın üzerinde olanlar eski Türkiye'nin hastanelerini çok iyi bilirler. Ey kardeşlerim, biliyorsunuz değil mi? O sisteme evet mi, hayır mı? O sisteme evet mi, hayır mı?
"Eski Türkiye'de ilaç bile alamazdınız"
Eski Türkiye'de ilaç bile alamazdınız. İlaç bulsanız para bulamazdınız. Sağlam girenin hasta çıktığı bir sağlık düzeni vardı. O sağlık düzenine evet mi, hayır mı? -evet sesleri- Karıştırıyorsunuz.
"Biraz dertleşmek isterim..."
Aslında sizlerle biraz dertleşmek isterim. Duyuyorsunuz işte Başbakan da ifade etti. İşte İstanbulumuzda yaşadıklarımız. Marmaray'ı duydunuz değil mi? Ardından Avrasya Tüneli'ni açtık, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü açtık duydunuz değil mi? İnşallah şimdi de Çanakkale 18 Mart Köprüsü'nün temeli 18 Mart'ta atılacak. Ve inşallah yakın bir zamanda Çukurova Havalimanı'nın da açılışını 2018'de yapacağız.
“Milletim de maşallah ‘evet’ diyor”
Millet de maşallah "Evet" diyor. Bugün açılışını yapacağımız yatırımlar arasında eğitim var, sağlık var, modern Türkiye var, TOKİ'nin inşasını tamamladığı konutlar var. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız 100 milyon liralık Anamur Köprüsü'nün altında kalan yerleşim yerlerini yeniden inşa etti.
"15 Temmuz gecesini hatırlıyorsunuz, değil mi?"
Değerli kardeşlerim, Mersin Büyükşehir Belediyemizin şehir hastanemizin etrafında güzel düzenlemeler yaptığını görüyorum. Burada gördüğüm manzara kurumlarımızın bakanlıklarıyla, valileriyle uyum içinde çalıştıklarında şehirlerimize ne kadar büyük hizmetleri kavuşturabileceklerini gördüm. Tüm bu eserlerin milletimize hayırlı olmasını diliyorum. 15 Temmuz gecesini hatırlıyorsunuz değil mi? Mersin'in duruşu her türlü takdire şayandı. Sizler, hani o güzel Silifke türküsünde ne diyor? "Bad-ı saba derler erken esene. Deli derler sevdiğine küsene vay. Derd ortağı bulup derdin eşene. Serin yaylalara çıkmışa benzer". Evet, aramızda Silifkeliler var değil mi. Biz asla Mersin'e sitem edenlerden olmadık, olmayacağız. İlk ayak bastığımız günden beri hem Mersin'e, hem Mersinlilere ram olduk. Bugün sizlerle ülkemiz ve milletimizin geçmişinden bu güne kadar yaşadığı sıkıntılardan biraz hasbıhal etmek istiyorum. Son 200 yılımız sürekli arayışlarla geçmiştir. Bu dönem boyunca bedel ödeyen hep milletimiz olmuştur. Bugün her birinin üzerinde onlarca ülkenin bulunduğu koskoca coğrafyaları kaybederken hep bedel ödedik. Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda bedel ödedik. Darbeler, muhtıralarda hep bedel ödedik. Ekonomik krizlerle, sosyal çalkantılarla bedel ödedik. Ama bir şeyi gördük.
“İşte siz bunu yaptınız”
Milletin söz sahibi olduğu dönemlerde zaferleri yaşarken, milletin horlandığı dönemlerde hep kaybettik. Bir Menderes ve arkadaşlarının getirdiği yere bakın, biz de 1960 darbesinden sonra geldiğimiz yere. Bizi böldüler, parçaladılar. Kardeşlerim soruyorum, ben sizleri Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Abazasıyla, Romanıyla ayırt ederek değil, yaratandan ötürü sevdim. Bize ayrımcılık yakışmaz. Kardeşlerim, bugün cumayı kıldığım camide Mersin müftümüzün hakikaten güzel bir hutbesi vardı. Orada bir ara başlık önemliydi. Biz şu veya bu mesele, böyle bir ayrımcılık bizde olmaz. Bunların hepsi birer yorumdur. Biz İslam milletindeniz. Bizim menşeimiz Hz. Adem ile Havva'dır. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız. Kardeşlerim 1980 darbesinin Türkiye'ye olan maliyetini hala ödüyoruz. 1994 krizi, 1997 yılı post modern darbesi, 2011 krizi, milletin iradesinin yerine vesayet güçlerinin ikame edildiği yerlerden çıkmıştır. Milletin söz sahibi olmadığı dönemde hep aynı sıkıntıları yaşadık. Bu sıkıntılarla biz de karşılaştık. Ülkenin seçilmiş hükümetini, seçilmiş milletvekillerini hiçe sayarak kendi çıkarlarını dayatmak isteyenlere karşı yıllarca mücadele ettik. 2007 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimini hatırlayın. Bir 367 garabeti ortaya sürenlerin kimler olduğunu biliyorsunuz değil mi? Ülkenin meşru hükümetini devirmek için çalışanları biliyorsunuz değil mi? Şimdi onlar yine iş başında. Ama başaramayacaklar, karşılarında millet var millet. İşte bunları başaramayınca ne yaptılar? FETÖ'yü 17-25 Aralık'ta devreye sokarak emniyet-yargı darbe girişimini başlattılar. Sonra ne oldu? 6-7 Ekim 2014 ve 20 Temmuz 2015... Bundan sonra da çukur eylemlerine başladılar. Ülkeyi kana boğmaya çalıştılar. Ama tüm bu süreçte milletimiz duruma el koydu. Oyunlar bozuldu. Ve bu böyle devam edecek. 15 Temmuz'da bu ihanet şebekeleri gökten F16'lar yağdırdılar. Tanklarla, toplarla, modern silahlarla yağdırdılar. Ama benim milletim ne dedi? "Arkadaş, yurdumu alçaklara uğratma sakın. Siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana vaat ettiği günler Hakk'ın. Kim bilir belki yarın belki yarından da yakın.” Mesele bitmiştir. İşte siz bunu yaptınız.
“Mersin, sandıkları patlatmaya hazır mı?”
Birbirimize sarılacağız, birbirimizi seveceğiz. Seviyor muyuz? Bayrak olarak başka bayrağımız yok. Tek bayrak mıyız, tek vatan mıyız? Mesele bitmiştir. Evet, Nisan ayında sandık geliyor. Nisan ayında sandık geldiğinde "evete hazır mıyız? Durmak yok, yola devam mı? Aman ha, bak Mersin geçmişteki gibi evvel Allah sandıkları patlatmaya hazır mı?
"Gümbürdeyeceğiz, eseceğiz"
İnşallah biz bunların detaylarını şahsım, Başbakanımız, ilgili bakanlarımız hep beraber anlatacağız. Bakın 25 yaştan 18'e; daha önce seçilme yaşını indirdik değil mi? Dünyada 56 ülkede seçilme yaşı 18. Benim gencime güvenmeyecek miyiz? Bizim ecdadımız Fatih 21 yaşında bir çağ kapadı, br çağ açtı. Biz onların torunlarıyız ya. Gümbürdeyeceğiz, eseceğiz. Hazır mıyız buna da? Milletvekili sayısını 550'den 600'e çıkarmaya hazır mıyız? Meclis ve senato varken sayı kaçtı? 600. Yine 600'e çıkıyor. "Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya: Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya". Sakarya ayağa kalkıyor mu? İşte bu kadar.
Yıldırım: Evet, evet, evet!
Erdoğan'dan önce konuşan Başbakan Binali Yıldırım’ın açıklamasından satırbaşları şöyle:
Mersin, Türkiye'nin göz bebeğidir. Türkiye'nin teminatıdır. Türkiye'yi geleceğe taşıyan şehirlerin başında Mersin geliyor. Hükümet olarak Mersin'in ne kadar büyük bir imkana sahip olduğunu, ne kadar büyük bir potansiyeli olduğunu biliyoruz. 15 yılda AKP iktidarları olarak Mersin'e tam 16 katrilyon yatırım yaptık. Helali hoş olsun. Yollar, şu Ulukışla yolunu hatırlayın. O yolda nice canlar gitti. Kamyoncuların, seyahat eden vatandaşlarımızın Ulukışla-Pozantı yolunda yaşadıkları acı hatıralar var. Şimdi o tünelle dereler vadileri geçtik, dağları deldik. Yeter ki milletimizle buluşalım. Biz milletimize aşığız. Milletimizin bizimle, bizim milletimizle buluşması için aramızda ne engel varsa o engelleri kaldıra kaldıra geliyoruz.
"Eksik kalan kısımlarını tamamlıyoruz"
2007 hatırlayın, AK Parti iktidar. 363 milletvekili var. Cumhurbaşkanı seçilecek, ana muhalefet partisi "Hayır" diyor. "Siz Cumhurbaşkanı seçemezsiniz" diyor. Öyle mi? Madem öyle, işte böyle. 2007'de dedik ki; "Madem biz seçemeyeceğiz, o zaman işin sahibine gidelim. Millete gidelim". 21 Ekim 2007'de cumhurbaşkanının millet tarafından, sizler tarafından seçilmesinin yolunu açan referandumda Mersin yüzde 70'e yakın "Evet" oyu verdi. "Evet, evet, evet" dedi. Şimdi yine diyorlar ki; "Cumhurbaşkanını millet seçmesin. Cumhurbaşkanı hükümet kurmasın. Cumhurbaşkanlığı sistemi gelmesin, hayır" diyorlar. Siz ne diyorsunuz? İşte bu kadar. Şimdi yaptığımız nedir değerli kardeşlerim, 2007'de sizin yaptığınız ve "Evet" diyerek cumhurbaşkanının millet tarafından seçilmesini sağlayan o değişikliğin eksik kalan kısımlarını tamamlıyoruz. Millet cumhurbaşkanını seçecek, millet hükümetin nasıl oluşacağına da sandıkta karar verecek.
"Dünya nereye gidiyor, siz nerede kaldınız?"
Değerli kardeşlerim "Rejim değişiyor" diyorlar. Bırakın rejim değişmesini siz kafayı değiştirin. Dünya nereye gidiyor, siz nerede kaldınız. Rejimin falan değiştiği yok, değişmeyen tek şey değişimin ta kendisidir. Türkiye hak ettiği yolda muhasır medeniyetler yolunda emin adımlarla yürüyecek.
"Doğruyu bulmak istiyorsanız Mersin'i takip edin"
Şimdi belediye başkanı seçiyoruz değil mi her 5 yılda bir gidiyoruz iki tane zat. Biri belediye başkanı için, diğeri de belediye meclisi üyeleri için. Evet, daima evet. Aynı sandıkta, aynı gün belediye başkanını da seçiyorsunuz, Meclis'i de seçiyorsunuz. Ve Meclis, belediye başkanının ihtiyacı olan kararları alıyor, belediye başkanı da 5 yıl boyunca size hizmet ediyor. 5 yılın sonunda beğenmediyseniz yenisini seçiyorsunuz. Ama güzel yapıyorsa işini tekrar seçiyorsunuz. Şimdi burada da iki sandık. Birinde cumhurbaşkanını seçeceksiniz, evvel Allah cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı seçeceksiniz. İkinci de milletvekilleri seçilecek. Hem hükümete hem meclise güven vereceksiniz. Siz seçtikten sonra başkalarının aradan kafayı uzatıp "Ben sizin seçtiğinizi istemiyorum" demeye hakkı olacak mı? Hayır diyorsanız işte Nisan'da "Evet" diyeceğiz. 'Hayır'cılara cevabı nisanda "Evet, evet, evet" diyerek vereceksiniz. Biliyorum sabırsızlıkla bekliyorsunuz. Sayın cumhurbaşkanımızın birazdan size hitabı olacak. Sözlerimi tamamlarken şunu söylemek istiyorum. 79 milyon vatan evladı, vatandaşlarımız iyi bilsin ki Türkiye'de rejimi değiştirmeye kalkanlar karşısında Mersin'i bulur. Herkes gider Mersin'e, onlar gider tersine. Doğruyu bulmak istiyorsanız Mersin'i takip edin. Mersin Türkiye'nin çimentosudur, Türkiye'nin özetidir.
Hiç kimse bu millete zorla bir şey yapamaz. İşte 15 Temmuz'da bunu denediler, derslerini aldılar mı? Derslerini verdiniz mi? Size de "evet" yakışır. Milletin iradesi neyse bizim de istikametimiz olur. "Evet" diyoruz, hizmetin, yatırımların, dev projelerin daha çabuk, zaman kaybetmeden yapılması için ne diyoruz? Evet diyoruz. Bütün vaktini, bütün enerjisini büyümeye, kalkınmaya harcayan bir Türkiye için, yeni yollar, yeni tüneller, yeni barajlar, yeni stadyumlar, yeni hastaneler için "Evet" diyoruz. Değerli kardeşlerim, şehir hastanemizin, bu güzel projenin Mersinimiz için güzel hizmetlere vesile olmasını Mevlamdan niyaz ediyorum. bu güzel eserin bu günlere gelmesinde en başta bu projenin sahiplenen ve bu projenin gerçekleşmesinin talimatını veren sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum. Sağlık Bakanımız ve ekibine teşekkür ediyorum. Kardeşlerim, bu hastanede 5 bin Mersinli iş güç sahibi olacak. 5 bin kardeşimize iş verilecek. Bu hastanede, dünyada olmayan en güzel sağlık hizmetlerini elde edeceksiniz. Bir kez daha coşkunuz için, desteğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. Allah'a emanet ediyorum.